6.Bölüm

25 10 3
                                    

Yeni bir bölüm ve yeni bir macera bu bölümde çok farklı şeyler olucak... Acayip şaşıracağınız birçok şey olucak... Yine fazla uzatmadan hikayemize başlayalım çünkü bende çok merak ediyorum lsvdlsbdus

Duyuru: karakterleri hatırlamak için 2.bölüme dönüp bir bakın ölükerimiz var ki zaten ölenleri hatırlıyorsunuz şuan 14 kişimiz kaldı geriye hadi hayırlısı diyorum tekrar ediyorum 2.bölüme bakınki sonra 'e bu karakter kitapta yoktu ne ara geldi ' vb. Şeyler demeyelim... İyi okumalar😌

6.BÖLÜM...

"AYRILIKLARMIYDI SESSİZLİĞİ BOZAN... YOKSA SESSİZLİK MİYDİ AYRILIKLARI YAŞATAN..."

Ve yine sessizlik hakim olmuştu sadece mikrofonun ardındaki sese odaklanmıştık
"Özlediniz mi beni... Eminim ki çok özlediniz... Her neyse sonra hasret gideririz şimdi yeni oda için yeni oyun lazım dimi... Sizin için hazırladığım oyun eminim ki sizi çok mutlu edecek..." ve yine o iğrenç kahkahasını attı... Her seferinde piskopat bir manyak olduğunu bize hatırlatmak içinmiydi bu sesi...
"O****çocuğu oyun hazırlamana gerek yok açlıktan ve sussuzluktan ölücez zaten!!" bu gürleyen selim di ilk defa onu böyle görüyordum günlerdir ikizi selin için sesini çıkarmamaya çalışsa da bu sefer çıkmıştı sesi... Ancak bu seri katil için bir zevk ti bizim aç kalmamız korkmamız susama mız onu mutlu ediyordu ancak aramızda çoktan ölmek üzere olanlar vardı bunlardan biri aysel abla bir ğeri ise selin di aysel abla zaten ali den sonra çok köti oldu selin de bünyesi kaldırmıyordu... Kimin bünyesi kaldırırdı ki bu korkunç kabusu , bunca kişi ile aynı kabusu yaşamak kimin bünyesini yok etmezdi ki... Herkesin artık kanayan dudakları 1 yudum suya hasret ti...

"Merak etmeyin yakında çıkacaksınız... Ancak sağ kalanlar... Sizi burda daha fazla tutmak istemiyorum sıkıldım sizden... Yeni kurbanlıklar bulmam lazım..." ve kahkaha...
Hem bizim hemde başkalarının hayatını karartıyordu bu manyak...
" oyunumuza gelince... Herkes şimdi yeni açılan bu kapıdan geçsin..."
Ve birden bire kapı açıldı herkes ölü gibiydi yavaş adımlarla kapıdan girdik bu seferki oda çok aşşırı büyüktü diğer odalara göre çok daha daha büyüktü içinde birsürü eşya vardı ve tekrardan miktofon açıldı " bu odayı sizin için özle olarak hazırlattım... Bu sizin son odanız ancak birçok kurban verilecek normalde daha çok odamız vardı ancak sırada bekleyen yolcularımız olduğu için onları bekletmek istemiyorum hem birden bire kan görünce neşem yerine geliyor sizde çok yavaş ölüyorsunuz... Şimdi oyunlar başlasın..."  bu adam piskopatlığı da geçiyor du... " herkes yan yana dizilsin aranuzda 2 insan kadar boşluk olsun " dediğini yaptık... "Şimdi tek ayak üztünde kalın" ve kahkaha...
Ne diyodu bu p*ç! Ve hepimizin üzerinde kırmızı ışıklar tek tek yandı " yoksa ölmrk mi istiyorsunuz... Tek ayak üstünde durun... Hareket eden ölür! En ufak hareketiniz ölümünüz demek... Burada yani bu oyunda 4 kişiyi ölü görmek istiyorum..." ve kahkaha...
Herkes tek ayak üstünde durmYa başladı... Hareket etmeden durmaya başladık... Daha ilk saniyeden ben düşmek üzereydim hareket etmemek için kendimi zor tutuyordum... Başım dönmeye başlamıştı birden bire etrafta çığlıklar koptu sesler geliyordu ama ben ölmüş gibiydim en son yere düştüğümü hatırlıyorum... Ölüm böylemiydi... Hiçbirşey hissetmemek mi ! Etraftaki sesler durdu ve benim o kahrolası gözlerim kapandı , acı hissetmiyordum, açlık hissetmiyordum, sussuzluk hissetmiyordum... Hikayem buraya kadarmıydı yoksa! İntikam için yanıp tutuşurken ilk defa başaramamıştım.... İlk defa kendime söz verdiğim birşeyi başaramamıştım... Ses gelmeye başladı 'Pelin....Pelin...' yoksa melekler mi gelmişti canımı almaya sonra gözüm açıldı aniden yüzüme sert bir ışık çarptı zar zor konuşabiliyordum..."Cennet'te miyim..." 'Hayır-' Yoksa cehennemde miydim birden bire ağlamaya başladım " zaten hayatım cehennemdi cehenneme mi geldim " ve birden bire bir gülme sesi geldi... "Ne yazıkki cehennemde sin... Ama hayattasın." gözlerimi kocaman açtım açmamla kapatmam bir oldu "ah gözüm" gözüm deli gibi ışıktan yanmıştı " çok karanlığa marus kaldığından gözün ağrıdı" sonra sessizlik arkadan ağlama sesleri geliyordu çok merak ediyordum 5-10 dk sonra gözlerimi açtım karşımda arda vardı " ne oldu bana ? Ölmedim mi?" " yok daha ölmedin ama bayıldın..." "peki kim öldü? Ben düştüm ama ölmedim " " çünkü sen düşmeden 4 kişi düştü... Aslında üç kişi düşmüştü ama sen düşmeden hemen önce 1 i daha düştü ve hemen ardından da sen..." gözlerim fal taşı gibi açıldı korkuyla sordum " kim?" sorduğum soruyu anladı yüzü bembeyaz olmuştu sesi titriyordu " selin , Aysel abla , Hikmet abi ve Zeynep" hepsi ölmüştü yavaş yavaş herkese baktığımda selin in abisi selini kollarına almış sayıklıyordu gözleri kıpkırmızıydı sayıkladıklarını az çok duya biliyordum ' intikamını alıcak abisinin prensesi' gözlerimdeki yaşlar çoktan firar etmişti yavaşça ayağa kalktım ' pelin nereye ?' ardayı duymamazlıktan geldim ve yürümeye başladım adımlarım minik minikti ama hedefime çoktan gelmiştim selim in yanına oturdum elimi sırtına dayadım ' birlikte alıcaz intikamını ' selim kıp kırmızı gözlerle bana baktı ' ölmicem...sırf intikam için ölmicem!' ona sarıldım 'selin kadar olamam ama beni kardeşin olarak görebilirsin' sadece onun duyacağı bir yükseklikteydi sesim bana sarıldı ' asla selin gibi olamazsın ama kardeşimsin' sıkıcana sarıldık birbirimize herkes bir köşeye sinmiş bize bakıyordu bir süre sonra sarılmayı bıraktık " şimdi selini bir köşeye koyalım üstüne bir bez bırakalım... Ne dersin 'ABİ' " bana baktı gözlerindeki yaşlar tekrardan oluşmuştu " Tamam" dedi yavaşça kardeşini kolları arasına aldı ve bir köşeye koydu etraftaki eşyaların arasından bulduğumuz battaniye ile onun üstünü örttük... Sonra diğerlerini de aynı şekilde hep birlikte kaldırıp üzerlerine bulduğumuz battaniye ve bezleri örttük... Sonrası çok sessizdi herkes ölü gibi bir köşeye oturdu bir yanımda arda elimi tutmuş bir yanımda yeni abim selim...duvara yaslanmıştık... Yavaşça gözlerimi kapattım vey başımı ardanın omzuna koydum uyumuyordum ama o kadar bitkindim ki artık uyku bile zor geliyordu...
Sonra mikrofonun o iğrenç zızırtı sesi geldi burdan anlaşılıyordu ki yeni bir görev vardı...
Yavaşça kendimi dikleştirdim arda ve samet de aynı şeyi yaptı daha sonra ses geldi " evvet son 10 kişi kaldınız... Şimdi size bir süprizim var... Bu seferki oyun çok güzel... Yemek ile ilgili.." hepimiz birden bire sevindik çünkü hepimiz açtık ve zar zor dayanıyorduk" ancak yemek 9 kişilik olucak yani aranızdan biri... Ölücek..." ve yine sessizlik , bu adam bir piskopattı bunu bize artık ezberletti... Birden bire ışıklar kapandı durdum yoksa yinemi biri gidicekti yanımda duran arda ve selim kolumdan tuttular biraz geriye aldılar ve bırakmadılar yaklaşık 2-3 dakika sonra ışıklar tekrardan yandı ama kimse bir yere kaybolmamıştı onun yerine yerde tamı tamına 10 tane küçük kutu vardı " bu kutuların içinde biletler var ve 1 tane kutuda bu biletten yok şimdi tek tek herkes ilk dokunduğu kutuyu alsın 3 dakikanız var..." ve odadaki televizyonda saniyeler başladı sırayla herkes aldı kimse kutusunu açmadı... Saniye dolunca mikrofon açıldı " şimdi herkes kutusunu açsın " ve herkes açmaya başladı ben korkuyordum ya ilk odadaki gibi olurasa ya yine renkler farklıysa... Herkes açmıştı ben hariç hepsinde fiş çıkmıştı ve son kutu bendeydi...
Selim ve arda bana şok içinde bakıyordu arda kulağıma eğildi " kutunu bana ver " ona baktım ve " intikamımı al olurmu " ve kutuyu açtım...
Ama !!!!! Nasıl olur !!! B-Bu imkansız !!!!
Benim de kutumda fiş vardı...



Yine çok güzel bir bölümdü ben çok beğendim sjsjsjsj
Umarım ki sizde çok beğenirsiniz...
Peki sizce ne olacak ?
Herkeste fiş varsa ölecek olan kim !!!
Yoksa bam başka bir oyun mu var burda ???

Peki Selim Pelin i kardeşi olarak görmesi sizce nasıl?

Arda ve pelin yakışıyormu?

Yada Tahir ile Pelin mi?

Yada hiç biri mi?

Peki ya ölüler...
Neyse spoiler vermiyim sjsjsjsjsj...
Umarım yazdıklarımı beğeniyorsunuzdur sizi çok seviyorum...
...Bb...

ÇEMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin