8.Bölüm

26 9 1
                                    


Evet bu seferki bölüm bomba gibi olacak iyi okumalar...

Arda nın anlatımıyla

Kendi kendime kafayı yiyodum sanki... Herkes sus pus olmuş köşesine çekilmişti bir deren ben miydim !? Pelin için bir tek ben mi bu kadar endişeleniyordum!? O kadar şey yaşamamıza rağmen hiçbirinin umurunda değilmiydi gerçekten !? Sinirle elimi yumruk yapıp duvara vurdum dilimden acı bir ses ile " sevdiğim herkes elimden kayıp gidecekmi..." yanaklarımdan akan yaşım umursamazca alnımı duvara dayadım olduğum yerde perişan bir haldeydim selim de aynı iekildeydi ama o umurumda dahi değildi onun yüzünden pelin i bıraktım onun yüzünden pelin gitti. Alnımı yavaşça duvardan kaldırıp sırtımı duvara yasladım ve sanki gökyüzündeki yıldızlara bakıyormuş gibi üstümdeki duvara baktım simsiyah tı ama aydınlıktı " sana yıldızı bulucam dedim... Sende kabul ettin... Ama şimdi sen yoksun... Yıldızlarda yok... Benim yıldızım sendin... Senin yıldızın da ben olmak istedim... Ama ama kendimi sana gösteremeden senin ışığın yok oldu... Nerdesin pelin... Yaşıyor musun... Neden yaşadığına dair bir umut yok içimde..." gözlerim kırmızıya bulanmıştı artık. " Eğer yaşıyorsan seni bulucam. Ama eğer... Eğer... Ölmüşsen..." daha fazla dayanamıyordum kendimi zor tutuyordum. Parçalanacak gibi hissediyordum. Ama cümlemi tamamlamalıydım. " İntikamını alıcam güzel yıldızım... " ve sustum ama bu susmuşluğum değilki yenilgiyi kabullenişimden bu susuşum savaşın yeni başladığını açıklayan sesti...

Birkaç dakika sonra yanıma birinin geldiğini hissettim başımı hafif çevirdiğimde Tahirin olduğunu gördüm kafamı sinirle çevirdim "Abi daha ne kadar böyle davranıcaz ?" ona baktım ve sabırla nefes aldım sesimi onun duyacağı bir seviyede " Lan dedim tamam benim sana dayak atacağım bir şey söyle sen en sapık ça şeyi söyledin amk" "abi napıyım sen hem gel beni döv hem de küs kal... Senin için yaptığıma şükret. Bide ne desem dövmeyi hak edecek birşey bulamadım ben de o şeyi söyledim. Beni tanıyorsun öyle iğrenç birşey yapmam ve söylemem" ona baktım sabır çekerek haklı olduğunu söyledim...
Evet tahir ve ben arkadaşız hemde birbirimizin sağ kolu fln ben aylardır pelini seviyordum sadece platoniktim bu geziyede onun tek olacağını öğrenip tanışmak için çıktım... Ancak işler yolunda gitmedi... Tahir de benimleydi çünkü yardım etmek için. Birbirimizi tanımıyormuş gibi yapıyorduk çünkü bu işin bir planıyd. Sözde tatilde tesadüfen herşey olacak ve pelin bana aşık olacaktı ama burda olmamız herşeyi bozdu. Tahirle birşey fark ettik bütün abi ve kardeşleri hatta birbirini tanıyanları öldürüyordu bu piskopat biz de birbirimizi tanıdığımızı hiç belli etrmedik...
" Bu cehennemden çıkana dek böyle devam edicez tamam mı. Seni de kaybedemem " tahir tamam dercesine kafasını salladı. "Ama abi kendine gel merak etme pelini kurtarıcaz yada bulucaz." ona zorla tebessüm ettim " inşAllah abi inşAllah " ve birbirimizle kavga edip ayrıldık ki kimse anlamasın gerçekleri...

Platonikliğim bana çok ağır geliyordu çünkü sevdiğim kıza dokunmak dahi imkansızdı ama burada yakınlaştık ve elini tutabildim sarıla bildim... Bazen acaba beni sadece arkadaşı olarak mı görüyor diye o uyurke ağladığım dahi oluyordu ama güçlü kalmalıydım bunu da biliyordum... O selim den de çok kıskanıyordum ama onu abisi olarak gördüğünü söyleyince birşey demek istemedim çünkü birşey deseydim sana ne. Sen benim neyimkinsin ki demesinden çok korktum...

........

Yazarın anlatımıyla

Sessizlik hakim olmuştu tüm heryere sadece pelinin kalbinin durduğunu gözteren cihazdan gelen o tiz çını vardı...

Arda duvara yaslanmış başını tutup ayaklarını kendine çekmiş kendi kendine ölürken.

Pelin soğuk sedye üzerinde kalbinin sessizliğini dinliyordu...

Doktorlar deli gibi ellerinden geleni yapıyorlar dı ama ellerinden hiçbirşey gelmiyordu...

En sonunda bir doktor elinde kocaman bir şırıngayla pelinin tam karşışısında acaba vursam mı diye dona kalmıştı. Diper doktorlar bunu fark edince " delirdin herhalde bu hastaya vurulursa bir daha asla onu geri getiremeyiz " Kadın derin bir nefes aldı " ama yüzde 5 lik bir ihtimalle-" doktorlardan biri tahammülsüzce " Akif ne dediğinin farkında mısın! Bu iğne ona şok dalgası yaratır ve vucudu buna dayanamayıp iflas edebilir!" Doktor akif onlara son kez bakıp " Kusura bakmayın başka çaremiz yok " diyip iğneyi peline saplayıp içindeki sıvıyı aniden pelinin vucuduna enjekte etti doktorların hepsi 'yapma, Hayır, Akif!'  demelerine rağmen doktor çoktan iğneyi çıkarmıştı ve ölüm sessizliği kaplamıştı odayı ve birden bire pelin in derin nefes alması pdanın sessizliğine bir melodi olmuştu ve ardından kalp atışını kanıtlayan o ses ' tınt tınt tınt ' yüzleri artık gülüyordu ama vakit kaybedemezlerdi aceleyle amelyat a devam ettiler...

......

1 Gün Sonra

Pelin bir odada kablolara bağlıdı nefes alış sesi büttün sessizliği bozuyordu ama bu ses melodi sesinden farklı değildi gözlerini yavaş yavaş açan pelin herşeyden habersizdi daha hiçbirşey anlamadan gözleri tekrar kapandı...

Ve oda kapısı cızırtıyla açıldı ve ardından kapandı odada dolaşan bu adam pelinin yanına doğru ilerledi bu kişi piskopat katil sezer konakçıoğluydu...
Ülkede deli gibi aranıyordu ama suratını kimse görmemişti. Kimse.
Uzun boylu hafif esmer bir nevi buğday tenli ela gözlü siyah renk saçlarıyla oldukça yakışıklı biriydi ama piskopat bir katildi bu onu vahşileştiriyormuydu?
Pelinin yanına vardığında yavaşça elini saçına götürdü " Ben Mert Sezer konakçıoğlu tanıştığımıza memnun oldum pelin sonsöz..." ve yüzündeki piskopatlık tebessümü belirdi " senin piskopat aşığın ım..." ve baş ucuna oturup onu izlemeye başladı...

Arda baygın bir şekilde gözlerini açar ve bambaşka bir odada olduğunu fark eder ve yanında sadece 3 kişi vardır onlarda baygındır...

Pelin gözlerini açar bir yatakta kablolara bağlı bir şekilde karşısında tanımadığı birini görür...

Tahir baygın bir şekilde Ardanın yanında uzanmaktadır...

Selim baygın bir şekilde odanın en köşesinde oturur vaziyette durmaktadır...

Ve Nilsu baygın bir şekilde Tahirin yanındaki duvar a doğru bir nevi atılmış şekilde...

geriye kalanları eski odada ölü bir şekildelerdir....

Mert Sezer konakçı oğlu pelinin baş ucunda telefon ile birilerine talimat verir...

..............

Bölüm sonu :)

...............

Evet yeni bir bölümün sonuna geldik baya güzeldi bunu birkaç saat te yazdım ve hemen atıcam dün bir bölüm bugün bir bölüm atıyorum hadi yine iyisiniz...
Ama tabiki bölüm biraz kısa oldu yapacak birşey yok uzun zamandır 1 gün arayla bölüm atamıyordum ve o uzun zaman aradan sonra bu bölüm ü atmak beni mutlu etti çünkü dün bir tane bu gün bir tane bölüm atıyorum...
Dediğim gibi zaman buldukça yazıyorum ve evet gelecek bölümlerde ne olacak ben de çok merak ediyorum... Neden diğerleri herhangi bir görev olmadan öldürüldü neden bu 4 lü odada peki Nilsu kim ? Bunların hepsi eminimki çok merak ediyorsunuz...
Bide sizce Mert ile pelin mi? Yoksa Arda ile pelin mi ? Yorumlar da belirtin. Sizi çok seviyorum iyi günler yıldızlarım :) :) :)

******

<3

ÇEMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin