13.Bölüm...(yeni sezon)

15 2 1
                                    

kırallıklar arasında yeni bir savaş, bir tarafta Alev kırallığı... Bir tarafta Su kırallığı... Kimin savaşçıları daha güçlü... Kimin taktiği daha etkileyici...

....

2ay sonra...

Yeni bir hayat bekliyordu hepimizi, kimimiz hala savaşta kimimiz ise hala savaştan habersiz... Bu savaş hiç bitmedi, belkide bitmeyecek...

İkiay boyunca çok şey yaşadık, taburcudan sonra birsürü magazin ile uğraştık, birsürü röpörtaj verdik..

Aramızdaki bağ her geçen gün daha iyi oluyordu, ama ben farklıydım hala, bariz bir farklılık vardı ortada, bunu çevredekiler de hissetmiş ama pisikolojiden dolayı dır diye çok üstelemediler... Ama pisikoloji değil hala savaşın içinde olmak yakıyordu canımı...

Yaşanan onca şeye rağmen hala felaketi atlatamamak korkutuyordu beni... Ama güzel birkaç şeyi de geçmemek lazım, Arda ile çıkmaya başladık...

Her halde bu felakette en güzel şey bu oldu... Çünkü artık bir dayanağım var gibi hissediyorum, en zor anda bile elimden tuta bilecek biri, en mutlu anımı yaşatacak ve yaşatıyor olan tek kişi oldu...

Bugün yine buluşucaz, ama sadece ikimiz değil, ÇEMBER ile beraber bir araya gelecez... Çember takımımızın adı...
Ve buluşma yerimiz de Wens Cafe. Orayı çok seviyorum çünkü sevdiren onlar...

Siyah bir swet altınada aynı şekilde siyah kot pantolan giydim saçlarımı tepeden at kuyruğu yapıp kırmızı bandana ile süsledim, Arda nın bana hediye ettiği kırmızı kuru gül kolyemi taktım... Makyajımı da hafif bir şekilde yapıp kapıya yöneldim... Son anda telefonumu hatırladığımda içimden şükür nidaları ile evin çıkışına yöneldim askıdan orta boy kırmızı sırt çantamı alıp tek koluma geçirdim, ardından kırmızı sporumu çıkarıp giymeye başladım...

O sıra da annemin sesini işittim "kızım ne zaman gelirsin?"
Ayakkabılarımı giymeye devam edip "bilmem, ama çok geç kalmam ben sana haber veririm..." annemin hala korkuyor olması beni çok üzüyordu ama yapacak birşey yoktu, ben bile hala korkuyorken onun da korkması normal...

Ayakkabılarımı giyip beni uğurlamaya gelen anneme sıkıcana sarılıp vedalaştım ve evden çıktım...

Apartman dan aşağıya indiğimde kapıda Arda nın arabasını gördüm, sevinç ile arabaya doğru koşuşturdum, arda arabaya yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu, benim geldiğimi görünce kollarını benim için açtı, bende fırsatı kaçırmadan ona sıkıcana koşup sarıldım...

Saçlarımın kokusunu derince ne içine çekip "Hoşgeldin güzelim." ona sarılmaya devam edip "Hoş geldim..." dedim. Bir süre sonra arabaya bindik, herzamanki gibi arda emniyet kemerimi takıp araba ya bindi ve cafe ye doğru sürmeye başkadı...

Arabada yol boyunca konuşup en sevdiğimiz şarkıyı tekrarlayarlıyorduk...

"Bugün bildiğim tüm aşkları unuttum
Tek bizi bileyim istedim
Avucumda Senden bir parça büyüttüm
Onu adam ettim... 🎵"

Ve birsürü mağazanın, kafelerin olduğu bir cadde de dışında bile bir sıcaklık hissiyatı veren wens Cafe ye doğru ilerledik.

İçeri girdiğimizde bizimkiler en güzel yeri kapmış bizi bekliyolardı, onlara doğru büyyük bir gülümsemeyle gittim arda da hemen yanımda yürüyordu "Ooo çifte kumrular da geld-" Tahirin sozünü Nilsu kafasına vurarak durdurdu.
"napıyosun ya! bakın bu kız beni öldürmeye niyetlenmiş abi, durduk yere bana vuruyor."

Nilsu kaşlarını çatıp kısık bir ses ile "her geldiğimizde sanki sesini bütün kafeye duyurmak zorundaymışçasına bağırıyorsun, bu gerizekalı mikrofon yutmuş her seferinde aynı şeyi yapıyor!" 

ÇEMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin