2. Bölüm "Oyun Başladı"

26 9 0
                                    


🍃

Hafızamı zincirler içinde tutan zincirleri kırdım. Duygularımı içinde saklayan kasayı patlattım. Gücümü içinde tutan mührü parçaladım. Hazır ve nazır bekleyişteyim. Geliyorlar hissediyorum. Habersiz misafirlerimiz var seziyorum. Habersiz misafirleri şoka uğratmaya bayılırım. Şimdi de bana sürpriz yapacağını düşünenleri şaşırtma vaktiydi. Gözlerimi kapattım ve bekledim. Yıldızın içinde geçirdiğim asırlar iyi gelmişti. Bol bol meditasyon yapmış, odaklanmış ve güçlenmiştim. Liv sò ile irtibata geçmiş, sonsuzluğu gözlemlemiştim. Biricik düşmanım bilmeden bana iyilik yapmıştı yani. Güzel bir tatil olmuştu benim için. Azrail fazladan mesai yaparken ben dinlenmiştim azıcık. Şimdi hareket vaktiydi. Azrail'in aldığı canların günahkâr ruhları dışarıda kol geziyordu. Kapısını kapatmam gereken bir cehennem, içine tıkmam gereken cehennem kaçakları ve uğraşmam gereken bir adet Şeytan vardı. Bayağı işler birikmişti gittim gideli. Ne yapayım artık, başa gelen çekilirmiş.

Yanıma vardıklarını hissettim. Benim sadık yardımcılarım beni bulmuş ve kurtarmaya gelmişlerdi. Onları teker teker incelemeye başladım. Görmeyeli uzun süre olmuştu. Onlara zarar geldi mi bilmeliydim. Eğer onlara zarar geldiyse zarar verenin benden çok büyük çekeceği vardı. Hepsini inceleyemeden Şeytan geldi. Saklandığı yerden çıkmaya nihayet karar vermişti. Onu ve arkasındaki adamlarını incelerken kulak tırmalayan iğrenç sesini duydum. Aslında çaldığı tiple yakışıklı bir varlıktı vesselam. Neye dönüşürse dönüşsün sesi çok kötüydü ya!

"Demek asırlarca burada saklanmış benden. Planlasam böyle bir yere tıkmayı başaramazdım sanırım." Sözlerinin bitiminde o pis gülüşünü işittim.

Cesur kızım Emery'nin bir adım öne çıkışını gördüm. "O kadar zeki olmadığını ve Liv sò yazmasa O'nu bir yıldıza hapsedemeyeceğini biliyoruz zaten korkak. Hem biz, bize ihanet eden bir alçak olmasa amacına asla ulaşamayacağını hatta cehennemden çıkmayı deneyemeyeceğini de biliyoruz. Çünkü bunu O yapmıştı. Sana o kadar güzel dersini verdi ve seni korkuttu ki." Bir kahkaha saldı ortaya cesur kızım. Arkada kıkırdayan çocuklar da eklenince Şeytan'ın sinirden morarışını izledim. Grubun şebeği Davin'in kıkırtıları arasında konuşmaya çalışışını dinledim.

"S-sen o kadar kork-korkmuştun ki" durdu ve gülmekten akan gözyaşlarını sildi. Konuşmaya devam etti. "Üstünden çıkan habis dumanların bile arkana saklanmaya ça-çalışıyordu ve sen, sen bembeyaz olmuş-tun." O anları tekrardan hatırlamasıyla bir kahkaha daha patlatmış ve Şeytan'ın o anda ki suratını canlandırmaya çalışmıştı. Tam olarak aynı şekilde taklit etmesiyle dayanamamış ve yüksek sesli bir kahkaha patlatmıştım. Yıldızın içinde çılgınlar gibi kahkaha atarken herkesin afalladığını ve donmuş bir şekilde yıldıza baktığını görebiliyordum. Şeytan afallayışını atlatmadan çocukların bedenine yıldızın parçalarından oluşan şeffaf bir koruma yerleştirmiş ve kahkahalarımı nihayet durdurmuştum. Çocukların güvende olduğuna inandığım ilk anda yıldızı patlatmış ve parçalarını toz haline getirip içime çekmiştim. O yıldızda benim gücüm vardı. En ufak bir toz zerresine ulaşan kişi çok büyük güçler elde edebilirdi ve başıma bela almak istemiyordum.

Patlamanın şiddetiyle uzay boşluğunda savrulan Şeytan ve arkasında getirdiği iblislere baktım. Ardından umursamadan arkamı döndüm ve ekibime baktım. Hepsi beni inceliyordu. Bende aynı şekilde Şeytan geldiğinde bölünen incelememi tamamlamış ve birkaç sıyrık ile savaş izlerinin dışında iyi olduklarına kanaat getirince göz kırptım ve önüme dönerek yanıma yaklaşan ve patlamanın etkisinden kurtulmaya çalışan Şeytan'a ve arkasında yaralanan iblislere baktım.

"Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu. Yeniden merhaba! Sahalara döndüm ve sanırım Davin'in taklit ettiği surat ifadesini yeniden görmek için seninle bayağı uğraşacağım. Ne dersin?"

KUEJAN: Tek Varlık BekçisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin