"neyseki ev eşyalı, tabak filan var bari" (hyunjin)
"cidden 8 kişinin tabak alışverişi yaptığını düşün ölüm gibi" (felix)
Koca bir tencerede su kaynatan felix, noodle baharatlarını hazırlayan hyunjin ve birlikte yiyecek hazırlamaktan mutluluk duyan bu ikiliyi süzen Jeongin mutfaktaydı. Su sonunda kaynadığında felix fırın eldivenlerini giymiş koluyla hyunjin i geriye çekilmesi için uyardıktan sonra tek tek 10 bardağa su koymuştu. 10 bardaktı çünkü doymayan olabilirdi. Felix kendini yakmadığı için seviniyordu.
"ne hamaratsın, ben olsam her kasede ayağıma dökmüştüm su-" (Jeongin)
Jeongin sözünü tamamlayamadan hyunjin in eli yanlışlıkla sıcak su ve noodle dolu kaseye çarpmıştı. Sıcak su felix in ayağına döküldüğü gibi acıyla çığlık atmıştı. Jeongin ve hyunjin endişe ile onunla ilgilenmeye başlamıştı.
"AAA-AAHH ÇOK ACIYOR ACIYOR ACIYOR" (felix)
Bağırarak ağlamaya başladığında hyunjin onu kucağına almış ve yanmış ayağını açtığı suya tutmuştu hemen. Felix in gözlerinden inciler hızla dökülürken acıyla hyunjin in tişörtünü avuçlarında sıkıyordu.
"özür dilerim, çok özür dilerim felix, çok üzgünüm" (hyunjin)
Suyu kapatıp onu sandalyeye oturmuştu.
"Jeongin çabuk girişten ilk yardım çantasını getir" (hyunjin)
Hyunjin suçluluk duygusu ile felix in ayağını tutmuş üflüyordu. Daha fazla canı yanmasın istiyordu. Felix in gözlerinden hala yaşlar dökülüyordu. Jeongin çantayı getirir getirmez, gerekli şeyleri çıkarmış ve pansuman yapmıştı maviş in ayağına hyunjin. Sargı bezi ile dikkatli şekilde sardıktan sonra ayağa kalkmıştı.
"B-ben çok özür dilerim felix istemeden oldu, çok üzgünüm" (hyunjin)
Bunu söylerken Jeongin mutfaktan çıkmıştı. Islak yanaklarını silmişti hemen elleriyle felix.
"bilerek yapmadığını biliyorum özür dileme lütfen, ben iyiyim" (felix)
Hyunjin felix in ayağına baktığında daha da üzülmüştü. Bu kadar canının yanmasının nedeni oydu sonuçta, ister istemez suçlu hissediyordu kendini. Bunları düşüne düşüne gözleri dolan hyunjin i fark etmişti en sonunda felix.
"ben gerçekten iyiyim, senin yüzünden değil inan bana"
Sandalyede oturan, gözleri kızarıktı bedene yaklaşmıştı biraz daha hyunjin. Tedirgin şekilde omuzlarına sarılmıştı en sonunda.
"sana bir şey olacak sandım, tekrar üzgünüm"
Bu yaptığına biraz şaşırmıştı felix. Ama hemen karşılık vermişti. Onun ağladığını hem sesinden hem de kulağındaki nefeslerden anlayabiliyordu. Kısa bir sarılmadan sonra ayrılmışlardı.
"odaya götüreyim seni yemeğini de götüreyim, yürüyebilir misin?"
"evet yürü-Ahh"
Yere bastığı an sızlayan yarası ile geri oturmuştu. Hyunjin onu kucağına aldığı an evdeki diyer üyeler mutfağa doluşmuştu.
"fazla hızlısınız?" (Minho)
"bro onlar aa ne diyorsun" (seungmin)
"yüzleri iki saniye önce tutku dolu bir öpücükten çıkmış gibi" (Changbin)
"hem de nasıl, şuan da odaya gidiyorlar zaten" (Chan)
"ben anlamıştım zaten, mavişim filan deyişi" (Jisung)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haven | ot8
FanfictionBirbirini tanımayan 8 genç aynı evde kalmak zorunda kalırlar... "önüne dön, ve benimle aynı odada hatta evde kalacaksan alış buna" (Chan) "saçmalama be ne bakıcam ben sana, normal bir insan gibi 'kızlardan' hoşlanıyorum" (seungmin) Chanmin - Hyunl...