Jeongin in ağzından:
"iyi geceler"
Dudaklarımı kemirerek bana arkasını dönüp yatacak olan Changbin e bakıyorum. Yatakta doğruldum ve dönmemesi için kolundan tuttum. Ne oldu der gibi baktı yüzüme. Gözlerimi kaçırdım. Dudaklarım büzülmüştü.
"dönmesen...sarılarak uyusak olur mu?"
Dudaklarımı ısırmaya devam ettim. Kolunu tuttuğum elimi eliyle kavradı ve okşadı.
"tamam yat hadi"
Yatağa uzandım mutlulukla. Ona döndüm o da bana dönmüştü. İki gecedir sırtlarımız birbirine bakıyordu yatakta. Dayanamaz olmuştum artık. Gözlerimi onun gözlerine bakarak kapatmayı, yanaklarını severek uyumayı özlemiştim.
Kafam çok karışıktı, daha da karışmıştı. Ben de aramızın açılmamasını, olayları akışına bırakmayı seçmiştim. Fazla düşünmeyecektim. En kötü ne olabilirdi ki? Hem Changbin den bana kötülük, zarar gelmezdi, imkansızdı.
"yanaklarımı sevmeyecek misin?"
Güldüm ve elimi kilolu yanağı üstüne koydum. Yumuşak bir hamura dokunuyordum sanki...
"hala yanaklarının gerçek olduğuna inanmıyorum!"
"ben de senin gerçekliğinden bazen şüphe duyuyorum, acaba gerçekten benimle mi uyuyorsun?"
Tereddüt ederek de olsa yüzüne yaklaştım elimle sevdiğim yanağında bir öpücük bıraktım. Geri çekilmeden onun yastığına koydum başımı.
"sence?"
Gülmüştü söylediğime. Ben de sırıtmıştım onun bu haline.
"jeongin"
"hm?"
"seni seviyorum"
"ben de seni seviyorum big boyum~"
Zorla bir gülümseme yaptığında dudaklarımı büzdüm. Bana bakması için çenesinin altıyla oynadım.
"ne oldu benim miniğime-"
Sözümü kesen şey bugüne kadar hep uzaktan bakmak zorunda kaldığım şey, dudaklarıydı. Şok olmuştum. Beni öpüyordu... Önce ondan ayrılmak istemiştim ama öyle güzel öpüyordu ki beni benden alıyor, kendine çekiyordu. Öpücüğüne eşlik etmiştim. Dudaklarımı onun gibi açıp kapatıyordum. Ağzımda güzel bir tat vardı, güzel ve garip neydi bu? Hiçbir fikrim yoktu. Ama hoşuma gitmişti. Daha da yaklaştım ona, kafamı hafif yan çevirdim çarpışan burunlarımıza karşın. Dudaklarımın arasında onu, dilini hissettim. Gözlerimi aldığım haz ile sıkıca kapattım. Dudaklarımdan ağzıma süzüldü dili yavaşça. İşte o tadın kaynağını bulmuştum...
Önce o ağız içimi turladı. Benim dilimle birbirine dolandı. Üst üste damağıma darbeler vurdu. Damağımda bir şey vardı sanki, dili oraya deyince vücudum karıncalanmaya, titremeye ve sanki ateşim çıkıyordu. Bu sefer sıra bana gelmişti. Dilini ağzımdan çıkarmasına izin vermeden yakaladım. Emmeye başladım. O tadı daha iyi almak harikaydı. Deli gibi emiyordum dilini. Sonradan fark ettiğim onun küçük inlemeleri ile duruldum. Yine mi yükselecekti? Kendini bu kadar mı kontrol edemiyordu..?
Ve... Biz şuan öpüşüyor muyduk?
Nefessiz kaldığımızda dudaklarımız ayrılmamak için dirense de ayrılmıştı birbirinden. Alınlarımızı yapıştırdığında hızlı nefeslerimizin birbirine çarpışı harika bir histi. Gözlerimi aralamaya korkuyordum. Ama onu, onun ne tepki vereceğini merak ediyordum. Yavaşça aralandı gözlerim. Kapalı gözlerimi mi seyrediyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haven | ot8
FanfictionBirbirini tanımayan 8 genç aynı evde kalmak zorunda kalırlar... "önüne dön, ve benimle aynı odada hatta evde kalacaksan alış buna" (Chan) "saçmalama be ne bakıcam ben sana, normal bir insan gibi 'kızlardan' hoşlanıyorum" (seungmin) Chanmin - Hyunl...