(önceki bölümde devamını yazmayacağımı söylemiştim ama yazsam güzel olur diye düşündüm, aynı günden devam ediyoruz)
Minho kapıdan ayrılmış ve yatağa oturmuştu. Kendi kendine sırıtmaya başlamıştı. Parmaklarını yavaşça dudaklarına götürdü. Şişmiş dudaklarında onun tadı hala vardı. Minho daha çok öpmek isterdi onu fakat Jisung bu konularda sandığından daha hassastı. Ve biraz da utangaç... Dudaklarını yaladı birkaç kere çıldıracak gibi hissediyordu. Yatağa sırt üstü yattı ve az önce bu pozisyonda yatarken üstünde jisung un oluşunu düşündü. Çılgıncaydı... Gülümsemekten çenesi acıdığında elleriyle gözlerini kapatıp daha çok güldü. Kendini tutamıyordu. Kalbi durmadan hızlı hızlı atıyordu..."Minho!"
Jisung un sesini duyduğu gibi ayaklanmıştı. Banyonun kapısına yütümüştü.
"efendim"
"havlumu... Verir misin unutmuşum"
Minho bu düşüncelere balıklama dalarken jisung kendine gelebilmek için soğuk bir duş çoktan almıştı. İşe de yaratmıştı bu duş. Minho havlusunu askıdan alıp kapıya bir kere vurdu.
"alabilirsin"
"sapık, kapat gözünü uzat havluyu"
"sapık mı? Sapık değilim!"
Kapı yavaşça çok az açılmış ve havlu hızlıca alınıp sertçe geri kapanmıştı.
"sapık tipin var yeter sana"
"çok ayıp"
Jisung havluyla güzelce kurulanmış ve iç çamaşırını giyip kapıyı açmıştı. Minho onu yarı çıplak görmesi ile yutkunmuş ve ard arda gözlerini kırpmıştı. Jisung bedeninin süzüldüğünü görünce Minho nun çenesinden yukarı doğru vurmuştu ona.
"baksana tavan boyası ne kadar güzel"
"sen daha güzelsin"
Jisung un hemen yüzü kızarmıştı duyduğu ile. Hemen dolabına gitmiş ve birkaç çamaşır almıştı. Minho utanmaması için yatağa tekrar oturmuş ve ona bakmamak için çabalamıştı. Jisung yüzü kızarım şekilde sonunda üstünü giymişti. Giyindiğini görünce ayağa kalkmış ve ona doğru yürümüştü. Jisung geri birkaç adım atmış en sonunda da sırtı dolap ile birleşmişti. Aralarındaki az da olsa boy farkı yüzünden jisung aşağıdan aşağıdan bakıyordu ona. Minho bir elini dolapa yaslanmıştı. Yüzleri yakınken gülümsemeye başladı.
"tekrar öpebilir miyim?"
"h-hayır"
"bir kerecik öpsem"
"hayır"
"çok azıcık"
"hayır dedim!"
Minho onun sözünü aldırmadan küçücük dudaklarını ona dokundurdu. Kapı çalınmış olmasaydı daha çok öperdi onu ama jeongin yine birilerini yemeğe çağırıyordu.
"Minho hyung! Jisung! Yemeğe gelin artık, gelmezseniz 1 hafta bulaşıkları siz yıkarsınız!"
"tamam geliyoruz"
Minho ondan uzaklaşmış ve kapıya yürümüştü.
"hadi gel inelim"
"*fısıldayarak* tam zamanını buldu bunlar da sabır..."
"duyamadım bir şey mi dedin"
"inelim dedim!"
===
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haven | ot8
FanfictionBirbirini tanımayan 8 genç aynı evde kalmak zorunda kalırlar... "önüne dön, ve benimle aynı odada hatta evde kalacaksan alış buna" (Chan) "saçmalama be ne bakıcam ben sana, normal bir insan gibi 'kızlardan' hoşlanıyorum" (seungmin) Chanmin - Hyunl...