...
"e-evet ev arkadaşıyım?"
"bay hwang 23.00 saatlerinde ****** numaralı yolda bulundu, kendisi çok araç geçmeyen bu yoldaki virajda motorun kontrolünü kaybetmiş, bariyerleri aşarak 10 metrelik V şekilindeki kayalıklara yuvarlanmış"
"n-ne...? Şaka filan mı yapıyorsunuz hiç sırası değil?!"
"şaka yapmıyorum beyefendi. Soeul hastanesinde şuanda"
Felix duyduğu ile telefonu düşürmüştü. Gzö yaşları durmaksızın akarken yanındakiler ona anlamaz gözlerle bakıyordu.
"ne oldu felix neden ağlıyorsun?" (Seungmin)
"h-hastane, hastanede... Kaza, k-kaza...?" (felix)
Herkesin suratı buz kesmişti. Hepsi ayaklanmıştı anında hemen jisung un aklına iki taksi çağırmak gelmişti. Acil olduğunu söylediğinde hemen kapıda olmuştu iki araba. Hızlıca arabalara doluşmuşlar sonra ise hastanenin yolunu tutmuşlardı. Felix telefondaki adamın söylediklerini kendi kendine tekrar ediyordu. Bir yandan ağlıyor bir yandan da devamlı şoföre hızlı sürmesini söylüyordu. Yanına oturmuş olan Seungmin sarıldı ona.
"sakin ol, hadi kendine gel bak bana nazar boncuğu?"
"S-Seung ona bir şey olmaz değil mi, iyidir değil mi..?"
Felix çaresizce sayıklarken Seungmin ve önde oturan Changbin de göz yaşlarını tutamıyordu. Seungmin destek olmak açısına yanaklarını öptü, ellerini sıkıca tuttu..
"bak bana, o çok güçlü ona bir şey olmaz. Ama senin de güçlü durman lazım. Belki ciddi bir şey değildir?"
"korkuyorum Seungmin!?"
Çıplıklarla ağlamaya başladığı sırada araba durmuştu. Felix hemen aşağı inmiş ve içeriye koşmaya başlamıştı. Diğer araba da arkalarında durmuş herkes inmişti. Hızlı adımlar ile içeriye girmişlerdi.
"hwang hyunjin?" (felix)
"3. Kat 746 numaralı oda"
Asansöre binmişlerdi. Sonra ise 746 numaraya gelmişlerdi. Kapıyı çalmadan içeri girmişti hemen felix. Onu karşılayan görüntü karşısında bacakları güçsüzleşmişti... Hastane yatağında yatan, yüzünde birkaç yara bandı, sağ kolu alçıda karını üzerinde, gözleri yarım açık bedeni süzdü. Hyunjin onun geldiğini fark ettiğinde dikleşmeye çalıştı ama 10 metre uzunlultaki taşlardan yuvarlandıktan sonra tüm bedeninde oluşan kesikler engellemişti. Felix hızlıca yanına gidip sıkıca sarıldı. Bağıra çağıra ağlamaya devam etti onu koklarken. Diğerleri de içeriye girmişti ama izlemekle yetiniyorlardı. Onlar da çok kötü olmuştu ama felix in bu korkusunu yenmesini bekleyeceklerdi.
"hyunjin beni çok korkuttun?!! Seni aptal!!" (felix)
Hyunjin o haldeyken bile gülmeye başlamıştı. Felix ondan ayrıldı ve yüzünü inceledi. Dudağı patlamıştı. Parmağı ile kızarık yeri okşadı. Yara bandı ile örtülmüş izlere bakınca içi parçalandı...
"iyiyim tamam mı küçük bir kaza sadece?"
"gerizekalı 10 metreden yuvarlandın??! Küçük diyor bir de, çok biliyorsun sen?!" (minho)
Minho ses tonuyla herkesi rahatlamıştı anında. Felix alçıda olmayan eli tuttu, dudaklarını üstüne bastırdı. Gözleri hala akıyordu kesintisiz...
"mavişim ağlama artık lütfen, bak iyiyim hiçbir şeyim yok, sadece bir süre şu alçı ile gezeceğim o kadar"
"aptal..."(felix)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haven | ot8
FanfictionBirbirini tanımayan 8 genç aynı evde kalmak zorunda kalırlar... "önüne dön, ve benimle aynı odada hatta evde kalacaksan alış buna" (Chan) "saçmalama be ne bakıcam ben sana, normal bir insan gibi 'kızlardan' hoşlanıyorum" (seungmin) Chanmin - Hyunl...