Hello
Basket sahasına erkeklerden sonra gelmiştik. Onlar maça başlamış. Şuan kaç kaç emin değilim ama Barış'ın yüzü gülüyordu. Aslında o hep gülüyor. Keşke bu kadar gülmese. Neden Defneciğim? Kalbim tekliyor. Dürüstlüğün hayranlık uyandırıcı. Kendime yalan söylememeliyim.
Barışa karşı ne hissettiğimi bilmiyorum. Ondan hoşlanıyorum bundan eminim. Daha fazlası... Ama o gülüşü yok mu? Aşık olunası bir güzellikte.
"Defnee! Bana su atsana." Çınar'ın böğürmesi ile düşüncelerim dağıldı. Maça ara vermişlerdi hepsi bir yere dağılmıştı. "Ne bağırıyorsun? Düzgünce istesene."
"Defne'm, kardeşim, su verir misin? Hadi prensesim."
Elime aldığım suyu uzaktan sahaya doğru fırlattım. Ama Çınar'ı es geçip biraz gerideki Barış'a çarptı. Ülkü ve Çınar aynı anda "Headshot!!" diyip güldüler.
"Defne sen ne olsun istiyon ya!" Barış'ın sitemine karşı gülmek ile üzülmek arasında kalırken Semih lafa atladı
"Senin kafan kalın oğlum sana bir şey olmaz." Şimdi gülmeye başlamıştım işte.
"Gülüyor bir de." dedi bana bakarken. Ardından Semih'e elimde topu göstererek "Semih şu topu ağzına sokarım sesin kes sesini."
Yanına giderek "Vallaha özür dilerim. İstiyerek olmadı. Bir şeyin var mı?" dedim. Kafasına bakmaya çalışırken gülümseyerek başını gösterdi. "Çok acıyor."
"Bakayım bir şey mi var?"
"Öpersen geçermiş." İşini biliyor bu çocuk Defne.
"Maşallah turp gibisin. Semih haklıymış."
"Ayıp oluyor ama." Omuz silkip kızların yanına geri gittim. Bir süre sonra maça tekrar başladılar. Barış, Çınar ve Semih'e karşı Cenk, Kerem ve Kerem'in bizden iki yaş küçük erkek kardeşi Erdem takım olmuştu. Maçı kazanan takım kaybeden takıma istediklerini aldıracaktı. Biz de kazanan takımın tarafında olacaktık.
Ülkü'nün "Kızlar benim size bir şey söylemem gerek." demesi ile dikkatimi maçtan çekip ona verdim. Melisa da aynı şekilde onun ne diyeceğini bekliyordu. Ülkü ikimizde onu dinlemek için hazır olduğunu anlayınca derin bir nefes alıp devam etti. "Birisi bana açıldı."
"Kim?"
"Kim?"
"Kim olduğunu söylemeden önce bir şey sormak istiyorum?"
"Sor tabi ki." dedi Melisa.
"Ben ona karşı ne hissettiğimden emin değilim. Onu hep yakışıklı buldum. Huyu falanda hoşuma gidiyor aslında. Ama bilmiyorum. Sevgili olmak... bilmiyorum. Bana akıl verin lütfen."
"Kim olduğunu söyler misin önce?" Resmen can çekiliyordum. Çınar aşk acısını kaldıramaz. Aslında kaldırır ama depresyona girmiş bir Çınar ile aynı evde yaşayan ben olacağım.
"Kim olduğu önemli mi?"
"Önemli!"
"Önemli!"
"Neden?"
"Iıı... Tamam yalan söylemeyeceğim Ülkü. Seni sevdiğini bildiğim birisi var. O olup olmadığını teyit etmek istiyorum." Melisa da beni onaylayarak başını salladı. Ona dönüp "Sen nereden biliyorsun?"
"Ben anlarım."
"Bir kendine yararın yok zaten. Kerem'i yıllarca anlayamadın."
"İnsan burnunun dibini göremiyor Defne. Uzaktan iyi görünüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ mı? -texting-
HumorSiz: KANKA BİZİM ORADAKİ BASKET SAHASINA GELDİLER Siz: ben gidiyorum sen de gel (17.45) Siz: melisa nerdesin, seninki de burada(18.16) Melisssa: pardon ama ben melisa değilim(18.19) Siz: of melisa ne saçmalıyon Siz: hadi gel artık Melisssa: allah al...