|19|Eski Defterler|

398 51 9
                                    

-2 yıl önce Sunoo lisedeyken-

Yine her zamanki gibi masamda oturuyordum. Bugün bana ne yapacaklar diye düşünüyordum.

Dün kafamdan aşağı buz gibi su dökmüşlerdi. Ondan önceki gün zorla kedi maması yemiştim.

Acaba bugün ne olacaktı?

Masada kitap okurken birden kulaklığım çekildi.

Ne oluyor diye etrafıma baktığımda okulun popüler kızları etrafını sarmıştı.

Önce Sejin atıldı.

"Hm ne okuyorsun? Şeker portakalı mı? Cok klişe."

Cebinden bir çakmak çıkardı ve kitabımın bir sayfasını ateşe verdi. 5 bin won (100 tl civarı) verdigim kitabım gözlerimin önünde cayır cayır yanıyordu.

Sonra daha ileri gitmesin diye su döküp söndürdüler. Gözlerim dolmuştu. Çok severek okuduğum kitabım yanmıştı.

Kitabi önüme atıp kahkaha atarak yanımdan ayrıldılar. Elime kitabımı alıp baktığımda kaldığım yeri gördüm. Yavaşça yirtmamaya özen göstererek açtım ve kaldığım yerden okumaya devam ettim.

Gözlerim dolu dolu yarısı yanmış kitabımı okurken sırtımda bir şey hissettim. Ondan sonra cart sesi geldi.

Ceketimi bıçakla delip yırtmışlardı. Gözlerim şokla açılırken annemin 3 günlük maaşı kadar tutan ceketime baktım. Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Annem bu ceketi alabilmek için üç gün hiç mola vermeden çalışmıştı.

Hızla yerimden kalkıp tuvalete koştum. O sırada sanki geleceğimi biliyorlarmis gibi üzerime mavi boya dolu kovayı boşaltmislardi.

Herkes kahkaha atarken ben yere çömelip ağlamaya devam etmiştim.

-simdi ki zaman-

Bunları anlatırken yine gözlerim dolmuştu. Riki yavaşça elini yanağıma getirdi.

"Yapanlardan birisi o picti değil mi?"

Yavaşça kafamı salladım.

"Her günümün cehennem gibi geçmesini sağladı o it. Bugun sen onu doverken hic acimadim sadece basimizin belaya girmesinden korktum."

Yanağımı okşamaya devam etti.

"Merak etme polislerden tanıdığım vardı bize bir şey olmazdı. Keşke onu orada gebertseydim."

"Öyle deme ben sensiz ne yaparım?"

Yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Ne sen bensiz ne de ben sensiz yapabilirim."

"Orası doğru. "

Eve vardigimiz zaman kapıyı açtım. İçeri girdiğimiz gibi annem yanima kostu.

"Oğlum hani nerede sekerler nerede malzemeler?"

"Anne sorma basimiza geleni ya. Akıl mi kaldı sanki."

"Noldu?"

"İçeri bi geçelim anlaticam sana."

Ayakkabilarimi çıkarıp salona girdiğimde babam eli ağzında haberleri izliyordu.

"Damat bu sen değil misin?"

Koşarak televizyona baktığımda Riki nin yeolwon u dövdüğü videoyu gördüm. Altında ise 'sevgilisini taciz etti diye karşı tarafı öldüresiye dövdü' yazıyordu.

Ofladigim sırada telefonlarimiz ayni anda çaldı.

Ben arayana baktığımda Jungwondu. Riki yi arayan ise jaydi.

Açtığımız zaman sanki sözleşmis gibi ikiside bağırarak konustular.

"ULAN TELEVİZYONDAKİLER SİZ DEĞİL MİSİNİZ?"

Riki konuşmaya başladı.

"Evet Jay. Bugün Sunoo nun eski okulundan bir itle karşılaştım. Kalçalarına dokununcada dayanamayip daldım direkt."

"NİYE BENİ ÇAĞIRMADİN ÖLDÜRTÜRDÜM ONU BEN!"

"Öf bi bağırma be!"

Diye bağırdım bende.

Riki ile birbirmize baktığımızda ikimizde kafa salladik. Telefonları yan yana getirip ayni anda kapattık.

Başıma ağrı girmişti iki dakikada. İyice yatıp dinlenmem gerekiyordu.

Yavaşça odama doğru yürüdüğümde hiç beklemeden kapıyı açıp kendimi yatağıma attım.

Rahat bi uyku çekmek için.

Korku |SunKi|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin