|27|mesaj|

227 24 10
                                    

İki haftadir bolum atmayan mukemmel yazariniz bolum atiyo arkadadlar. Yarin veya bugun bitirmeyi dusunuyom fici cok uzadi gibime geliyo. Biraz dinlendim bu aralar yorgundum. Neyse napiyonuz bakam. Sinir dolmadi ama bolum atcam neyse cok uzattim

iyi okumalar
~1c

---

Aradan iki gün geçmişti, Namjoon hyunglar ile balık tutmaya gitmiştik. Gezip dolaşmıştık.

Yeolwonlarin haberi yoktur diye düşünüyorum çünkü bu zamana kadar yazmadiklarina göre.

Su anda ise bir restoranda yemek yiyorduk. Ben Namjoon ve Jin hyung ve Riki.

"Ee sonra noldu hyung?"

"Sonra işte bu salak Sunoo hortumu tutamadi her tarafi ıslandı öyle yani"

Evet eski anılarımdan bahsediyorduk.

Biz gülüşürken telefonuma bir mesaj gelmişti.

"Saat 10 da Seul meydanindaki kavşağa gel"

Mesajin kimden geldiği çok belliydi. Suan saat 19.36ydi.

Diğerlerine haber vermem lazımdı.

"Beyler beklenen mesaj geldi."

Dediğimde herkes birbirine baktı.

"Tamam öyleyse ben diğerlerine haber vereyim gidelim."

"Tamamdır, hyung bizde birkaç hazırlık yapalım. Bu kavga çok büyük olacak çünkü."

Jin hyung atladı direkt.

"Devlerin savaşı! Devler kapışıyor vol1"

Sonra yaptığı espriye kendi gülmeye başladı. Klasik Jin hyung diye geçirdim içimden.

"Çocuklar hazır Sunoo. Bizde kalkalım öyleyse"

Riki hesabı ödemeye gitti bizde o sırada ne yapalım diye düşünüyorduk.

"Bence ilk düz duralim bunlar kavgaya girisince hilal şeklini alalım geri cekilelim. Ardından bunlar bize yaklaşınca hepsini ortada bir güzel yiyelim nasil fikir?"

Namjoon hyung un söylediği mantikliydi ama o taktiğin ise yarama olasiligi düşüktü. Çünkü biz 9 kişiydik, onların kaç kişi olduğunu bilmiyorduk. Büyük ihtimal Yeolwon bütün sülalesini getirecekti kavgaya.

Korkak herif diye geçirdim içimden.

Riki geldiğinde arabaya doğru ilerledik ve bindik. Ardindan eve gittik. Üzerimize rahat birkaç eşofman takımı giyip geri arabaya bindik.

"Saat kaç Sunny?"

Dedi Jin hyung.

"21.17 hyung"

"Oha o kadar geçmiş mi yahu!"

"Neyse gidelim Riki hadi sür."

Bizimkilerle Seul meydanında buluştuk. Kavşağa birlikte gidecektik.

Herkes heyecanliydi çünkü beklenen an gelmişti.

Yıllardır süren bu dava son bulacaktı. Çift dikiş ve kimse tarafından sevilmeyen o iki kişi tarafından bu olay son bulacaktı.

Kavşağa vardık, bir arabanın önünde 8-9 kişi vardı. Birisi Yeolwon, diğeri Minho, ve diğeri ise Yujindi. Ardından bunlar geldiğimizi görünce gülüştüler.

"Erken geldiniz bu kadar erken beklemiyorduk."

Dedi Yeolwon. O sırada Yujin konuştu.

"Bak wonnie çift dikişleri gördün mü?"

Jungwon bize döndü ve konuştu.

"İsmimden tiksindim yemin ederim."

"Yujin size inanmıyorum, ve çift dikişleri göremedim."

Yujin gözlerini devirdi. Namjoon ve Jin hyung bizim arkamizdaydilar. Gorunmemeleri normaldi.

Biz gülerek kenera çekildik ve ikisi aynanda ortaya çıktı.

Yeolwon ağzındaki sigarasını yere düşürürken şaşkınlıktan nutku tutulmuştu.

"S-siz?"

Ardından Minho konuşmaya başladı.

"Bize inanmıyordun bak. Kalakaldin oyle."

"Siz ölmediniz mi!"

Diye bağırdı durduğu yerde.

Namjoon hyung gözlerini devirdi.

"Kime baksak aynısını diyor. Ölmedik ulan ölmedik yeter!"

O sırada Yujin ve Minho gülüştüler.

Minho konuşmaya başladı.

"Ama bakın bizde de çok sasiracaginiz birisi var."

Yujin Yeolwon u kenara çekti ve arabanın önü açıldı. Ardından arabadan birisi çıktı.

İşte o an ağlamamak için zor tuttum kendimi.

(Ve arkada bu müzik çalmaya başlar(saka))

Arabadan inen kişi benim gay olduğumu öğrenmek için tutulan o çocuktu.

Hyun.

---

Finale son 3

Korku |SunKi|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin