kalbin benim yalanlarımın yeri

359 37 81
                                    

                               1449, Eflak Prensliği
                            Vlad Dracula'nın Şatosu

İnsanın içtenlikle sevdiği birine yalan söyleyişi günah sayılır mıydı?

Bir yalandan bahsetmiyorum, iki yalandan bahsetmiyorum, üç yalandan da bahsetmiyorum binlerce kez acımasızca söylenmiş yalanlardan bahsediyorum.

Lakin ne kadar yalan söylemiş olursam olayım hiç pişman değilim. Mantığım bana ne söylerse onu hiç sorgulamadan yaptım, kalbim ne kadar bana mecbur olmadığımı söylese de beni vazgeçirmeye çalışsa da onu hiç dinlemedim.

Belki yaptıklarım ve yapacaklarım yüzünden hayat önüme pişman olabileceğim bir an getirecek ama biliyorum ki o vakitte bile pişman olmayacağım, o an ölüm olsa bile.

Şimdi ay ışığı tüm odamı aydınlatıyor bense aynamın karşısına oturmuş saçlarımı tarıyorum, her taradığımda ise tutam tutam dökülüyorlar.

Sebebiyse tahminimce son vakitlerde yaşadığım strest. Bedenim bu strest'e karşı büyük tepkiler veriyor örneğin burun kanaması, uykusuzluk, vücudumda çıkan kırmızı lekeler... kısacası saç dökülmesi sadece bir tanesi.

Vlad'da bendeki değişikliklerin farkında ve fazlasıyla endişeleniyor. Lakin ben bu durumda bile başkasının benim için endişelenmesini diliyorum

Biliyorum haberi olsa endişelenirdi hem de öyle bir endişelenirdi ki tüm cihan'ı ayağa kaldırırdı.

Düşüncelerime gülümsedim ve aynanın başından kalktım. Uykum yoktu ayrıca yapacak bir işim de yoktu ben de kitap okumaya karar verdim ve kitaplığa doğru ilerledim.

Saat geç bir vakit olmasına rağmen Vlad hala yoktu muhtemelen konsey toplantısındaydı. Hiç durmadan toplantıdan toplantıya koşuyordu ve çalışma odasından neredeyse hiç ayrılmıyordu.

Ayrıca bana hiçbir şeyden bahsetmiyordu.

Eskiden benimle devlet meselelerini konuşurdu benden onunla fikirlerimi paylaşmamı isterdi lakin artık asla konuşmuyordu bir şeylerden mi şüphelenmeye başlamıştı yoksa üzülmeyeyim diye mi yapıyordu bilmiyordum.

Tek bildiğim şey Osmanlı'ya karşı saldırı düzenleyecekleriydi bunu da dün tesadüfen toplantılarının bitiminde Boğdan Prensliğinin hükümdarıyla konuşurken duymuştum.

Umarım en yakında ayrıntıları öğrenip Mehmed'e mektubumu gönderebilirim ona anlatmam gereken çok şey var.

Kitaplara uzun süre baktım ve ne okuyacağıma karar veremedim uzun soluklu devam eden bir kitap okumak istemiyordum bu yüzden bir şiir kitabı seçip okumaya başladım.

"Gizlice sevdim seni, sessiz kaldım hep.
Bundan hoşlanırsın sandım.
Sonuçta, aramızda sonsuzluk vardı.
Kırılgan hayalleri yok edebilen bir sonsuzluk...
Ama daha fazla yapamam.
Hasret beni sarhoş edip geveze yapmış.
Tatlı alevde boğulmak istiyorum,
Ruhumu tanıyan ruhun alevinde.
ağzımın susuzluktan yandığını görmüyor musun?
Soğuk bakan gözlerimin arkasında ıstırabın saklandığını?
Benim güzel bebeğim, bu acımı dindir hadi.
Bana gel, ve sarıl..."

ruhların ızdırabı, dbahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin