Hyunjin'de Felix'de saçını boyamıştı. Felix sarıya, Hyunjin ise kırmızıya boyamıştı saçını. Hyunjin lens kullanıyordu. Oysaki eskiden gözüne onların değmesinden ölesiye nefret ederdi.
"Ne işiniz var burada?"
"Seni ziyarete geldik hyung! Bizi özlemedin mi? Belki yalan söylediğin kişiyide özlemişsindir."
"Ona yalan söylemedim bile."
"Hadi ama hyung~ Bizi içeri almayacak mısın?"
Minho tek bir kelime bile etmeden kapıyı ikisinin yüzüne kapattı.
Felix ısrarla kapıyı çalmaya devam ediyordu. Minho sinirlendi ve kapıyı yine açtı.
"İkinizi içeri falan almayacağım."
"Burda konuşalım o zaman?"
"Hayır."
Minho kapıyı tekrar kapatacakken Felix kapıyı tuttu ve açtı.
"Benimle değilde belki sevgilim ile konuşmak istersin hm?"
Minho'nun canını yakmaya çalışıyordu Felix. Ama unuttuğu bir şey vardı, Minho çoktan bitmişti.
Minho Hyunjin'in gözlerinin içine baktı bu sefer. Hala eskisi gibi hissediyordu ama umut yoktu içinde.
"Sikik sevgilinlede konuşmak istemiyorum, Felix Lee."
Minho bu sefer kapıyı sertçe kapattı ve kitledi. Hyunjin'e küfür etmişti. Ama artık umrunda değildi.
Artık hayattan solmuştu. Ona hiçbir şey eskisi gibi keyif vermiyordu. En sevdiği filmleri, dizileri izledi. Bakmaktan keyif aldığı çiçeklerine baktı. Bugün onlara baktığında ise çiçeklerinde kendisi gibi solduğunu gördü. Ama atmaya el vermedi içi. Aralarında Hyunjin'in aldıklarıda vardı.
Ertesi gün aylar sonra tarihe bakmak geldi Minho'nun içinden. 27 Aralık'tı. Bugün Hyunjin'e bir iyilik yapmak istemişti.
Hyunjin'in dediği gibi yapmayı planladı; "Umarım en erken zamanda ölürsün."
Gitmeden önce ağaç evine uğradı ve oraya bir not bıraktı. Muhtemelen Hyunjin'in veya Felix'in onun öldüğünden haberi bile olmayacağını biliyordu. Ama olurda Hyunjin buraya gelirse diye not bırakmak istedi.
Daha sonra gitmeyi en sevdiği denize gitti. Yüksek kayalıkların üstüne çıktı ve oraya oturdu.
O sırada Hyunjin ve Felix evdeydiler. Hyunjin Felix'in ona aldığı yıldız çiçeklerine bakıyordu. Hyunjin'in bir an başı ağrıdı. Hatırlamıştı.
Hemde her şeyi.
Felix'in yalan söylediğinden, Minho'yla ilk tanıştığı yere kadar. Minho'ya boşu boşuna her şeyi söylemişti. O haklıydı.
Felix'e bir yere kadar gideceğini söyledi ve evden çıktı. Önce onun evine gitti. Yoktu.
Terk ettiği Chan'ın evine gitti. Ve kapıyı çaldı Chan kapıda Hyunjin'i gördüğünde hem mutlu olmuştu hemde sinirlenmişti.
"Ne işin var burada?"
"Minho burada mı?!"
"Hayır değil."
Oradada yoktu. Ağaç ev geldi aklına Hyunjin'in. Oraya doğru koştu bu sefer. Dakikalar geçmişti. Nerede olabilirdi?
Ağaç eve vardığında yatak odasında bir not buldu. Notta;
...
Eski Sevgilime,
Merhaba Hyunjin! Nasılsın? Ben çok iyiyim. Bunu ne zaman okuyorsun bilmiyorum ama bunu 27 Aralıkta yazıyor olacağım.
Umarım kardeşim Felix'le mutlusundur. Sana her ne kadar onun yalan söylediğini söylesem de çok umursamadın. Bu yüzden tekrar söylemeyeceğim.
Ben senin bana ayrıldığımız zaman dediğin şeyi yapacağım bunu yazdığım gün. Belki bunu aylar hatta yıllar sonra okuyor olacaksın.
Hatırlamıyor olabilirsin, ondan söyleyeyim.
"Umarım en erken zamanda ölürsün."
Hyunjin ben intihar ediyorum bugün! Bunu sana hediye etmek istedim. Hayattan yeterince bıkmıştım zaten. Bugünde 5 yıl boyunca aralıksız mezarına geldiğim tarih.
Bilmiyorum ama sen bunu okuduğumda belki mezarıma gömülmüş olacağım. Belkide kimse beni bulmayacak ve bedenim denizle bir bütün olacak. Eğer bedenim toprakla değilde denizle birleşmiş olursa lütfen beni ziyarete gel olur mu? Gelmezsen çok kırılırım.
Senden nefret ediyorum diye bana bağırdığın zamandan çok daha fazla kırılırım hemde.
Ziyarete gelmen için olduğum yeri söyleyeceğim. Dikkatli oku çünkü lütfen tekrar et diyebileceğin biri olmayacak yanında.
Konum*
~리노 (Lee Know)
...
Hyunjin notu okudu ve tekrar koşarak söylediği adrese gitti. Taksi bekleyecek bir zamanı yoktu.
Vardığında Minho'yu oraya otururken gördü. Onun yanına doğru gitti. Daha sonra yağmur birden yağmaya başladı.
"Minho..?"
Minho arkasını döndü ve ayağa kalktı.
"Hyunjin? Bu kadar hızlı olacağını düşünmemiştim. Ben geldiğinde çoktan ölmüş olurum diye düşünmüştüm. Süprizi bozdun ama şimdi!"
"Minho atlamayacaksın değil mi?"
"Hyunjin şaka mı yapıyorum sanıyorsun?"
"Hayır ama özellikle neden bugün?"
"Hyunjin ben seni 6 yıl önce bugün öldün sanmıştım. Ama bu sefer sen beni öldürdün. Hyunjin sen beni mahvettin."
"Minho ben özür dilerim! Her şeyi hatırladım! Yalvarırım atlama!"
"Özür dilerim ama çok geç, artık sıra bende. Belki birazda sen 5 yıl göz yaşı dökersin benim için ha Hyunjin-ah?"
"Minho yalvarıyorum yapma!"
"Ben seni çok sevmiştim Hyunjin."
Bunlar Lee Minho'nun son sözleriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aster, hyunho ✔︎
Fiksi Penggemar[angst.] minho, sevgilisi jisung'a başka biri gibi davranır, daha sonra jisung sevgilisinin ona hyunjin denen yabancı gibi davrandığını ve onun öldüğünü keşfeder. [hyunho, minsung, hyunlix, hyunin, chanmin.]