Bölüme başlamadan
önce yıldıza basmayı★
ve satır arası yorumlarınızı
bırakmayı unutmayınız
çiçeklerim 🌺4. Bölüm: Engel
Aradan geçen iki ayda bir çok şey olmuştu. Dora bana haber vermeden İstanbul'a dönmüştü ona yazdığımda ise çok acil işim çıktı yazamadım kusura bakma diyerek beni geçiştirmişti veya ben öyle algılamıştım ama uzun zamandır yazdığı kısa mesajlar hep yoğun oluşları ve aramaya bile fırsatı olmaması benim için artık bahane noktasındaydı.
"Ben geldim bebeklerim." Ada'nın yükselen sesini duyunca gülümsedim o olmasa ne yapardım bilmiyordum. Koşar adım yanıma gelip yanağıma sulu bir öpücük bıraktı hemen sonra hafif belirmeye başlayan karnımı sevdi.
"Teyzesinin balı, hayattaki en çok sevdiğin insan geldi. Sana mamalar getirdi." Ada fırsat buldukça karnımla oturup konuşuyordu.
"En sevdiği insan benim bir kere." dediğimde kollarını bağladı.
"İlla çocuk mu yapayım Eftal?" Sorusu beni güldürmüştü."Bir taneyi büyütelim de sonrasına bakarız Adacığım." Beni onaylarcasına başını salladı.
"Akşam Enes gelecek ben yemek hazırlamaya başlayayım." Ada'nın gözlerindeki parıltı gülümsememe sebep oldu ne kadar inkar ederse etsin gözlerindeki parıltının sebebi Enes olduğunu herkes biliyordu."Gelsin bakalım Enes Bey." Ona daha fazla bir şey dememem için adeta odadan kaçtığında arkasından kıkırdadım
Elimi karnıma koyup hafifçe parmağımı oynattım bebeğim büyüyordu ve her geçen gün onu hissedebiliyor olmak huzurla dolmama neden oluyordu. Alışmıştım her ne kadar zor olursa olsun onun varlığına alışmıştım.
Mutfakta duran Ada'nın yanına gidip düşüncelerimi dile getirdim.
"Cinsiyetini çok fazla merak ediyorum. Doktor iki haftaya kendini gösterirse öğreniriz dedi ve o günden beri aklımdan çıkmıyor." Ada gülümseyen yüzüyle ellerimi tuttu.
"Acaba evimizde minik bir prens mi yoksa prenses mi olacak bende çok merak ediyorum bir an önce öğrensekte odasını kurup eşyalarını alsak." Onun heyecanı benide çok heyecanlandırıyordu, bebeğime alışma sebebim Ada'nın eseriydi benim için abladan bir farkı yoktu.
"Hemen öğrenelim aklımda bir sürü isim var listelememe az kaldı." Kahkaha atmasıyla bende güldüm.
Bulantılarım, halsizliklerim ve bir anda uyuyakalmalarım devam ediyordu ama eskisi gibi sık değildi. Daha iyi hissediyordum kendimi. En azından bebeğime alıştığım için güne ağlayarak başlamıyordum, günümü en iyi şekilde yönetebilmek için gözlerimi açıyordum.
Ada yemekleri yaparken bende etrafı topluyordum. İki işi yetiştiremeyeceğini bildiğim için üstündeki yükü hafifletmeye çalışıyordum.
"Sence şort mu giymeliyim yoksa mavi elbisemi mi?" Sorusuna kıkırdamamak için çok zor durdum.
"Bence mavi elbiseni giy, sana çok yakışıyor." Cevap vermedi ama gülümsediğini hissediyordum.
Şortumun cebinde titreşen telefonumu elime aldım ve günler sonra Dora ismini gördüm.
Dora: Eftal nasılsınız?