Lütfen hayalet okuyucu kalmayın, vote ve yorumlarınız beni çok mutlu ediyor. Destekleriniz benim için çok önemli
13. Bölüm: Her zaman yanında
"Bu ıhlamuru içmezsen eğer seninle konuşmam." Ada'nın uzattığı bardağa baygın gözlerimle bakıyordum. Hayır deme gibi bir şansım olmadığı için uzattığı bardağı aldım. Kokusu burnuma dolduğu anda yüzüm buruşsa da bir kaç yudum almak zorunda kaldım.
"Hiç halim yok, midem bulanıyor ve üşüyorum." Sızlanmalarım devam ederken ıhlamurumu da içiyordum. "Ah be güzelim nasıl yakalandın bu gribe?" Bilmiyorum dercesine dudaklarımı büzdüm.
Çok uzun zamandır hasta olmuyordum bu yüzden ağır geçireceğim her halimden belliydi. "Kuzey'den izin aldım bugün işe gitmeyeceğim." Burnumu çekerek ona baktım.
"Ada çocuk muyum ben, git işine sen ben uyuyorum zaten." Omuz silkip ayak ucuma oturdu. "Çocuk değilsin ama iki canlısın, bu yüzden ben ne dersem dinlemek zorundasın." Ona cevap veremeyecek kadar yorgun hissediyordum kendimi.
"Ben sana sıcacık bir çorba yapayım, doğal gazı da yükseltirim tamam mı?" Başımı salladım. Ada yanımdan ayrılınca kucağımda duran telefonumu alarak Kuzey'in attığı mesajlara tıkladım.
Kuzey: Eftal iyi misin?
Kuzey: Hastaneye götürmemizi ister misin ?
Eftal: bir şeyim yok, merak etme.
Eftal: Hastanenin bana yapacak bir şeyi yok, ağrı kesici bile içemiyorum maalesef.
Kuzey: Doğru.
Kuzey: İş çıkışı müsait olursan gelmek istiyorum.
Eftal: Gelmek istersen tabi gel de, boşuna yorulma iyiyim ben.
Berbattım, burnumda peçeteyle gezecek kadar kötüydüm.
Kuzey: Akşam görüşürüz.
Eftal: Görüşürüz.
Telefonu bir kenara bırakarak televizyonda oynayan gelin evini izlemeye başladım. Daha önce bir kez bile görmemiştim ama o kadar komiğime gitmişti ki kıkırdayarak izliyordum.
"Ada, koş." Sesimin kısık olmasına rağmen beni duyan Ada resmen depar atarak yanıma geldi. Bu haline daha çok gülmeye başladığımda bir bana birde açık olan televizyona bakıyordu.
"Eftal, ne bağırıyorsun ödümü kopardın." İşaret parmağım ile televizyonu gösterdim. "Aşırı komik değil mi, kadın kocasıyla resmini yatak örtüsü yaptırmış. Diğer kadında diyor ki gözlerim kanıyor şuan." Koca bir kahkaha patlattığımda yanıma hızlıca gelip ateşime baktı. BU beni daha çok güldürdüğünde kıpkırmızı olduğumun farkındaydım.
"Ateşin var senin, ondan bu hareketlerin." Kahkaham, kıkırtılara döndüğünde onu kolundan tutup yanıma oturttum. "Sadece iki dakika izle." Bana göz devirse de sözümü dinlemişti ve sadece iki dakika ekrana baktı ardından ise etrafım meyveler ile doldu çünkü ikimizde ekran başından kalkmadık.
"İnanmıyorum, birbirlerini dövmedikleri kaldı." Mandalinamı soyarken gözümü ekrandan ayırmıyordum. "Şu kısa saçlı olan çok çirkef baksana." Koca karılar gibi oturmuş programı değerlendirirken hiç eğelenmediğim kadar eğelenmiştim.