5. Bölüm: Hata
The Archer- Taylor Swift
Kuşların cıvıltısıyla gözlerimi açtığımda kendimi yaz dizilerindeki o kız gibi hissedebilmek isterdim ama o kız olmadığım için kuşların cıvıltısı dudaklarımdan savrulan küfür ile güne başlamamı sağlamıştı.
Yastığımın altına koyduğum telefonu bulabilmek için hafifçe başımı kaldırdığımda yatağın ucunda duran tepsiyi görmek yüzüme bir gülümseme kondurdu.
Hızlıca oturup tepsiyi kucağıma aldım. Küçük kağıtta yazan notu okurken yüzümdeki gülümsemeyi silemiyordum. Ada bizim için ne kadar çabaladığını her seferinde gözler önüne seriyordu.
Not: Günaydınlar efendim, güzel bir gün olduğu için bol bol yemelisin. Ben işe gidiyorum akşam görüşmek üzere♡
Kahvaltımı dizi eşliğinde ettikten sonra sporcu sütyenimi ve taytımı giyip evden çıktım. Merkeze oldukça uzak bir yerde yaşadığımız için yürüyüş alanları oldukça fazlaydı.
Doktorum her gün yürüyüş yapmam gerektiğini söylemişti. Hava güzel olduğu için bu fırsatı kaçırmak istemedim ve günün erken saatlerinde kendimi yürürken buldum.
Kulaklarımda çalan şarkı, yüzüme vuran güneş kendimi hiç olmadığım kadar iyi hissettiriyordu. Gökyüzünü çekip instagram hikayemde paylaştım. Sosyal medyada çok sık vakit geçirmemeye çalışsamda instagramda yaklaşık altı bin takipçim vardı ve orada beni takip eden insanların olduğunu bilerek ufak tefek hayatımdan paylaşımlar yapmak hoşuma gidiyordu.
Yarım saat süren yürüyüşüm yorulup eve gelmem ile son bulmuştu. Kendimi hızlıca soğuk suyun altına atıp terlerimden arındım. Banyoda oyalandığım süreler beni oldukça gevşetiyordu.
Banyodan çıktıktan sonra saçlarımı kurulamadan çok fazla ıslaklığı havlumla alıp kendi haline bıraktım. Günlük makyajımı yapıp giyindikten sonra telefonumu elime aldım ve Ada'nın attığı mesajlara tıkladım.
Ada: Eftal Hanım
Ada: Kahvaltıyı beğendiniz mi acaba?
Ada: Diyorum ki benim öğle arama gelsen.
Ada: Birlikte bir şeyler içsek nasıl olur?
Eftal: Süper olur evden çıkıyorum.
Eftal: Bayıldım, ellerine sağlık bebiş!
Ada: Karşı kafeye geçiyorum, yetiş bana.
Eftal: Tamamdır.
Evden hızlıca çıkıp arabama bindim. Durmadan bir şeylerle oyalanmak ve aktiviteler yaparak düşüncelerimi engelliyordum. Bir saniye bile Dora'yı aklıma getirmemeye çalışarak hayatım yolundaymış gibi davranıyordum.
Bunları düşünmek bile içimi daralttığında son ses müzik açıp trafiğin bir an önce bitmesini diledim.
Kısa bir süre sonra Ada'nın şirketinin karşısındaki kafeye giriş yaptığımda çoktan kahvelerimizi söyleyip cam kenarında oturmuş olduğunu gördüm. Yüzümde oluşan gülümseme ile hızla onun karşısına oturdum.