9. Bölüm: Hiç Kimse

19.1K 899 122
                                    

Lütfen yıldıza basmayı unutmayın.

9. Bölüm: Hiç Kimse

Zilin üçüncü kez çaldığını duyunca zorda olsa yatağımdan kalkıp o merdivenleri inmek durumunda kaldım. Ada'nın evde olduğunu düşündüğüm için uykumu bölmek istememiştim ama ısrarla çalan kapıdan evde kimsenin olmadığını kabul etmek zorunda kalmıştım.

Ovuşturduğum gözlerimle kapıyı açtığımda karşımda görmeyi en son beklediğim kişiyle göz göze geldim. Çekingen bakışlarına karşılık şaşkın bakışlarım birleşti.

"Ne işin var burada?" Dora'yı atlattığımı bedenimin her zerresinde hissediyordum. Karşımda gördüğüm adam yoldan geçen bir insandan farksızdı benim için.

"Gelebilir miyim?" Sorusuna karşılık kısa bir süre sessiz kaldım. Onu içeriye davet etmek istemiyor olsam da, kızımın babası olduğu için kendimi buna mecbur hissediyordum. Başımla ona geçmesini işaret ettiğimde uykudan yeni kalktığım için kabarmış olan saçlarımı toplayarak arkasından ilerliyordum. 

Koltuğa oturduğunda bende karşısındaki koltuğa geçmiştim ifadesiz bakışlarım onun yüzünde dolaşırken onun odağı tamamen karnımdaydı. 

"Dinliyorum," dedim.

"Nasıl başlayacağımı bilemiyorum aslında." Cevap vermedim konuşması gerekiyordu, bahanelerini sıralayıp benim onu affetmemi istemesi gerekiyordu. O Dora'ydı her zaman bahanelerin arkasına sığınırdı.

"Uzun zamandır yanınıza gelemiyordum, aniden gelmem pek doğru olmadığını biliyorum ama nedense haber vermek istemedim belki de kapıyı açmamandan korktum." 

"Haber verseydin o kapıyı kızım için yine açardım." Beni tanıyamıyor olması tamamen hayal kırıklığıydı. 

"Sizi görmek ve uzun zamandır kendi içimde düşündüklerimi seninle paylaşmak istedim." Arkama yaslanıp bacak bacak üzerine attım. "Seni dinlemek veya tek kelime bile etmek içimden gelmiyor biliyor musun?" Sözlerim onu afallattı.

"On dakikadır konuşmanı kendini haklı çıkaracak bir şeyler söylemeni yalanda olsa bize umut verecek bir şeyler duymak isterdim ama kendini savunamayacak kadar haksızsın. Buraya geliyorsun ve ne konuşacağını bile bilmiyorsun verdiğin değer buyken sana karşılık verebileceğim hiçbir değer kırıntısı yok." 

Öfkeliydim ona karşı o kadar öfkeliydim ki belki onunla ilk ve son kez konuşacaktım.

"Madem konuşmayı bilmiyorsun ben seninle tüm içtenliğim ile konuşurum." Tedirgindi ve asla sesini çıkarmıyordu.

"Medyaya sızdırıldıktan sonra hakkımda yüzlerce haber çıktı, binlerce mesaj geldi. Tüm dünya bana resmen nefret saçıp benim bebeğime bile tonlarca söz söyledi. Sen ise kalkıp sevgilinin elinden tutup güler yüzle röportajlar verdin. Ben senin bebeğinin annesiyim bana yazılan hakkımda çıkan hiçbir haberi okumak, duymak zorunda değildim." Derin bir nefes aldım.

"O  yetmiyormuş gibi annen  bana tehdit dolu mesajlar attı. Bu çocuk benim, onun hem annesiyim hem de babasıyım. Eğer ki çocuğumun hayatında bir rol oynamak istemiyorsan hayatımızda adının bile geçmesini izin vermeyeceğim. Bu çocuk doğduktan sonrada benimle olacak senin yanına asla gelmeyecek, seni görmeyecek!" 

"Ben seninle görüşmek istemiyorum ve sende benimle görüşmek istemiyorsun. Bana ilk zamanki söylediğin sözler verdiğin umutların hepsini sindirip, seni hayatımdan tamamen çıkaralı uzun zaman oluyor." Dinliyordu sessizce dinliyordu. 

"Seni burada tutuyorsam, yüzünü görmeye katlanıyorsam hepsi kızım için senin adına yaptığım hiçbir şey yok." Sözlerim bıçak kadar keskindi.

Hayatıma bir gün gelip üç ay kaybolamazdı buna artık müsaade etmeyecektim.

"Söyleyeceklerim bu kadar düşünmek istersen düşün, kararını verdiysen de seni dinlemeye hazırım." Yutkundu ve saçlarını karıştırdı. 

"Nasıl diyeceğimi bilmiyorum." Ona bakıyordum ve söyleyeceklerini bekliyordum.

"İlk hamile olduğunu duyduğumda bu fikir korkutucu olduğu kadarda güzel gelmişti. Heveslenmiştim belki bir aile oluruz ve çocuğuma güzel bir baba olurum diye ama sonra düşündüm ki hayatımda beni bekleyen çok önemli kariyerim var,  gerçekten de aşık olduğum bir kadın var. Senden hoşlandım ama seni sevemedim ve sevmediğim bir insanla ömür geçirmek istemiyorum." Söyledikleri kalbime hançer gibi saplanıyordu, canımı yakıyordu ama tepki veremiyordum.

"Seninle bir bağımız olmadığı gibi bebekle de bir bağım yok. Gördüğüm tek şey, tek gecelik bir ilişki onun dışında hissettiğim bir duygu yok. İkinizde benim gözümde bir hatadan oluşuyorsunuz, yanlış yer ve yanlış zamanlama. Bu hatanın içinde bende bir hatayım olmaması gerekiyordu yaşadığımız şeylerin hepsi olmaması gerekiyordu."

"Benim bir gün bile aklıma gelmiyorsunuz sizi düşündüğüm bir an yok. Sizi aklımda canlandırdığım heves ettiğim herhangi bir saniye bile yok. Bunu geç fark ettim ama daha fazlada uzasın istemedim. Benim hayalim, benimle birlikte olan kadından çocuğumun olması. Özür dilerim ama ben yapamıyorum... Senide bebeği de daha fazla çıkmaza sürüklemek istemiyorum lütfen ben hiç var olmamışım gibi hayatınıza devam edin."

Sustum, yok oldum, belki de bittim.

"Senin veya bebeğin ne ihtiyacı varsa elimden geleni yaparım belki bir kaç kez bir araya getirmek istersen veya ilerde beni görmek isterse o zamanlarda gelirim ama onun dışında birbirimizi tanımayan iki yabancı olmaya devam edelim." 

"Sözleşme imzalamanı istiyorum. Çocuğumun senin gibi babası hiçbir zaman olmayacak ve senden bir kuruş bile bizim cebimize girmeyecek. Sen ölüsün, bebeğim için sen ölü olacaksın benim için ise var olmamış. Sözleşmeyi Ada'lar ile göndereceğim eksik veya kusurlu bulduğun yerler olursa çıkarıp ekleyebilirsin benim iznim altında. Ama buna gerek duymayacağına zaten eminim."

"Anlaştık o zaman," dediğinde sesi iyice kısıldı. Başımı salladım ve ayağa kalktım konuşmamız sona ermiş olmalıydı.

"Hayatını mahvettiğim için özür dilerim." Güldüm, hem de dudaklarımı kapatamayacak kadar fazla güldüm.

Karşımda gördüğüm adamdan her zerremle tiksiniyordum. Bir hata yapılmış olabilirdi ama bunu ilk başta kabul ederek her şeyi daha çok batırmıştı. Hiç kimseydi, karşımdaki adam hiç kimseydi.

Onu geçirmedim son bir söz söylemedim sadece izledim. Gidişini kapıyı kapatışını yok oluşunu izledim. O artık yoktu, bebeğimin babası gitmişti beni hatamın büyüklüğü ile baş başa bırakıp gitmişti.

O gün belki de ilk ve son kez bu kadar kuvvetli ağladım. Çığlık çığlığa her yeri yıkarak ağladım, haykırdım sesimi duyurmaya çalıştım içimdeki acıyı yok etmek için tüm gücümü kullandım ama başaramadım.

Geriye bırakılan tek şey izler olmuştu...

...

Yeni Bölüm Pazar 17.00'da.

Sarmaşık adındaki kurguma da bir şans vermenizi çok isterim gerçekten çok fazla çalışıyorum ve bunun karşılığını almak her şeyden fazla istiyorum...


Eftalya [ARA VERİLDİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin