Odamda uzanmış öylece tavanı seyrederken annemin sesi doldu kulağıma.
"Efsun, hazırlan kızım. Ruşen ablanın oğlunun düğününe gideceğiz"
Ruşen abla annemin mahalleden arkadaşıydı. Geçen yıl bir üst sokaktan bir kızla nişanlanmıştı oğlu Serdar abi.
"Ya bana ne Ruşen ablanın oğlunun üst sokaktan gelin çıkarmasından? Hem ben düğün sevmiyorum" Annem kapıyı açıp odadan içeri girdi. "Ne demek bana ne Efsun? Şimdi biz onların düğününe gitmezsek yarın öbür gün abin evlendiğinde onlar da bize gelmezler. Ne kadar ayıp olur, kaç yıldır komşuyuz. Düğün bu bir kere olur. Hiç olmazsa bir gözük gel"
"Aman, abime takılacak bir altın için güzel ayaklarımı yoramam hiç. Çok şükür altın sayacak halde değiliz. Hem çok istiyorsan sen git Ruşen ablaya selam söyle Efsun hasta falan dersin" Annem ayağında ki terliği çıkarıp eline aldı. "Efsun, delirtme beni. Yaşına başına bakmam alırım ayağımın altına. Kalk giyin bir şeyler, yarım saate çıkacağız." Elinde ki terliği yere atarken çatık kaşları yumuşamıştı. "Hem nikahta keramet vardır derler, belki sana da birini buluruz"
Yatağımda doğrulurken "Aman sizde beni evlendirme meraklısı çıktınız. Ayrı bir ev tutayım da sizde kurtulun bende" dedim. Elini havada sallarken "Hadi hadi oyalanma daha saçını başını yapacaksın" dedi. O çıktığında bende ayaklandım. Zorlamaya gerek yoktu. O annemdi ve dediğini herkese yaptırırdı.
Saks mavisi zincir detaylı askıları olan bir elbiseyi aldım elime. Verdiğim en hızlı kararlardan biriydi sanırım. Altına zincirlerle aynı renkte olan bir tek bant giyip makyajımı yaptım. Bu yüzü toparlamak bir tık uzun sürmüştü. Saçlarım konusunda abartıyı pek sevmediğimden uçlarından dalgalandırdım.
Aç karnım için birkaç şey atıştırmak için aşağı indim. "Anne, takımımı ütüledin mi?" diye bağıran Demir'in sesi tüm evde dolaştı. Abim küçüklükten beri Ruşen ablanın oğluyla sıkı arkadaş olunca Serdar abi otomatik olarak abimi sağdıç yapmıştı.
"Ya benim çoktan varmış olmam gerekiyordu, hala don gömlek geziyorum" dedi mutfağa girerken. Bir yandan gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. "Valla benim senin gibi sağdıcım olsa evlenmezdim utancımdan" dedim dilimlediğim salatalığı ağzıma atarken.
"Bakıyorum yine diliniz ayaklarınıza dolanmış Efsun Hanım" derken sesi dedikodu yapan teyzeleri andırdı. "Hem sen düğünleri sevmezdin hangi dağda kurt öldü?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IHLAMUR ÇİÇEKLERİ
Teen Fiction"Gitme" dedim gözlerimde ki yaşları silerken. Derin bir nefes aldı. "Söz" diye fısıldadı. Zorlukla konuşuyordu. Onu böyle görmek içimde büyüttüğüm çiçekleri solduruyordu. "Ihlamurlar.. çiçek açınca.."soluk soluğaydık ikimizde."geri döneceğim" dedi...