6|MANIK

76 5 1
                                    

Minik yıldızımıza dokunalım mı?
Bölüm Şarkıları: Marsis-Sevduğum
İlyas Yalçıntaş-Hançer

*****

1 Hafta Sonra...

"Efsun" dedi babam sıkıntıyla koltukta bana doğru dönerken. "Şu polis bir daha aradı mı seni?"

Başımı salladım. "İki üç gün önce aradı. Olayın benlik bir şey olmadığını falan söyledi, kapattı." dedim. Bir yandan da fotoğraf makinem için mercekleri ayarlıyordum. Bugün Polat abi ve Eda'nın nişanı için çekim yapacaktık.

"İyi iyi" dedi düz bir tonda fakat rahatladığı belli oluyordu. "Ne zaman yapılacak bu çekim? Çıkacak mısın hemen?"

"Bir iki saatim daha var. Neden, bir şey mi oldu?" dediğimde çatık kaşlara ona doğru döndüm. "Çatma kaşlarını, yok bir şey" dedi gülümseyerek. "Biraz baba-kız vakit geçirelim istedim sadece.. Ama uygun değilsen?" Hevesle elimde ki çantayı masanın üzerine attım. "Yok yok, daha çok var zaten." dedim. "Ee ne yapıyoruz?"

Kocaman kolları bana sarılırken kendimi cennette gibi hissettim. Her daim o koruma hissini verebilen o kollara aşıktım ben. Annem de hep anlatır, yakınırdı bu durumdan.

"Kızım seni ben doğurdum, sen babanın kollarında susuyorsun. Ayıp olmuyor mu?" Olmuyordu, olmazdı. Orası benim sığınağımdı. Yeri geldiğinde annemin dayaklarından, yeri geldiğinde dertlerimden, yeri geldiğinde korkularımdan..

O kocaman kollar benim evim olmuştu yıllar önce. Şimdi başka bir adamı kendime ev diye bilmek.. Onun tarafından imkansız görülen bir aşkın içine düşmek çok zor geliyordu ve o bir haftadır yüzüme bakmıyor, önümden dahi geçmiyordu.

"Balık tutardık ama iki saate sığdıramayız onu" demesiyle yüzüm düştü. Babamla küçüklüğümden beri hep balığa giderdik. Oltaya yemi takmayı abimden suya atmayı ise babamdan öğrenmiştim. Ailem, benim her konuda ilkim olmuştu.

"Sen en iyisi aç bir kurtlar vadisi izleyelim" dediğinde hızla ona döndüm. "Babaaa"

Şen bir kahkaha bıraktı etrafa. "Şaka yaptım şaka, hadi hazırlan parka gidelim" Sözleriyle nefesim kesildi. "Salıncak mı?" diye sordum yıllardır içimde ki uslanmaz çocuğun sesiyle. Başını sallamasıyla yanağına kocaman bir öpücük kondurup odama çıktım ve hırkamı alıp geri döndüm.

"Ben hazırım" dememle beraber kapıdan çıktık. "Nereden çıktı bu?" diye sordum aklıma gelen ilk soruyu. "Ne nereden çıktı?"

"Bu işte, baba-kız günü? Biz pek yapmazdık böyle" Yüzümü ince bir endişe sardığında o endişeden daha kuvvetli olduğunu göstermek istercesine kollarını bana dolayıp göğsüne bastırdı beni. "Bu dünyada sizden daha önemli bir şey yok benim için" dedi uysal sesiyle. "Abin gitti gideli hiç ilgilenemedik seninle.. ama içimizde en çok canı yanan sendin." Saçlarımın arasında hissettiğim sıcak öpücükle içim eridi.

"Ben senin her zaman yanındayım biliyorsun değil mi?" diye sorduğunda hızla cevap verdim. "İnsan sırtını dayadığı dağdan şüphe eder mi ki?" Bu cevap ikimize de yetti. Sessizdik, sadece sokak seslerine karışan ayak seslerimiz vardı. Nihayet parka geldiğimizde koşarak salıncağa gittim. Babamla beraber salıncağa binmek gerçekleştirmeyi en sevdiğim hayallerimden biriydi. Ve o bunu bilir gibi her fırsatta bana bu hayali gerçekleştirme imkanı sunardı.

IHLAMUR ÇİÇEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin