Sıradan bir matematik dersindeydik. Matematik öğretmenimiz Rıza Hoca tahtaya yine sorular yazıyordu ve biz de o soruları çözmeye uğraşıyorduk. Yani en azından bir kısmımız uğraşıyordu diğerlerinin pek de dersle alakası yoktu. Aslında onların yerinde olmayı ne çok isterdim...
Çünkü o çocukların aileleri onları özgür bırakıyordu. Yaptıkları şeyleri pek de umursamıyordu. O çocuklar istediği notu alabilirdi, istediği gibi davranabilirdi, eve istedikleri zaman girip çıkabilirdi. Onlar istedikleri kişiyi sevip, aşık olup, onlarla sevgili olabilirdi.
ÇÜNKÜ ONLAR ERKEKTİ.
Ancak bizim- en azından benim- böyle bir hakkımız yoktu. Biz derslerimize calismaliydik çünkü okumazsak ya istemediğimiz biriyle evledirilicektik ya da evde kalacaktık. Çünkü biz okumazsak bizi doğru düzgün bir işe bile almayacaklardi. Biz bu illet sisteme küfür edemezdik hep nazik ve kibar olmalıydık. Tüm ev işlerinden anlamalıydık çünkü ileride kocamıza biz hizmet edecektik. Aman ne hoş(!).
İşte benim de bu algıyı sahiplenmiş bir ailem vardi. Beni okutmak için ellerinden geleni yapıyorlardı ama bu sadece maddi bir destekti. Onların yanımda olduğunu hiç bir zaman hissetmemiştim.Ben küçüklüğümden beri kısıtlamalara buyutulmustum. Ve bu kısıtlamalardan biri de aşık olmaktı. Ben annemin gözünde birini sevemezdim, birine aşık olamazdım, onunla sevgili olamazdım. İşte bu yüzden 13 yaşıma kadar irademe hakim olmaya çalıştım. Çünkü annemin bana öğrettiğine göre kardeşim istedigiyle sevgili olup istediğini sevebilirdi çünkü o erkekti. Bunu yapmaya hakkı vardi(!). Ve işte bu yüzden kimseden hoslanamamistim bile.
Ben tam soruya odaklanmisken sınıfın kapısı çalındı. İçeriye bir grup 7. Sinif öğrencisi geldi. Aslında okulda tanıdığım pek de insan yoktu. Bir bizim siniftakileri bir de okul sonundaki kurslardan tanıdığım bir kaç kişi vardı ki onlarla da pek konusmuyorduk.
İçeriye girdiler. Dersleri boşmuş ve müdür yardımcısı onları buraya yollamış ben orta en ön sırada oturuyordum ama o sırada soruyla uğraştığım için onları pek de gorememistim. Arka taraflara doğru ilerlediler.
Hoca soruyu cozdukten sonra her zaman yaptığım şeyi yapıp sınıfı yoklamak için sağıma , soluma , arkama bakmaya başladım. Ve arkamı döndüğümde onunla sadece 1 saniye göz göze geldik. Aramizda boş bir sıra vardi. Çok yakınımda değildi. Hemen önüme geri donmustum. Ve o an aklımdan ilk defa böyle bir cümle gecti:
"Çocuk yakışıklıymış."Ve işte ilk bölüm karşınızda. Ayrıca bu benim ilk kurgum hatalarım varsa görmezden gelmenizi rica edeceğim. Umarım beğenirsiniz sizleri seviyorummmm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZLIĞIN ÖTESİ
Ficção GeralTek yaptığı ailesini gururlandırmak, onların başını önlerine egmemek için çalışıp iyi bir yerlere gelmeye çalışan bir kızdım ben. Elimden geldiğince her dediklerini yapmaya , koydukları yasaklara uymaya çalışan. Ama daha sonra şunu anladım... Hayatt...