|7|His

936 64 5
                                    

Mehmet'in ardından Ruhe ve Neva da gitmişti. Hiç korkuları yoktu, lakin içimde dönüp dolan bir huzursuzluk hakimdi. Pencereden baktığım da karanlıktan başka birşey gözüme çarpmadı. Babaannem masanın başına oturmuş ve boş tabakları izliyordu. Onun yanına gidip elimi omzuna koydum. Oda başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Hüzünlüydü.

Radyo da çalan ahenkli türkü gözlerini doldurmuş olmalıydı ki, bakışlarında anıları vardı.

"Ne zaman rahata kavuşacak bu ülkenin çocukları, ne vakit yaraları dinecek Gümüş, diye fısıldadı. Gözünden akan yaşı elimle sildim. " Ağlama Babaannem bu vatanın çocukları ayakta dimdik dururken ne bu ülkeye ne de yiten canların vebali omuzlara yük olur. Bir Devran ölür, binlerce Devran yeniden doğar." derken sesim titredi.

"Devran öldü ve katili henüz yargılanmadı Gümüş" derken sesi kısık ve berbat çıkmıştı. Ağabeyimin katili etrafta gezerken rahat nefes alamıyorduk. "Yargı gerekeni yapacak Babaannem, Allah var" derken gözümden bir damla yaş döküldü. Babaannem elimi sımsıkı tuttu.

"Sen hakka sığın yavrum. Hak yerini elbet bulur" derken beni çekip sımsıkı sarıldı. O günün ardından bir hafta geçmişti. O geceden sonra Mehmet'i görmemiştim. Merak ediyordum elbette lakin ben evde yokken uğramış babaannemin halini sorup gitmiş öyle dedi Babaannem.

"Ne yiğit bir delikanlı bu Mehmet" diyordu babaannem ona her konuşmasında ağabeyimi sever gibi över gibiydi konuşmaları onunla ilgili.

Okula gelmiş derse girmiş çıkarken Neva ile karşılaşmıştık. Onun yaşı benden bir kaç yaş büyük olsa da okulda yüksek lisansını yapıyordu. Ruhe de ondan büyükmüş öyle diyordu.

"O geceden sonra sizden haber alamadım , endişelendim" derken sesim endişeli çıkmıştı. Neva anlayışlı bir halde tebessüm edip elimi sıktı.

"Alışmadığın için garip gelmiş olabilir lakin biz bu tür durumlara alışık olduğumuz için normal karşılıyoruz Gümüş" dedi sanki normal bir durumdan bahsediyormuş gibi. Başımı sallamakla yetindim. Ne diyebilirdim ki zaten, onların hayatına müdahale olamazdım ben.

'Neva' bir kadının ince sesi kulaklarıma dolduğunda başımı oraya çevirdim. Esmer bir kadın önümüzde belirdiğin de Neva başını kaldırdı ve bakışlarını sesin sahibine kilitledi.

'Asude!' diyen Neva'nın sesinden çıkan heyecanla onu görmeyi hiç beklemediği belliydi. 'Nereden çıktın sen" diyince kadına doğru adım atıp ona sımsıkı sarıldı. Kadında ona içten bir şekilde karşılık verdi. 'Yeni geldim, de bir okula uğrayayım dedim malûm'

Kadının ince belinden ayırdığı kollarını serbest bırakan Neva, konuşmaya başladı. 'Döneceğini söylemedi' derken sesinde ki şaşkınlık kelimelerine döküldü. ' Ona sürpriz yaparım diye düşündüm' derken ince sesinden çıkan utanma içgüdüsel bir şekilde bana yansıdı. Neva elini adı Asude olan kadının koluna sardı ve dostane bir şekilde sıktı. 'Çok sevinecek, hem geldiğin de iyi oldu.' derken kadının gözleri bana düştü.

İnce sureti kısa bir an üstüm de gezindi ve beni incelenmeye başladı. Neva da anlamış olacak ki, bana döndü ve yüzüne sımsıcak bir tebessüm yerleştirdi.

"Gümüş, arkadaşım' derken kadın bana doğru adımladı.

"Asude ben' diye bana eline uzatan kadının yüzünde bir tebessüm belirdi. Elimi Asude'ye uzattım. 'Memnun oldum Gümüş,' derken elimi çekeceğim sırada Ruhe'nin sesi kulaklarıma doldu.

Güz MatemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin