F10

1.1K 88 25
                                    

Selamlarrr millet neden yıldızlarımız artık az parlıyor?🥺 Neyse hiç beceremem böyle acıtasyon işlerini bölüme geçiyorum jdjsnms

Ama yıldızımızı parlatın yaw.

aşklarım iyi okumalar 💕

🇹🇷🇹🇷🇹🇷

(1 Hafta sonra)

- Komutanım. Daha önce de anlattığım gibi terör örgütünün harekattan hemen haberinin olması ve ülkenin en iyi nişancılarından birini öylece serbest bırakmaları bana normal gelmedi.

+Ne demek istiyorsun Asena?

Burakla konuşmamızın üzerinden tam bir hafta geçmişti. Bir hafta içerisinde hem omzum iyileşmişti en azından operasyonlara katılacak düzeyde iyileşmiştim hem de en son Burakları kurtardığım harekattaki olağandışı olayları inceleyecek fırsatım olmuştu. Şimdi de olaylarla ilgili hazırladığım raporları Yavuz Komutana açıklıyordum.

- Birileri operasyonu öğrenip daha önceden haber verdi demek komutanım.

+ Haklı olabilirsin. Burak iyi bir askerdir her şeyi en ince detayına kadar hesapladı böyle keklik gibi avlanmaları bana da anormal gelmişti.

- Evet komutanım. Burak Komutanın ne kadar yetenekli olduğunun ben de farkındayım bu yüzden işin peşine düşmek istiyorum. Çünkü eğer böyle bir şey varsa iki ihtimal var

+ Aramızda ya köstebek var ya da dinleniyoruz.

Diyerek Cümlemi tamamladı Yavuz Komutan.

+ Burakla bu konuyu konuştun mu?

Kafamı sağa sola salladım.

- Henüz fırsatım olmadı.

+ En kısa zamanda konuş Asena

Selam verip "emredersiniz" dedikten sonra çıktım.

O gün oraya yetişemeseydim onlarca askerin evine ateş düşecekti ve buna cesaret eden kim varsa bulup ölmekten beter edecektim.

Karargahtan çıkarken Burakla karşılaştım. Beni görünce durup selam verdi. Başımı eğip ben de aynı şekilde selam verdim. Sonra aklıma gelen şeyle durdum.

-Burak Komutanım.

+ Buyrun Asena Komutan

Adımlarını bana doğru yönlendirdi.

- Akşam boşsan önemli bir konu hakkında konuşmak istiyorum.

+ Boşum, boşum da hayırdır?

- Akşam konuşuruz. Sana konum atarım

Baş selamı verip oradan ayrıldım.

***
Elimdeki kahveyi ağzıma götürürken çay bahçesinin loş ışıklarının aydınlattığı yüzünü karşımda gördüm.

+ İyi akşamlar komutanım müsait mi?

Eliyle sandalyeyi gösterdi.

- İyi akşamlar, Tabi otur. Seni beklemeden sipariş verdim ama ne alırsın?

+Yeşil çay.

Kafa sallayıp gelen garsona ilettim. Garson arkasını dönüp giderken ani bir refleksle "bir saniye" dedikten sonra Burak'a döndüm.

- İzmir bombası sever misin?

+ Kalori bombası demek istedin herhalde? Hayır, sağlıksız beslenmiyorum.

Omuz silkip garsona geri döndüm.

- 4 tane de İzmir Bombası getirir misin?

"Tabii efendim." cevabını aldıktan sonra Burak'a geri döndüm.

+ Bu saatte o kadar şeyi yiyecek misin gerçekten!?

Bileğimi göstererek " Jet uçağı kolay uçmuyor bu bileğe enerji lazım enerji" dedim.

"Uçakta kalp krizinden gitme de" diye dalga geçerek cevap verdi.

- Gerçiii

Duraksadı.

- Gitsen iyi olabilir. Bir baş belasından kurtulurum.

+ Gitsem de emin ol seni yine rahat bırakmam. Rüyalarına dadanırım. İnat değil mi?

Biz didişirken gelen tatlılarımla gözlerimin ışığı tüm parkı aydınlattı.

Garsona teşekkür ettikten sonra büyük olan bir tanesini seçip bütün halinde ağzıma attım.

Gözlerimi kapatıp tadını çıkarırken Burak'ın  kocaman açılmış  irislerini üzerimde hissediyordum.

"Oha! Naptın devrem ya boğulacaksın."

Ağzımdaki lokmayı yutarken kafa salladım.

"Bunun tadı böyle çıkıyor başkan öyle kibar kibar yersen her tarafın çikolata olur."

Dedim "Devrem" kelimesiyle dalga geçerek.

+ Yani kusura bakma da en son bizim Cengizle yemeğe çıktığımızda böyle bir görüntüyle karşılaştım. Ağız alışkanlığı.

- Ha ha ha

Yapmacık gülümsemeyle göz devirdim.

- Neyse seni niye çağırdım ben

+ Ne bileyim sana sormak lazım

Ellerimi masanın üstünde birleştirerek konuya girdim 

- Çok uzatmayacağım. Aramızda köstebek olduğunu düşünüyorum.

Bir müddet şok olmuş bir ifadeyle suratıma baktıktan sonra koca bir kahkaha kopardı.

+ Tam bir saçmalık

Kaşlarımı çattım.

- Sebep?

+ Operasyonu sen, Yavuz Komutan ve tim dışında kimse bilmiyordu. Bir de o iki asker. Timimle yıllardır bu ülke için kan akıtıyoruz. O askerler de işinde iyi insanlar ilk operasyona çıkışımız değil. Geriye tek bir seçenek kalıyor. Sen. Seni ilk gördüğümde de sevmedim. Hala sevmiyorum. Yani herkese kefil olurum sana asla.

Bu sefer şok olma sırası bendeydi.

-Hah! Bana bak benim kimsem yok. Tek bir şeyim var o da bu vatan. Bu devlet büyüttü beni. Benim anam babam bile bakmazken devletim baktı bana. Her şeyimi bu ülkeye adadım.

Sesimi giderek yükselttim.

- Sen nasıl beni bu ülkeye ihanet etmekle suçlarsın nasıl ağzına alırsın böyle bir şeyi.

Gözümde biriken yaşın akmaması için düğümlenen boğazıma rağmen yutkunmaya çalıştım. Bu hissi bilirsiniz küçükken anneniz kızar ama ağlarsanız daha çok kızacağını bildiğiniz için ağlayamaz kendinizi sıkarsınız sonra da boğazınızda koca bir yumru oluşur ya öyle bir şey. Ama biz yurtta genelde müdürden korkardık anneden değil.

Kendimi daha fazla sıkamayacağımı anladığımda çantamdan hızla cüzdanımı ve hazırladığım raporu çıkardım.

Raporu önüne fırlatırken pişman gözleriyle bana bakıyordu.

"Asena özür dilerim öyle demek istemedim."

"İncele şunları Yavuz Komutanla konuş.

" Asena. "

-Kes!

" Cidden üzgünüm bilmiyordum ben "

Hiçbir şey demeden cüzdandan 300 tl çıkarıp masaya vurdum arkamı dönüp giderken hala kendini anlatmaya çalışıyordu.

BÖLÜM SONU
Umarım güzel bir bölüm olmuştur. Bol bol yorum yapmayı unutmayın. Ne kadar çok yorum olursa motive oluyorum ben ya bu da yeni bölüm yazmam için gaz veriyor bana.

Neyss kendinize iyi bakın. Ben bakamıyorum çünkü fkdmsm

F16'CI | ASENA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin