F11

1.1K 97 7
                                    

Herkese selamlarrr hadi buraya bölümün anlam ve önemine binayen en sevdiğiniz tatlıyı bırakınnn benimki hepsi fjdmsms tek kriterim tatlı olması...

Neyse aşklarım daha fazla uzatmadan bölüme geçiyorum.

E Bi yıldızınızı alırızzzz

Bol keyifli okumalar

🇹🇷🇹🇷🇹🇷

Burak'ı orada bırakıp evin yolunu tuttum. Her ne kadar saçmalasa da bu işin peşini bırakmayacaktım.

Eve gelip çantamı hızla koltuğa fırlattım. Sinirim biraz da olsa geçmişti ama söylediği her şeyi de burnundan fitil fitil getirecektim.

Bilmediğimiz konular bilmediğimiz hayatlar hakkında konuşmayı çok seviyorduk insanlar olarak oysa herkes kendi hayatına baksa o kadar insan ölmezdi bile belki. Kim bilir..?

Kafam dağılsın diye izlediğim dizinin devamını açtım. Kendime de sert bir kahve yaptım. Tüm gece çalışacaktım ve uykumun kaçması gerekiyordu. Bu dizi de çalışmam için motive oluyordu bana. Bu ve bunun gibi birçok askeri konulu şey.

Kahvemi ağzıma götürürken kalan son İzmir bombamı da ağzıma atmadığım için pişmandım.

***
Çalan zil ve yüzüme vuran güneş ışığı yorgunluktan uyuyakalan bedenimi uyandırmaya yetmişti. Kendime gelmeye çalışırken yine masa başında uyuduğumu fark edince lanet ettim. Sırtım tutulmuştu yine...

Zil şiddetlenince çekmecede duran silahımı alıp dolu olduğunu da kontrol ettikten sonra kapıya ilerledim. Dürbünden elinde paketle kuryeyi görünce ufak bir rahatlama hissi gelince artık patlamak üzere olan kapıyı açtım.

"Buyrun."

"Asena Hanım?"

"Evet benim."

"Bu sizin efendim."

Şaşkınlıkla kuryeye baktım. İlk defa adıma haberim olmadan kargo geliyordu ve acaba bomba mı diye düşünmeden edemedim.

"Nedir bu?"

Sorum kuryenin öldürücü bakışlarıyla karşılık bulunca elimi uzatıp kargoyu aldım.

Kapıyı kapatırken kurye söylenerek aşağı indi.

"Herkesin dilinde bu nedir bu nedir ben ne bileyim kardeşim Allah Allah!"

"Tamam be abi ne kızıyorsun?"

Diye arkasından bağırsam da duymadı.

Bomba olma ihtimalini göz önünde bulundurularak kutuyu yavaşça yere bırakıp Timdeki bomba imha uzmanımız olan Sefa'yı aradım.

Telefonu ikinci çalışta açıldı.

"Buyrun komutanım?"

Sesi çekimserdi ama sert bir ses tonuna sahipti. Gerçi çekimser olmakta haklıydı. Ben de olsam onlar yerinde kendimden çekinirdim.

Askeriye be devrem napacaksın?

"Sefa rahatsız ettim ama önümde bir kutu var. Bomba olup olmadığını nasıl anlayacağım bunun?"

"Efendim komutanım anlayamadım?"

Şok olduğunu ses tonundan anlayabilirdiniz

"İşte bir kutunun bomba olup olmadığını nasıl anlayacağız ne var da bunda anlamayacak?"

"Komutanım o bakmayla anlaşılacak bir şey değil. İhbarda bulunun hatta bana konum atın ben geleyim arkadaşlarla."

"İşte emin değilim ki. Pembe sevimli bir kutu bir tane kurye getirdi."

"yani komutanım o kadar bomba imha ettim. Hiçbiri pembe kutulu değildi ama siz yine de bana bir konum atın gelip bakayım."

"Tamam sağ ol" diyerek telefonu kapatıp konumu attım.

Yarım saat sonra ise kapım çalındı.

"Gel Sefa"

"Müsait midir komutanım?"

"Gel gel müsait."

Temkinli adımlarla gösterdiğim odaya geçip kutunun nerede olduğunu sorunca elimle masamda duran pembe kutuyu gösterdim.

Kutuyu görmesi ve kahkaha atması bir  oldu. Boş gözlerle neden güldüğünü anlamaya çalıştım.

"Komik bir şey mi var?"

Sert tepkimle beraber gülmesi kesildi ardından boğazını temizleme sesini duydum.

"Yani komutanım kusura bakmayın da bunun içinden çıkabilecek tek bomba çocukken patlattığımız kağıt bombalar."

Tek kaşımı kaldırıp anlamaya çalıştım.

"Hani böyle üzerinde el bombası şekli olur. Ayağımızla basınca şişer ve patlar."

"Dalga geçiyorsun ama onu bilemeyiz daha 2 hafta önce evime silahlı saldırı oldu."

Kafa sallayıp  mahcup bir sesle "geçmiş olsun" dedi.

"Ben o zaman bir bakayım yine de"

Yavaşça kutuya yaklaşıp eline aldı. Çok titiz bir şekilde kutuyu açarken gözlerimi kapattım.

"Komutanım"

"Hı?"

"Haklıymışsınız. Bomba var."

"Ciddi misin!?" ani bir refleksle gözlerimi açtığımda karşımda kahkaha atmamak için zor duran bir Sefa vardı.

"Ulan Barutçu! Kalbime indi."

"Kızmayın komutanım. İzmir Bombası da bombadan sayılır neticede değil mi?"

"Ha ha ne kadar komik. Ben sana bunu ödetirim ama."

Kutuyu bana uzattı. Üzerinde bir de not vardı.

"Rahat olabilirsiniz. Burak Komutanım ufak bir jest yapmış sanırım."

Elimle geri çevirdim.

"Aman! İstemez. O gönderdiyse kesin zehirlidir. Götür adıma time dağıt."

Omuz silkip notu masanın üzerine bıraktı. Kutuyu da kapatıp poşetine geri koyarak eline aldı.

"Siz bilirsiniz komutanım. Tim adına teşekkür ederim."

"Ne demek asıl ben teşekkür ederim o kadar zahmet ettin."

"Estağfurullah komutanım. Keşke her bomba böyle olsa."

"Keşke Barutçu keşke"

Sefa'nın takma adıydı Barutçu 

"Neyse komutanım ben gideyim. Akşama görev var ona hazırlanmam gerekiyor."

"Haberim var. Ben de geliyorum. Çok eğleneceğiz."

"şüphem yok." diyip kapıdan çıktı. Bende derin bir nefes alarak masadaki notu alıp okudum.

"Gerçekten bu sefer büyük eşeklik ettim devrem. Özür dilerim. Çiçek seven bir tipin yoktu. Bende en sevdiğin şeyden gönderdim. Afiyet olsun."

Burak.

Notu masaya geri bırakıp akşamki görev için hazırlanmaya koyuldum.

BÖLÜM SONU
Umarım beğenmişsinizdirr
Kendinize cici bakın ❤️

F16'CI | ASENA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin