yeraltının ünlü kardeşleri ve aynı zamanda mafya babaları Minho ve Jeongin istedikleri uğruna Hyunjin ve Felix'i kullanmayı göze alabilecekler miydi?
top/ Minho - Jeongin
bottom/ Hyunjin - Felix
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
. .
Hyunjin dışarı çıktığında lüks spor arabaya yaşlanmış, sigara içen Minho'yu görmesiyle durdu. Onun yanına gidip iki kelime de olsa konuşmayı dahi istemiyordu. Onu gördükçe kendini değersiz hissediyordu.
Minho'nun da onu görmesiyle gözleri kesişti. İkisi de ilk başta çekmese de Hyunjin kendini çokça ezilmiş, gururu incinmiş hissediyordu. Bir türlü yediremiyordu kendine bunu. Minho son bir nefes alıp sigarasını yere atıp ezdi.
" Yanıma gel. " Hyunjin duyduğu sesin sahibine bakıp ciddi mi diye sorguladı. Gayet ciddi olduğunu görünce aynı yerinde bekleyerek konuştu.
" Felix'i bekliyorum. 1 dakika içinde çıkmazsa içeri gireceğim. " Kollarını önünde bağlamış kızgın suratıyla Minho'ya bakıyordu.
" Felix'i yanımda da bekleyebilirsin. Ayrıca onların arasındaki soruna dahil olma. Kendileri halletsin. "
" Görmemiş gibi konuşuyorsun ama arkadaşım senin kardeşin yüzünden kriz geçirdi yanında. Aslında o ikisinin hiç konuşmaması lazım ama işte... " Aklına gelen görüntülerle sinirlenmişti Hyunjin. İlk defa Felix'i o halde çaresizce görüyordu ve elinden hiçbir şey gelmemişti. Onu krize sokan adamın kucağında sakinleşmiş olması daha da üzmüştü.
" Bir kez daha demem Hyunjin! " Gayet otoriter çıkan sesiyle Hyunjin derin bir nefes aldı. Kalbi sıkışıyordu, göğüs kafesi bazı zamanlarda dar geliyordu. O da bu anlardan biriydi.
" Minho ben anlamıyorum. Karşılıklı birbirimizden nefret ediyoruz. Bu zaten daha ileriye de gitmeyecek asla. O zaman neden ben sürekli seninle uğraşmak zorunda kalıyorum? Neden nereye dönsem sen varsın, senden başkasını göremiyorum? Bizimle alacağınız vereceğiniz herneyse artık söyleyin yapın biz yorulduk. İki dengesiz kardeşle uğraşmaktan, içimizdeki korkuyu ve nefreti büyütmekten yorulduk. " Bir çırpıda söylediği şeyler ile rahatlamıştı Hyunjin. Çünkü onların da bir sınırı vardı ve artık her şeyi öğrenmek onların doğal hakkıydı.
Minho cevap veremeden kapıda görünen ikili ile Hyunjin o tarafa döndü hemen. Kolundan tuttuğu Felix'i baştan aşağı inceledi ve bir sorun olmadığını görünce kolunu bırakıp tuttuğu nefesini verdi.
" Yedim arkadaşını. Kapalı yerleri de incele neler göreceksin bakalım. " Jeongin'in Hyunjin'e dediğiyle iki kardeş güldü. Hyunjin bir sinirle Jeongin'e döndü.
" Gerçekten yapabilme potansiyelin var. Yersin de zarar da verirsin. İkinizin de yapmayacağı şeyler değil. Psikopatlar. " Kendini fazla kaptırıp hakaret boyutuna geçerken Minho boğazını temizledi.
" Bu kadar çok sesin çıkarsa bir zaman sonra çıkacak ses bulamazsın, demedi deme. " Arabanın önünden dolaşıp sürücü koltuğuna geçerken Jeongin de Felix ve Hyunjin'in kolundan tutup arabanın arka koltuğuna oturtturuyordu. İki arkadaş bir sinirle binerken Jeongin de sırıtıp Minho'nun yan tarafına , ön koltuğa , geçti.
