yeraltının ünlü kardeşleri ve aynı zamanda mafya babaları Minho ve Jeongin istedikleri uğruna Hyunjin ve Felix'i kullanmayı göze alabilecekler miydi?
top/ Minho - Jeongin
bottom/ Hyunjin - Felix
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
" Can kırıkları kalbimi delip geçerken daha kötü hissettiremezdin. "
Hyunjin'den~~
Birinciliği öğrendikten sonra kısa bir tebrik yağmıştı bize. Fazla uzatmadan hepsini kabul edip odaya dönmüştük.
Şimdi ise Minho ile kaldığım odada tek başıma bekliyordum. Odaya geldikten yaklaşık yarım saat sonra Minho'nun telefonu çalmış, sonrasında acil bir işi olduğunu söyleyip çıkmıştı odadan. O gelene kadar sakince onu beklememi söylemişti. Ben de bekliyordum.
İçim kıpır kıpırdı. Sanki tamamen kazanmışız gibi mutlu hissediyordum. Eğer yarın da tamamen kazandığımız belli olursa sanırsam havalara uçardım.
. .
Saat gecenin 02.22'siydi. Minho daha gelmemişti ve ben onsuz yatmak istemiyordum. Yani kendimi güvensiz ve huzursuz hissediyordum. Ama yorgunluktan gözlerim istemsiz kapanıyordu. Bir 5-10 dakika sonra kapının açılmasıyla uzandığım yatakta uykulu gözlerle doğruldum.
" Minho? " Sessizce kapıya doğru seslendiğimde hafiften dağılmış bir Minho gördüm.
" Uyumadın mı sen daha? " Kafamı iki yana salladım. Yanıma yaklaştı elini çeneme koydu.
" Niye benim yatağımda yatıyorsun peki? " Eli çenemden yanaklarıma çıktı. Orada geziniyordu. Oradan alt dudağıma kaydı. Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Zaten uykum vardı onun dokunuşları da iyice mayıştırıyordu beni.
" Cevap vermeyecek misin? " Eli tekrar çeneme indi ve sonrasında geri çekti. Boşluğa düşmüş gibi hissedip gözlerimi açtım.
" Sen gelene kadar dinleyeyim demiştim. Yer bazı zamanlar hem soğuk hem rahatsız edici oluyor. " Yüzünü yüzüme doğru eğdi. Alkol kokuyordu nefesi. Kaşlarımı çattım.
" Alkol mü içtin? " Yüzümü inceledi. Uzun uzun baktıktan sonra konuştu.
" Bir daha benden izin almadan yatağıma dahi yatma. Bugünlük sevgilicilik oyununun sonuna geldik Hyunjin. Gerçeklere dön. " Dedikleri ile afalladım. Bir süre sindirmek amacıyla gözlerine baktım sadece. Çok ciddiydi. Kaşları benimkiler gibi çatılmıştı. Hızlıca olduğum yerden kalktım.
Pişman etmişti beni. Onu beklediğim için pişman etmişti, ona güvenmek istediğim için pişman etmişti, en ufak bir umut beslediğim için pişman etmişti. Gözlerim dolu dolu yer yatağımı hazırlarken olabildiğince ona arkam dönük duruyordum. Hazırlayınca hemen battaniyenin altına girip kafama kadar çektim. Her şey rüya gibi gittikten sonra beni yine pişman etmişti.
