25

314 44 1
                                    

-🐱🐿️



konuşmak için başını göğüsünden kaldırıp, kızarık gözlerini yoongi'ye sunduğunda, yoongi'nin kalbinin teklemesine neden oldu "neden gittin? Neden inanmadın bana?"

Hiçbir şey dememişti. Sesini çıkartmadan hoseok'u yerden kaldırmış ve kucağına almıştı. Yavaş adımlarla odaya ilerlediklerinde hoseok'u yatağa bırakmış ve salona geri gelmişti. Hoseok arkasından seslendiğinde arkasını dönmüş ve sus işareti yapmıştı. Ama karşısındaki genç bir açıklama bekliyordu.

Yoongi adımları ile salona ulaştığında hala acı dolu iniltileri duyulan soobin'in kolundan tutmuş ve sürükleyerek kapının önüne getirmişti. Kapının dışına doğru itmiş ve iğneleyici bir şekilde konuşmuştu "bir daha hoseok'a yaklaşırsan seni doğduğuna pişman ederim."

Yunjae dudağının kenarındaki kanı silmiş ve aynı tavırda konuşmuştu "hiçbir şey yapamazsın." Yoongi sinirlerinin gerildiğini hissederken çenesini kasmaya başlamıştı. Parmağını yüzüne doğrultup sallamıştı "o fotoğrafların bedelini ödeteceğim sana."

Soobin korkmuşa benzemiyordu. Amacı onu hoseok'un yanına yaklaştırmamaktı ama uzaklaşacak gibi de durmuyordu "hoseok'u haketmiyorsun. Baksana ona güvenmiyorsun bile. Amacım aranızı bozmak ve hoseok'u kazanmaktı ama o arkadaşları mahvetti herşeyi."

Yoongi sert adımları ile yaklaştı soobin'e. Yakalarından sertçe tuttu ve merdivenlere sürükledi "seni hastanelik etmeden defol buradan." Dişlerinin arasından tısladığında soobin zorlamadan merdivenlere ilerledi.

Yoongi de adımlarını kapıya yönlendirip içeriye girdi. Hızla odalarına ilerlediğinde yatakta kıvrılmış olan hoseok'u gördü. Üzerini değiştirmek için uğraşamazdı. Sadece ceketini çıkardı ve hoseok'un yanına uzandı. Belinden tutup kendine çektiğinde hoseok refleks olarak başını yaslamıştı.

Yoongi bir açıklama yapması gerektiğinin farkındaydı ama hoseok'un yorgun olduğu her halinden belliydi. Bu yüzden sadece kısa kısa şeyler söylemeye karar vermişti "özür dilerim. Sadece korktum hoseok. O fotoğrafları görünce sinirlerim tepeme çıktı. Hiçbir şey düşünmeye fırsat kalmadan sen geldin."

Hoseok'un her ne kadar gözleri kapalı olsa da dinliyordu yoongi'nin söylediklerini. Yoongi saçlarına yaklaşıp bir kaç öpücük kondurmuş ve geri çekilmişti "senden sadece özür diliyorum. Aptallık ettim farkındayım. Affetmezsen de so-"

Hoseok hızla gözlerini aralayıp yoongi'nin sözünü kesmişti "affettim ki." Bebeksi çıkan sesi yoongi'yi gülümsetirken, hoseok parmağını sevgilisinin göğüsüne götürmüş ve üzerinde gezdirmeye başlamıştı.

Kesik bir nefes çekmiş ve içindekileri dökmeye hazır hissetmişti "senden ayrı kalamam ki. Günlerce düşündüm yoongi. Çok kırıldım ama yine de affetmek istiyorum. İştahım kaçtı, uykularım kaçtı. Senin beni terk etmiş olman düşüncesi bile beni mahvetti."

"Lütfen, lütfen bana güven yoongi. Asla öyle birşey yapmayacağımı bil. Yine öyle birşey yaşanırsa beni dinlemeden çıkıp gitme."

Yoongi hoseok'u çok kırdığını şimdi farketmişti. Günlerce bunu farketmemesinin sebebi düşüncelerinde sadece o fotoğraflar olmasıydı.

Hoseok alttan gözüken profilini inceledi bir süre. Yorgun bakıyordu gözleri. Dudakları kurumuştu. Yoongi yüzüne bir tebessüm takıntı. Hoseok başını kaldırıp baktığında yoongi'nin tebessümüne kaydı gözleri. O da gülümsedi. Yoongi parmağını hoseok'un dudağının kenarındaki minik gamzeye bastırdı.

Hoseok bu dokunuşla karnının kasıldığını hissederken, yoongi hoseok'u tamamen kendisine çevirmişti. Hoseok anlık bir şaşırma yaşasa da yoongi'nin gözlerinin hala gamzelerinde olduğunu görmüştü.

writer[SOPE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin