-😺🐿️
Kafenin cam kapısından içeriye giren, uzun boylu ve genç duran adamın onlara uzaktan selam vermesi ile tüm gerginliği artmış ve arkadaşları ile mesajlaşmayı bırakıp telefonu hızla masaya bırakmıştı.
Jungkook'un ve jimin'in dediği güzel şeyler onun düşünmesine, gerginliği azaltmasına neden olurken tüm büyülü duygularını anında kaybetmişti adam sayesinde.
Sabah yoongi ile tatlı didişmelerinden sonra, dün gencenin yorgunluğunu atmak adına evde dinlenmeyi planlıyordu ama
özel öğretmenin bugün arayacağı tutmuştu.Sanki görüşecek başka saat yokmuş gibi yoongi ile kahvaltılarının ortasında aramıştı adını dahi bilmediği ve özel öğretmeni olacak o kişi.
"Hoşgeldiniz bay suho." Yoongi gayet kibar bir şekilde, masalarına gelip çantayı bırakan ve ardından elini sıkan adamı karşılamıştı.
"Selam vermeyecek misin bebeğim?" Yoongi, oturmadan önce gerim gerim gerilediğini farkeden hoseok'un kulağına fısıldadığında hoseok boş gözlerle bakıp kafasını hafifçe sallamıştı.
Yoongi zorlamak istememiş ve gülümseyip kulağının arkasına bir öpücük kondurup hoseok ile birlikte oturmuştu.
"Merhaba küçük." Adının suho olduğunu öğrendiği adam -özel öğretmeni- alamadığı selamı gülümseyerek hoseok'a vermişti. Hoseok adamın fazla samimi görünen bakışlarından bir şey anlamamıştı ama rahatsız edici gibiydi. Kendini yoongi'ye doğru kaydırarak aralarındaki mesafeyi kapatmış ve alttan elini tutmuştu.
Adama karşılık olarak kafasını sallamıştı. Daha fazlasına gerek olmadığını hissetmişti.
Daha sonra yoongi'nin baş parmağı ile elini okşadığını farkettiğinde içi kıpır kıpır olmuştu. Dokunuşları iyi hissettiriyordu."Yoongi." Hoseok bakışlarını adamdan çekip çoktan onunla konuşmaya başlamış olan yoongi'ye seslendi. Sessiz seslenişini adam da farketmiş olacak ki odağını onlara çevirmişti.
"Söyle güzelim." Yoongi eli ile hoseok'un saçlarını geriye taramış ve söyleyeceği şeyi merakla beklemeye başlamıştı.
"Pasta yiyebilir miyim?" Evden çıkarken aklında görüşme dışında pasta da vardı. En sevdiği yere geldiyse buradan kesinlikle pasta yemeden çıkamazdı.
"Sen iste yeterki güzelim." Gülümseyerek söylediği şey hoseok'un sevinmesine neden olurken yoongi parmağını vitrindeki pastalara doğrultmuştu "bak. Şuradaki pastalardan istediğini alabilirsin." Dediğinde hoseok kafasını sallayıp, öğretmeni olucak kişiye kısa bir bakış atıp, direkt vitrine yönelmişti.
Vitrinde gördüğü çeşit çeşit pastalara bakınca ağızının sulandığını hissetmişti. Küçük almak istiyordu çünkü büyük alırsa muhtemelen bitiremezdi.
Pastaların arasından gözüne limonlu olanı kestirmişti. Üzerine birkaç limon dilimi ve pastanın etrafını saran limon jeli vardı. Daha fazla ağızının sulanmasını istememiş ve garsonlardan birine istediği pastayı göstererek masaya getirmelerini istemişti.
Ardından yavaş adımları ile üzerinde birkaç dosyanın olduğu masaya ilerlemişti.
Yoongi hoseok'u gördüğünde "seçtin mi gülüm?" Demiş ve bileğini tutarak yanına çekmişti. Hoseok bakışlarını dosyalara dikmiş ve yoongi'nin dediğine karşı sadece kafa sallamıştı."Bu dosyalar ne yoongi?" Hoseok merak dolu sesiyle sormuştu çünkü gerçekten karışık yazılar vardı. Sanki önemli bir sözleşme imzalayacak gibilerdi.
"Bu dosya-" öğretmen dosyayı eliyle onlara doğru itip konuşacakken yoongi sözünü kesmişti. Çünkü ona değil kendisine sorulmuştu ve soruyu yanıtlaması gereken kişi kendisiydi.
"Bu dosyalarda öğretmeninin cv örneği var bebeğim. Yani, önceden hangi dersleri verdiğini, yaşını, nerelerde çalıştığını ve önemli bilgilerini öğrenebileceksin."
Hoseok, yoongi'nin dediğinden sonra eline dosyayı alıp yoongi'nin dediği yerlerde göz gezdirmişti. Gerçekten her şey yazıyordu.
Yaşı, nerelerde çalıştığı...
Bir süre daha göz gezdirdikten sonra dosyayı bırakmış ve yoongi'ye dönmüştü.Yoongi karşısındaki adamla koyu bir sohbete dalmıştı. Hoseok parmağıyla yoongi'nin omzuna dokunarak ona bakmasını sağlamıştı "ne diyorsun güzelim? Senin için uygun mu?"
Cv den pek bişey anlamamıştı. Nerede çalıştığı ve kendi özellikleri dışında birşey ile ilgilenmiyordu. Ama bunlara bakarak güvenilir biri olduğunu düşünebilir miydi ki? Önce adama kısa bir bakış atmıştı. Adam ona kilitlenmiş bir şekilde bakıp dilini dudaklarının üzerinde gezdirmişti.
Bayağ istekli gibi gözüküyordu. Gerçi öğretmendi ve istemesi gayet doğaldı. Onun işi buydu ama hoseok ona bakınca yanlış düşüncelere kapıldığını hissediyordu.
Yoongi'yi bekletmek istemedi. Hem kendisi de beklemek istemiyordu çünkü önemliydi ve dersleri ile ilgiliydi. Bakışlarını adamdan çekip yoongi'ye bakmış ve kafasını sallamıştı. Yoongi de kısa bir şekilde gülümsemiş ve "harika." Demiş ve elini karışsındaki adama uzatarak onunla el sıkışmıştı.
"Seninle çok iyi anlaşacağımıza eminim hoseok." Adam son olarak masadaki çantasını almış ve hoseok'a bakarak gülümsemişti. Hoseok anlamaz bakışlarını adama sunduğunda adam hızla orayı terketmişti.
Hoseok gerçekten anlamamıştı. Ya fazla gerildiğinden adamın tavırlarını öyle görüyordu yada gerçekten öyledi. Yutkunarak yoongi'ye gerildiğini belli etmemeye özen gösterdi.
"Afiyet olsun." Hoseok gerginlikten garsonun getirdiği pastayı bile unutmuştu. Yoongi teşekkür edip hoseok'tan önce pastadan bir dilim alarak ağızına götürmüştü. Daha sonra dudaklarını yalayarak konuşmuştu "hmm. Pasta enfes. Limondan kaynaklı sanırım." Diyerek hoseok'a çevirmişti bakışlarını.
Hoseok tek kelime dahi etmemiş ve etrafındaki sesleri duyamazcasına dışarıya ve düşüncelere dalmıştı. Yoongi pasta seçerkenki heyecanlı hoseok'un ani değişimini farketmişti "hoseok." Omzuna dokunarak onu düşüncelerinden ayırmak istemiş ama başaramayınca birdaha denemişti "hoseok, bebeğim."
"Ha, yoongi ne oluyor?" Hoseok omzundaki dokunuş sayesinde derin düşüncelerinden ayrıldığında aniden olduğu için irkilmişti. Yoongi kaşlarını çatarak hoseok'a baktığında hoseok yutkunarak bakışlarını pastaya çevirmişti.
Pastaya baktığında midesinin bulandığını hissetmişti. Gerginlikten iştahı kalmamıştı. Pastayı alırken o kadar istekliydi ki şimdi yemezse yoongi soru sorup duracaktı.
"Hoseok iyi misin? Betin benzin atmış güzelim. Bembeyaz olmuşsun." Yoongi ellerinin tersi ile hoseok'un yüzüne dokunuşlar yapmıştı.
"Şey." Hoseok hızla çatalını alarak pastadan yemişti. Ağızı doluyken dudaklarının etrafındaki kremayı umursamadan konuştu "hayır yoon. Birşeyim yok. Acıkmıştım sadece o yüzdendir."
Yoongi anlamaz bakışlarını bir süre sonra kesmişti. Çocuğun değişimini farketsede hoseok'un dediği mantıklı geliyordu o yüzden kafasını sallayıp bir dilim daha sevgilisinin pastasından almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
writer[SOPE]
RandomHoseok beyaz arabaya bakarken, arabadan gri saçlı, oldukça spor giyinmiş bir adam indiğinde sadece ona odaklandığında ve herşeyin durduğunu hissettiğinde anlamıştı içindeki kelebeklerin ilkkez havalandığını.