-🐿️🐱
Yoongi'nin kendinin bir hışımla arabaya atmasından sonra anlık olarak hoseok ile göz göze gelmesi bir olmuştu. Demin olanları görmesi ihtimali onu çoktan korkutmaya başlarken o elini hoseok'un, uyumasından dolayı dağılmış saçlarını düzeltmişti "hoseok. Neden uyandın bebeğim?" Ellindeki torbalardan yiyecekleri çıkartmaya başlarken demişti bunu.
Hoseok elini guruldayan karnına götürdüğünde anlamıştı yoongi "açım yoongi. Ama şey burda yemesek olur mu?"
Hoseok yoongi'ye bakıp tatlı tavırları ile konuştuğunda yoongi kaşlarını çatmıştı "hmm nerede yiyelim bebeğim?""Hyunglarım ile gittiğim bir yer var. Çok güzel manzarası var." Hoseok gülümseyerek konuştuğunda yoongi düşündü. Aslında izin vermeyecekti. Çünkü hem geç olmuştu hemde gece fazla soğuk oluyordu. Hoseok'un yanında ise hırkadan başka bir şey yoktu.
Ama onu kırmak istemediğini hissedip "olur bebeğim gidelim. Ama fazla kalmayalım. Hava da soğuk hasta olmanı istemiyorum."
Hoseok uykulu olmasına rağmen sevinçle kafasını salladığında karşılık olarak yoongi'nin gülümsemesini kazanmıştı.
...
Gecenin bir yarısı olmasına rağmen çok trafik vardı. Hoseok'un canı sıkılmaya başlamıştı bile. Her an eve gitmek isteyebilirdi. Bakışları heyecanla yeşil ışığı beklerken istediği şey olduğunda araba tekrar hareketlenmişti.
Sonunda trafikten kurtulup sakin biryere girdiklerinde hoseok'un aklına bişey gelmişti "yoongi." Diyeceği şey için heyecanlanırken kemerini gevsetmiş ve arka koltuklara yönelmişti "efendim bebeğim?"
Arka koltukların önünden birsürü sprey boya çıkarmıştı. Yoongi'nin gözü sprey boyaalra kaydığında kaşlarını çattı. Gece gece onların ne işi vardı hoseok'ta "yoongi bunlarla duvarı boyayalım mı?"
Yoongi hoseok'un bu dediğine karşı beklemişti. Kabul edemezdi çünkü eğer polislere yakalanırlarsa sonu iyi bitmezdi. Ayrıca o boyaların arabalarında ne işi var onu bile bilmiyordu.
"Hoseok, bak güzelim eğer yakalanırsak iyi olmaz. Yemek yemeye çıktık başımıza iş almadan yiyelim." Yoongi'nin gözleri hoseok ile yol arasında gidip gelirken onu tatlı bir şekilde vazgeçirmeye çalıştı.
"Ya yoongi." Hoseok omuzlarını düşürerek bakmıştı yoongi'ye. Fazla zorlamasına gerek yoktu. Biliyordu yoongi'nin bu halinden etkilendiğini. Heyecanla gelecek yanıtı bekledi.
Yoongi düşündükten sonra kabul etmeye karar verdi. Bu hali o kadar güzeldi ki hoseok'un "peki güzelim. Yapalım bakalım."
Hoseok düşürdüğü omuzlarını geri kaldırdı ve sevinçli bir şekilde yerinde kıpırdandı. Boya yapmayı çok severdi. Hiç böyle boya kullanmamıştı ama arabanın bagajında sprey boyaları görünce hemen aklına bu gelmişti.
...
Üzerine garip şekiller çizdiği renklerle dolu duvarda gözlerini gezdirdi. Üzeri de boya olmuştu zaten. Yarım saattir boya yapıyorlardı. Aslında bir süre sonra yoongi'ye de eğlenceli gelmişti bu iş.
Üzerindeki boya yüzünden mızmızlanmaya başlamıştı. Elindeki boyları da çıkartmaya çalışırken yoongi'nin ona seslenmesi ile duraksadı "hoseok."
"Efendim yoongi?"
Duvara yansıyan mavi kırmızı yanıp sönen ışıklar yutkanmasına neden olurken yoongi arkaya adımlayarak kolundan tutup peşinden sürükleyerek koşmaya başlamıştı "dedim sana hoseok. Al işte yakalandık."
Evet yakalanmışlardı. Yoongi koşmaya ve hoseok'u sürüklemeye devam ederken siren seslerinin yaklaştığını hissetmeleriyle gördüğü İlk ara sokağa kendini atmıştı.
Pekte sokak denilemezdi en fazla iki kişi sığardı buraya. Hoseok'u hemen yanına çekmişti. Nefesleri birbirlerinin yüzüne vuruyordu.
Hoseok başını eğmişti. Nasıl gözlerle karşılaşacağını biliyordu ve bu onu suçlu hissettiriyordu. Birkaç saniye sonra sesler daha da yakınlaştı. Hoseok'un nabzı hızlanıyordu. Başını kaldırıp yoongi'ye baktı. Tahmin ettiği gibi yoongi ona bakıyordu.
Nefes alışverişleri hızlandı.
"Yoongi-"
"Şşşt." Yoongi parmağını hoseok'un dudaklarına yerleştirdi. Hoseok sustu. Ses çıkarırsa yakalanacaklardı.
Yine başını eğdi ardından. Sırtına değen duvar yüzünden geriye gidemiyordu. Yoongi ile bu kadar yakın olması gerçekten ona iyi gelmiyordu.
Bir el hissetti ardından çenesinde. Yoongi eli ile hoseok'un çenesinden tutmuş ve başını kaldırmıştı. Gözlerini gözlerinden ayırmadan fısıldamıştı "neden, neden nefeslerin bu kadar hızlı?"
Nefesleri anlamaması mümkün değildi.
Hoseok'un ses çıkarmadan bakmaya devam etmesi ile dudaklarında hissettiği baskı bir olmuştu.Şaşkın bakışları yoongi'yi mutlu etti. Hoseok'un bunu beklemediğini biliyordu.
Belinden tutup ayırdı bedenini duvardan. Kendine bastırmıştı. Bir eli ensesine giderken bir eli hala belindeydi. Ardından ayırdı dudaklarını pembe dudaklardan.Gülümseyerek boynuna yönelmişti gencin. Hoseok ile ne durumdaydı bilmiyordu. Belindeki el, boynundaki sıcak baskılar...
İçi eriyordu sanki. Sonunda öpücükler sona erdiğinde yoongi'ye baktı ve yine başını eğdi.Hoseok'un utandığını anlamıştı yoongi. Sesler kesilmiş gibiydi "ne oldu bebeğim?"
Yoongi'nin sorusu daha da utandırdı onu."Bunu bir ceza olarak düşün hoseok."
Dediği şey hoseok'un dikkatini çekmiş olacak ki başını kaldırdı hızla "bu bir ceza olamaz yoongi."Dudakları kıvrıldı yoongin'in tekrar atıldı öne, uzun ve sert bir öpücük bıraktı dudaklara "hmm öyle mi?" Sesi fısıltılı çıkmış olsa da derinliği o kadar açıktı ki.
Hoseok küçük bir gülümseme yarattı yüzünde ve dudaklar arasında kısa mesafe bırakarak konuştu "hmm öyle."
Yoongi hoseok'un ciddiyeti ve şuanki halini hoş buldu, fazla hoş ve çekici.
"Asıl cezanı evde almaya ne dersin bebeğim?" Aynı tonda konuştu yoongi. Hoseok yutkundu. Ortamın verdiği ciddiyet bir tık germişti onu "olmaz derim yoongi. Bence küçük bir olay yüzünden cezayı haketmiyorum." Dediğinde yoongi elini belden ayırmadı ve hırkayı altındaki tişört ile birlikte kaldırıp eli ile soğuk teni okşamıştı "bence çok güzel bir cezayı hakediyorsun. Bu geceyi güzel yatağımız ve odamız yerine parmaklıkların arkasında da geçirebilirdik." Yoongin'in fısıltılı konuşması devam etti ardından. Elinin altındaki teni okşamaya devam etti ve
"Ve bu benim hiç hoşuma gitmezdi."
Kısa mı oldu ya evet kısa oldu akjdkssk
Neyse bugün ful disaridaydim sinavlar dün bitti aslında dün gece yayimlardim ama yarim kalmisimtii 🤕🤏🏻💌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
writer[SOPE]
RandomHoseok beyaz arabaya bakarken, arabadan gri saçlı, oldukça spor giyinmiş bir adam indiğinde sadece ona odaklandığında ve herşeyin durduğunu hissettiğinde anlamıştı içindeki kelebeklerin ilkkez havalandığını.