- 🐱🐿️
Bacakları ile bağdaş kurmuş oturuyordu. Önünde masa ve karşısında da dong vardı. Bir süredir oyun oynuyorlardı. Yoongi'nin işi olduğu için odadaydı. Hoseokta canı sıkıldığı için dong ile oyun oynamaya karar vermişti. Birkaç saat önce yemek yemişlerdi. Yemek yerken yoongi çokça ısrar ettiği özel hoca konusunu tekrar açmıştı. Hoseok'u daha fazla sıkmamak için bir süre sonra susmuştu.
Elindeki kartı dong'a kısık gözler ile bakarak masaya koymuştu. Yüzüne büyük bir gülümseme yerleştirip sevinçle bağırmıştı "uno!" Hızla ayağa kalkıp küçük bir çocuk gibi sevinçle masanın etrafında koşmaya başladığında dong'un düşmüş yüzü onu daha da sevindiriyordu. Çünkü dong hoseok'u yenebileceğini o kadar çok söylemişti ki hoseok az kalsın oynamaktan vazgeçecekti ama pes etmeyip kazanmıştı.
"Ben kazandım ben kazandım." Sevinç dolu sesi odada yankılanırken açılan kapı sesine aldırmadan devam etmişti buna. Yorgun adımları ile bir adet yoongi çıkmıştı içeriden. Gözlerini ona aldırmadan ve sebebini bilmediği sevinç çığlıklarını atan sevgilisine bakıyordu.
Gözü bir süre sonra yerde yüzü asık bir şekilde oturan dong'a kaydığında anlamış gibiydi ne olduğunu "hoseok, ne oluyor?" Yinede aklındaki soruyu sorduğunda hoseok orada bulunan sevgilisini farkederek çevirmişti başını "yoongi. Dong hyung'u yendim. Uno oynuyorduk ve ben onu yendim. Yaşasın." Diyerek yoongi'ye ilerlediğinde dong ayağa kalkmıştı "bu kadarını beklemiyordum." Demişti ikisine bakarak.
Yoongi gülümseyerek cevaplamış ve hoseok'a sarılmıştı "aferin bebeğime."
Demişti. Hoseok daha da mutlu hissetmişti yoongi'nin taktiri ile."Dong sen çıkabilirsin." Yoongi hoseok'tan ayrılıp dong'a doğru konuştuğunda dong eğilmiş ve "peki efendim." Diyerek yanlarından ayrılmıştı.
...
Hoseok bedenini yüz üstü yatağa uzandırmış, başını yana çevirerek bir kolunu aşağıya sarkıtmıştı. Arada sırada birşeyler mırıldanarak, parmağını halının desenlerinde gezdiriyordu. Yoongi ise gözlüklerini takmış, bilgisayar başında birkaç saattir arayıp bulamadığı bir özel öğretmen arıyordu. Gerçekten birisine güvenmesi zordu ve hoseok için en iyi, en güvenilir bir özel öğretmen bulması gerekiyordu.
Derin bir nefes alarak üzerindeki gömleğin yakalarını düzeltmişti. Üzerindeki gömlek ile otururken bile o kadar çekici duruyordu ki, hoseok ara sıra ona bakıp gülümsemeden edemiyordu.
"Off." Hoseok mırıldanmalarının ardından oflama bırakmıştı çünkü çok sıkılmaya başlamıştı. Yoongi de saatlerdir bilgisayar başında olduğu için sessizdi. Bu onun daha da canını sıkıyordu.
Yoongi gözünü bilgisayardan ayırarak hoseok' a bakmıştı "ne oldu güzelim?" Sorduğu sorunun ardından hoseok tekrar oflama bırakmıştı "canım sıkıldı yoongi."
Yoongi bişey demeden başını sallamıştı çünkü şuan bilgisayar'a odaklıydı. Hoseok bunu farkedince dudaklarını bükmüştü.Aklına bir soru gelmişti. Belki bu şekilde yoongi ile konuşabilirdi "yoongi." Büyük gözlerini yoongi'ye dikmişti. "Efendim bebeğim?" Yoongi hala bilgisayar'a baksada hoseok'u duymuştu. Aslında onunda canı sıkılmıştı. Hoseok ile ilgilenmeyi çok istesede bu işi hemen halledip sonraya bırakmak istemiyordu "ananas olsam beni sever miydin?"
Hoseok kıkırtılar ile sorduğu sorunun ardından yoongi'nin odağı haline gelmişti "nerden çıktı bu? Tabiki severim bebeğim. Ben seni her halinle severim."
Yoongi de bunu söylerken gülümseyince hoseok büyük gözlerini daha da açmış ve şaşırmış gibi yapmıştı "gerçekten mi?"Yoongi döner sandalyesini biraz hoseok'a yaklaştırmış ve elini yanağına uzatmıştı. Elinin tersiyle okşarken bir yandan kocaman gözlere odakladı kendi gözlerini "gerçekten hoseok. Seni her halinle seviyorum. Ve emin ol buna saatlerce şiir yazarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
writer[SOPE]
De TodoHoseok beyaz arabaya bakarken, arabadan gri saçlı, oldukça spor giyinmiş bir adam indiğinde sadece ona odaklandığında ve herşeyin durduğunu hissettiğinde anlamıştı içindeki kelebeklerin ilkkez havalandığını.