ASMİN

617 32 7
                                    

"Ne demek Istanbul'a taşınıyoruz, İhsan?"
"Dedim ya Selma, daha kaç kez söyleyeceğim. Istanbul 'daki fabrikamız Mardin'dekinden çok daha büyük artık. Isler orda sandığımızdan daha ileride. Orda bulunmak gerekir artık. Sizde benimle birlikte geliyorsunuz. Artık Istanbul'da yaşayacağız." Babasının sözleri kulağında bir çan misali çınlıyordu Asmin'in. Doğduğu, büyüdüğü bu şehre veda etmek zorundaydı artık. Gitmek istiyor muydu? Elbette istiyordu. Herzaman merak etmişti Istanbul'u. Ama o kadar kolay değildi işte. Bir anda yılların anısına veda edip hiçbir şey olmamış gibi gidemezdi o koca şehre. Bazen yılların emektarı yanlarında çalışan şoförleri Mahmut Amca' dan oranın trafiği ile ilgili şikayetlerini duyar, gülerdi adamın haline. Televizyonda görüyordu hep o koca şehri. Herzaman hayran hayran bakardı o şehre.
"Aman oğlum bu konağı bırakıp nasıl gideriz biz o koca şehre? Bilmez misin yıllardır burda yaşarız. Tüm akrabalarımızı, geleneklerimizi, hadi hepsini bırak doğup büyüdüğümüz bu güzel yeri bırakıp nasıl gideriz?"Babaannemin bu sözleri üzerine dedem lafa girdi:
"Abartma Azize Hanım, ha orda yaşamışız ha burda. Zaten geçti artık bizden. Hem ne diye oğlanı sıkıştırıp
duruyorsun. Kızım Asmin senin niye sesin soluğun çıkmıyor? Yoksa sen de mi istemiyorsun Istanbul'a gitmeyi?"Asmin dedesinin yönelttiği soru ile yerinden huzursuzca kıpırdandı. Ne diyecekti dedesine? Kendisi bile ne istediğini bilmezken ne söyleyecekti ailesine?

ASMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin