2.BÖLÜM

288 28 4
                                    

Sol yanağımda hissettiğim kıpırtıyla mırıldanarak yatakta diğer tarafıma döndüm. Bu sefer saçımda hissettiğim dokunuşla büyük bir savaş vererek dönmek istediğim uykumdan sıyrılarak gözlerimi açtım. Karşımda bana gülümseyerek bakan annemi gördüğümde ben de ona gülümsedim.

"Günaydın" diyen anneme ben de "Günaydın" diyerek karşılık verdim.

"Hadi kalk bakalım. Kahvaltımızı yaptıktan sonra senle ben Istanbul'u gezip biraz alışveriş yaparak anne kız günü yapacağız. Hem daha sonra gidip sana yeni okulun için okul forması da almamız gerek. Gerçi daha okulların açılmasına 3 hafta var ama olsun biz yine de alalım okul kıyafetlerini." Konuşmasının sonuna doğru kendi kendine konuşmaya başlayan anneme kocaman içten bir gülümseme gönderdim.

"Tamam canım annem hepsini de yaparız. Babaannem de bizimle gelse olur mu?"

"Sorarız isterse o da gelir. Ama artık kalkman gerek baban erkenden işe gitti ama deden ve babaannen kahvaltıya başlamak için bizi bekliyorlar. Hadi daha fazla onları bekletmeyelim." Annemin sözleri üzerine hemen odamdaki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım ve bugün giymek için pembe, dizlerimin hemen üstünde biten eteğimi üstüne de beyaz kolsuz gömleğimi giydim. Ayaklarıma da pembe babetlerimi geçirdiğimde artık hazırdım.

Çok şeker kız edasında giyindiğimin farkındaydım ama benim de tarzım buydu işte. Etek vazgeçilmezlerimdendi.

Daha fazla vakit kaybetmeden aşağı indim. "Günaydın" diyerek önce dedemi sonra da babaannemi öptüm.

"Dur deli kız" diyen dedemin gülümsemesine karşılık vererek ben de yerime oturdum.

"Anneciğim biz bugün Asmin ile biraz dolaşıp Istanbul turu yapacağız. Hem zaten alışveriş de yapmamız gerekiyordu. Sen bugün bize eşlik etmek ister misin?" diye soran anneme katıldım.

"Evet babaanne, lütfen sen de gel." Hanımsı edasını bozmadan cevap veren babaanneme baktım.

"Iyi madem, gidelim bakalım." Babaannemin cevabı ile herkes kahvaltısını yapmaya devam etti.

Belki de gerçekten Istanbul sandığımdan çok daha güzel bir şekilde kucaklayacaktı beni. Bunu annemin gülen yüzünden, babaannemin çok da belli etmediği memnuniyetinden anlayabiliyordum.

***

Şoförümüzün kapımızı açmasıyla arabadan inip beni tüm saflığıyla karşılayan Istanbul boğazının kokusunu içime çektim. Duvara çarpan her bir dalga ile içime çektiğim temiz hava, mutluluk hissi bırakıyordu kalbimde. Sanırım gerçekten sevmeye başlamıştım Istanbul'u.

Boğazın üstünde uçuşan martılar kadar özgür hissediyordum kendimi. Avazımın çıktığı kadar bağırmak, yılların üstümde bıraktığı o kasvetli baskıyı silkelenerek atmak istiyordum.

Boğazın hemen yanında bulunan kafelerden birine geçip oturduk annem ve babaannemle.

Önümüze konulan ince belli bardaklardaki tavşan kanı misali çaya tebessüm ederek baktım. Bu şehre ait olan her şey yüzüme bir tebessüm hediye ediyordu.

"Ne güzel bir şehirmiş bu Istanbul" diye söylenmeden geçemedim.

"Evet öyledir. Sen daha hiçbir şey görmedin. Zamanla daha da çok seveceksin burayı." dedi annem.

Gitgide burayı daha çok seveceğime emindim. Başta kararsız olarak geldiğim bu şehir, hayallerimi süslüyordu artık.

Yaklaşık yarım saat sonra kalkma kararı aldık ve Istanbul'un en büyük alışveriş merkezlerinden biri olduğuna emin olduğum bir yerin önünde durduk.

ASMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin