14. BÖLÜM

123 7 3
                                    

Seni önemsiyorum. Seni önemsiyorum aptal. Önemsiyorum. Seni. Aptal. Önemsiyorum. Önemsiyorum.
Önemsiyorum...

"Asmin"

Seni önemsiyorum. Seni önemsiyorum.

"Asmin," Omzum yavaşça sarsıldı.

Seni önemsiyorum. Seni önemsiyorum.

"Asmin!" Seda'nın aniden bağırmasıyla oturduğum yataktan sıçradım. Bu düşüncelerin beynimi işgal etmesine neden olan olayın, Rüzgar'ın seni önemsiyorum demesinin, üzerinden üç buçuk saat geçmişti. Rüzgar 'seni önemsiyorum' dediğinde donup kalmış, hiçbir şey diyememiştim. Seda ise kahramanım olmuştu. Şans eseri önümüzden geçen taksiyi durdurmuş ardından beni ve Sinem'i apar topar arabaya bindirmişti. Kuzey ve Baran da az önce gelmişlerdi. Saat epey geç olsa da sorgulamamıştım.

Şimdi ise pijamalarımızı giymiş önümüzde bir dolu cips ve teneke kolayla Sinem'in tabiriyle kız gecesi yapıyorduk. Yarın gidiyorlardı. Her ne kadar bunu istemesemde okulların açılmasına sayılı gün kaldığından dolayı gitmek zorundalardı. Ah, okul. Sahi nasıl olacaktı o iş? Ben bugün olanlardan sonra Rüzgar'ın yüzüne bile bakamazdım. Oysa ki Zerrin Teyze'nin dediğine göre Rüzgar ile aynı sınıfta olacaktık.

Beynim böyle çıkmaz sorunları, düşünceleri kaldıramıyordu artık. Sürekli yeterli alan yok sinyali veren telefon hafızasını andırıyordu. Fazlasıyla dolmuştu. Yeni yıkımlar, yeni sorunlar için yer yoktu.

Sinem elindeki koladan bir yudum alıp geriye yaslandı. "Kızım sen sabahtan beri ne düşünüyorsun? Aklın bir karış havada. Aşık falan mı oldun yoksa?"

Dişlerimi sıkarak gözlerimi büyüttüm. "Ya saçma sapan konuşmasana!" Nefesimi sıkıntıyla dışarı verip parmaklarıma bakmaya başladım. "Aslında aklımı karıştıran bir şey var ama size yardımcı olun diye söylüyorum. Sakın saçma imalar çıkarmaya çalışmayın." İkisi de hevesle başını sağladığında kafamı kaldırmadan saatlerdir beynimi karıştıran şeyi söyledim. "Rüzgar ile olan en son ki konuşmamız, yani onun seni önemsiyorum demesi çok kafamı karıştırdı. Kızlar sizce bunu ne için demiş olabilir?"

Sinem oturuş pozisyonunu değiştirip bağdaş kurduktan sonra omuz silkti. "Bunda anlmayacak ne var? Seni önemsiyormuş işte." Seda ellerini çırptı.

"Gerçekten mi? Biz de iki saattir neden öyle dedi diye düşünüyorduk," Elini cips poşetine daldırıp baharatlı cipslerden birini aldı ve Sinem'e fırlattı. "Kızım sen buralarda harcanıyorsun, bilim dünyasının senin gibi zeki bir bilim kadınına ihtiyacı varken senin ne işin var burda?"

Sinem gamzelerini göstererek sırıttı. "Tabi ya ne sandın sen kankanı." Ben daha fazla dayanamayıp kahkahayı bakarken Seda sabır dilenircesine odamın tavanında bakışlarını birkaç saniye dolaştırdı ve bana döndü.

"Ay gerçekten delireceğim," derin bir nefes alıp tekrar bana döndü. "Evet, gelelim senin sorununa. Gözlemlerime göre Rüzgar Nehir'in gidişinden sonra-" Kaşlarımı çatarak onu durdurdum. "Hey sen Nehir olayını nerden biliyorsun?"

"Bir ara Selin, bana ve Sinem'e anlatmıştı." Duyduklarım karşısında ufak bir şaşkınlık yaşasam da Seda'nın Rüzgar hakkında söyleyeceklerini, Selin'in ne zaman ve nasıl Nehir'i kızlara anlattığından daha çok merak ettiğim için bu durumu fazla irdelemedim.

"Neyse sen devam et."

"Dediğim gibi Rüzgar Nehir'in gidişinden sonra bazı duygularını köreltmiş. Bu körelttiği duyguları da uzun sürenin ardından tekrar tattığı için dışarı nasıl yansıtması gerektiğini bilmiyor." Kafam karışmıştı. Ne tür duygularını köreltmiş ya da ne tür duygularını tekrar tadıyordu?

ASMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin