18

181 16 0
                                    

Artık, 'karanlık' diye bir kelime yoktu! 'Zifiri karanlık,' vardı...

Jimin yanındaki adama dâhi bakmıyordu. Abisi, annesi ve babası aklında değildi şuan tek düşündüğü gerçek kendisine ne olacaktı? Gereğinden fazla mı korkuyordu bu adamdan? Yoksak her şey düşündüğü gibi gibi değil, güzel mi olacaktı?

"Nereye götürüyorsun beni?" Ses yok...

Yarım saat öncesinde arabayla nasıl bindiğini düşündü. O tokattan sonra kolunu tutuşu, göz yaşları parkeye düşe düşe, merdivenleri yanındaki adam tarafından zorla indiğini ve... Araba!

"Beni, sen beni nereye götürüyorsun dedim Jungkook?"

Araba âni bir hızla otobandan geçerken, Jimin panik ile tutunacak bir yer aradı.

"Yavaş kullan aracını!"

Şehir'in merkezine doğru girdiklerinde, Jimin başını Jungkook'a çevirdi. Araba hızını yavaşlatmıştı. Jungkook kolunu uzatıp Jimin'in önündeki torpido gözünü açıp bir silah çıkardığında, Jimin gözlerini yumdu.

"Hayır, beni mi öldüreceksin?" Bir gülme sesi.

"Seni öldürmem ben Jimin."

Jungkook hızlı bir hareketle camdan çıkarak, silahı birkaç eve doğru sıkmaya başladı. Jimin ellerini kulaklarına doğru tutarken, korku ile Jungkook'u izliyordu.

"Ne yapıyorsun sen? Lütfen yapma!" Jimin hıçkırıklarının arasında kolunu Jungkook'un silah tutan koluna doğru götürerek geri çekmeye çalıştı.

Jungkook camı kapatarak direksiyona geri döndüğüne, aracı sola park edip başını Jimin'e çevirdi. Gözleri canını yakar gibi Jungkook'un da gözleri dolmuştu.

"Ağlama!" Jimin başını önüne eğerek dâha hızlı ağlamaya başladı. Durmuyordu. Korkuyordu.

"Jimin ağlama!" Jungkok, Jimin'in çenesinden tutarak yüzünü kendisine doğru çektiğinde, içi titremişti. Onun yüzü bir gülden dâha güzeldi.

"Seni götüreceğim Jimin buradan ve emin ol çok mutlu olacaksın."

Jimin sesini çıkarmadan öylece önüne bakmaya devam etti. Nefret ettiği bu adam, ona çok mutlu olacaksın diyordu.

Evinden uzak, cehenneme dâha yakındı. İnsan kurduğu hayâller ile büyürdü. İnsan kelimeleri ile ünlü olurdu. Bir insan cehaleti ile ezilir, bilgisi ile yücelirdi. Bir insan asla sevmediğine sevgisini vererek mutlu olamazdı! Gerçek benlik sevmediğine, 'senden nefret ediyorum!' der, sevdiğine ise, 'seni seviyorum' derdi. Oynuyorum bir kumarı, kaybediyorum bir kumarı!

Jungkook arabayı sürmeye başlarken, Jimin'e kısa bir bakış attı ve şehirden uzaklaştı. Jimin ise daldığı düşüncelerin arasından sıyrılmak yerine dâha fazla düşüncelere kendini vermiş ve gerçek dünyadan uzaklaştırmaya çalışmıştı.

...

Jimin gözlerini açtığında gördüğü görüntü ile yerinden doğruldu.

"Uyandın demek." Jungkook gülümseyerek şaşkın bakan gözlerine gülümsedi Jimin'e.

Jimin'in olayı idrak etmesi biraz uzun sürmüştü.

"Beni nereye götürüyorsun sen Jungkook?" Jungkook başını helikopterin camına doğru çevirerek gülümsedi.

"Amerika'ya gidiyoruz." Jimin'in bakışları helikopter camına çevrildi ve dalgın düşüncelere daldı. Neden? Amerika'ya neden gidiyorlardı? Hiçbir şey demedi.

Helikopter piste indiğinde, Jimin bakışlarını önce Jungkook'a, sonra atlama yüksekliğinde olan yere baktı. Pervane hâlâ dönüyor ve saçlarını uçuşturuyordu.

"Gel, yardım edeyim sana." Jungkook, Jimin'in belini tutacağı sırada Jimin hızla kendini geri çekerek kendisi atladı. Pervane Yavaş yavaş dururken, Jungkook önden, Jimin arkadan ilerledi.

Arabaya binerek uzun bir yolculuk başlamıştı. Jimin korkuyordu. Kore'ye, evine geri dönmek istiyordu ama Jungkook şoför koltuğunda oldukça mutlu görünüyordu.

"Kore'ye ne zaman geri döneceğiz?"

"Dönmeyeceğiz."

"Evime gitmek istiyorum."

Jungkook ensesini okşayarak  sinirle kornaya bastı. Amerika'da Jimin ile güzel günler yaşamak, Jimin'i hep yanında görmek istiyordu.

"Jimin. Benim ile Amerika'ya gelmek zorundasın çünkü Kore'de artık kimsen yok! Hiç kimsen..."

Jimin bakışlarını kaçırarak ağlamamak için kendini sıktı. Ailesinin ölümünden bahsediyordu. Hiç kimsen yok demesi canını yakmıştı.

"Senden nefret ediyorum.

Jungkook dişlerini sıkarak gaza bastı. Jimin'in kendisinden nefret etmesi...

"Az dâha sabret Jeon Jungkook, az dâha sabret!"

...

Bölüm sonu

ŞEHİR EŞKİYASI / JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin