37

129 9 0
                                    

Bay Park annesinin evinden çıkarak Jeon Jungkook'un evine doğru ilerledi. Oğlunu evde bulamayınca günün ilk ışıkları ile evden ayrılmış, o lanet eve doğru yol almıştı asla oğlunu kaybedemezdi o Jungkook denen adam yüzünden!

...

Jimin gözlerini açtığında gördüğü görüntü ile gülümseyerek yavaşça lavaboya doğru ilerledi.

"Yine mi gideceksin benden Jimin?" Başını arkaya çevirdiğinde Jungkook'un uykulu bakışları ile karşılaştı.

"Hayır lavaboya gideceğim sadece." Jungkook işaret parmağı ile soldaki kapıyı işaret edince Jimin gülümseyerek koyu gri kapıya doğru ilerledi. Acaba babası ne durumdaydı?

Jungkook, Jimin'in ardından bakarak kafasını tekrardan yastığa gömdü sırtının ağrıdığını hissediyordu.

"Jungkook bulamıyorum!"

Jungkook duyduğu kısık ses ile başını yana yatırdı.

"Neyi bulamıyorsun?"

"Sabun" Jungkook kaşlarını çatarak lavabonun kapısına doğru ilerledi.

"Jimin kapıyı neden kilitledin şimdi?" Jimin saniyeler sonra kapıyı açarak gülerek Jungkook'a doğru baktı.

"Alışkanlık yüzünden. Şey sabun?" Jungkook elini ensesine götürerek yüzünü buruşturdu bu eve uzun zamandır gelmiyordu.

"Bilmiyorum sanırım dolapta olmalı." Jungkook arkasına dönerek dağılmış yatağa doğru ilerleyecek iken durdu ve Jimin'i Kendisine doğru çekerek alt dudağına küçük bir öpücük kondurdu.

"Sabun dolapta yoksa aldırırım." Jimin belli belirsiz gülümseyerek başını sallayarak lavaboya geri dönerken, Jungkook'da yatağa doğru ilerledi.

...

Bay park bahçe kapısından içeriye girerek kapıyı açtı. Sinirden yumruk yaptığı elleri titriyordu.

"Jimin," neredesin?" Titrek sesinden anlaşıldığı üzere sesi oldukça kısık çıkmıştı. Bay park sinirle merdivenleri çıkarak büyük kapıyı açtı.

"Bay park sizin burada ne işiniz var?" Jin anlam veremeyerek önündeki adama bakarken, bay Park odaya kısa bir bakış attı.

"Oğlum nereden Jin!"

Jin sâkin davranmaya çalışarak derin bir nefes aldı.

"İsterseniz önce mutfağa inelim sıcak bir kahve size iyi gelecektir."

"JİMİN NEREDE!"

"Ahh peki, Jimin, Jungkook ile birlikte." Bay park önündeki adama sabırsızca bakarak gözlerini kıstı.

"Neredeler eğer oğlumada bir şey yaparsa-"

"Ah hayır hayır, biliyorsunuz ki Jungkook Jimin'e oldukça saygılı efendim emin olun Jungook asla Jimin'e zarar vermeyecek. Şimdi lütfen geldiğiniz yere geri dönün ben bir şey olursa sizi ararım."

"Dalga mı geçiyorsun benim ile sen! Oğlumu bana getir, nerede o?"

Jin ellerini beline götürerek sıkıntılı bir nefes verdi. Bunu bizzat Jungkook'a söylerse oda karşı çıkacaktı ve Jimin'i bay parka vermezdi. Bunu iyi biliyordu.

"Bunu size söylesemde hiçbir şey değişmeyecek çünkü bu ülkede değiller şimdi lütfen gidiniz ve emin olun Jimin orada mutlu."

Bay park dolan gözlerini önündeki adamdan alarak sinirle arkasına döndü. Aklı almıyordu oğlunun ellerinden bir sabun gibi kayıp gitmesi, ailesi... Başını önüne eğerek geldiği yolu izledi. Bir oğlunu daha kaybettiğini aklına yazarak yaşlı gözler ile çıkış kapısına doğru ilerledi.

...

"Dostum bay Park az önce buradaydı ve emin ol hiç iç açıcı şeyler yaşanmadı."

"Ne oldu Jin?"

"Jimin'i sorup durdu bende zorda olsa ikna ettim yurt dışında ve orada mutlu olacağını dile getirdim ve kapandı bu konu."

Jungkook elini ensesine götürerek kucağında yatan bedene kısa bir bakış attı. Jimin gülerek Jungkook'a bakıyordu, arada önündeki siyah saçlarını karıştırıyordu. Jungkook eğilim sarı saçları öperek kokusunu içine çekti.

"Tamam Jin başka bir şey olursa haber ver."

Jungkook telefonu kapatarak dolgun pembe dudaklara öpücük kondurdu. Jimin için şimdiye kadar anlatamadığı bir çok şey yapmıştı kaç can aldığını bile bilmiyordu ve onu bir aptal adam yüzünden asla kaybedemezdi. Gerekirse kalan son engeli, Bay Parkı da ortadan kaybedecekti ve bunun için bir kurşun yeterliydi.

"Amerika'yı gezmeyi ne dersin bebeğim?"

Jimin bir kaç saniye düşünerek, gülümsedi. Amerika'ya daha önce hiç gelmemişti ve bu fikir yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluşturdu.

"Olur gezelim." Jungkook sağ elini uzatarak yumuşak kalçaya bastırdı. Jimin irkilsede sesini çıkarmadı.

"Amerika gezisinden sonra soluğu yatakta mı alsak? Bedenini özledim bebeğim."

Jimin utanarak başını iri göğüse yaslayarak, başını belli belirsiz salladı.

"Hadi Jungkook gidelim." Jungkook sırtını yatak başlığına yaslayarak derin bir nefes aldı.

Amerika'yı Jimin ile gezmek değil, bu geceyi Jimin ile geçirmek için heyecanlıydı.

Gün yeni başlıyordu...

...

Bölüm sonu.

ŞEHİR EŞKİYASI / JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin