35

136 12 0
                                    

Jungkook siyah saçlarını geriye yatırarak kısık gözleri ile direksiyonu tutuyordu. Bu sefer içinde çok büyük bir ümit vardı. Evet, bulacaktı.

...

Jimin babası ile erken saatlerde güneşin ilk doğuşu ile o apartman dairesinden ayrılmışlardı. Jungkook ile yaşamaya çok alışmıştı onsuz geçireceği günleri, belkide aylar ve yıllara nasıl alışacaktı?

"Baba sence bu doğru mu?"

Bay Park sinirle oğluna döndü ama hiçbir şey demedi.

Doğru değildi Jimin, Jungkook'dan ayrılmak istemiyordu.

...

Siyah ejder dolunay gecesinde oldukça sinirliydi. Koyulaşan kahverengi gözlerini önündeki camdan biran olsun ayırmamıştı. Olmuyordu, yapamıyordu bir kez daha kaybetmek istemiyordu.

"Gittiğin yere varacağım çocukluğum." Kurduğu cümlenin ne kadar gerçekleşeceğini bilmiyordu  ama dün gece yaşadıklarından sonra kendisini bırakıp gitmesini...

Jungkook sinirle bir küfür savurarak çıkardığı silahını camdan dışarıya savrulttu. Polislerin bile uğramadığı bu sokakta yükselen mermi sesleri, her bir duvarı deliyordu.

"Bulacağım seni, o babanı kendim öldüreceğim!"

Jungkook boşalan silahını geri indirerek sinirle elini ensesine götürdü.

...

Saatler geçmişti ve havanın kararması ile Jimin gözlerini kapattı. Jimin babaannesine selam verip küçük odaya doğru ilerlerken aklı hala Jungkook'daydı.

"Delirmiş olmalı beni bulamayınca!" Jimin yatağa uzanarak gözlerini kapattı. Jungkook'un kendisini bulmasını istiyordu bunu yapamazdı tek başına ama tanrıdan tek dileği Jungkook'du...

"Jimin hadi bir şeyler ye."
Jimin başını olumsuz anlamda sallayarak başını yastığa iyice gömdü. Kapının kapanma sesi ile derin bir nefes aldı.

...

Jungkook silahını birkez daha camdan dışarıya çıkardı gözlerinde kagverengi'nin en koyu rengi vardı. Sinirden kollarından belli olan damarları açılmıştı. Bay parkı öldürecekti şuan bir tek bunu düşünüyordu.

Telefon sesi ile ile bakışlarını ekrana çevirdi.

"Ne var!"

"Hey, dostum sakin ol."

Jungkook tam telefonu kapatacak iken duyduğu kahkaha sesi ile gülümsedi.

"Demek öyle Jin, gidiyorum."

Jungkook telefonu kapatarak gaza bastı. Jin tam bir aptaldı ama işine çok iyi yarıyordu. Bulmuştu Jimin'i, Jin'e haber verdiğinden saatler sonrasında haber gelmişti işte.

...

Jimin elini acıkan karnına koyarak yüzünü buruşturdu. Havanın aydınlanmasına az kalmıştı Jimin mutfağa doğru ilerleyerek dolabı açtığı sırada duyduğu lastik sesi ile başını cama çevirdi. Hızlı adımlar ile dış kapıya doğru ilerledi görüş açısına giren kişi ile başını arkaya çevirdi.

"Sen?" Jungkook hem sinirli, hem özlem içinde önündeki bedene bakıyordu. Kolunu uzatıp ince bileği sıkıca kavradı.

"Gidiyoruz buradan!"

"Hayır, olmaz." Jungkook kaşlarını çatarak silahını çıkardı. Jimin koku ile Jungkook'u izlerken, Jungkook kararlıydı.

"Ya arabaya binersin, yada bu evde hiçbir canlı kalmaz!"

"Bunu yapamazsın Jungkook! Babam senin ile geldiğimi-"

Jungkook derin bir nefes alarak Jimin'e doğru yaklaştı ve oldukça yumuşak yanakları avucuna hapsetti.

"Arabaya geç Jimin'im."

Jimin derin bir nefes vererek başını salladı. Adımları siyah arabaya doğru ilerlerken, bakışlarını arkasına çevirdi. Evin karanlığı ve sessizliği ürpermesine neden olmuştu. Kötü bir şeyler olacak gibi hissediyordu.

"Jimin'im, hadi." Jimin bakışlarını arabaya çevirerek, başını salladı.

"Nasıl buldun beni Jungkook?"

"Ben değil, Jin buldu seni."

"Nasıl yani? Jin yurt dışında değil mi?" Jungkook başını sallayarak onayladı. Jin kendisinin işlerini hallederdi tabi henüz bunu Jimin bilmiyordu.

"Jin çok güçlü bir ajandır Jimin. Kendisi benim için hem en iyi dost, hemde iş ortağımdır."

Jimin başını önüne eğdiği sırada araba büyük bir se ile çalışmıştı.

"Peki bu ne zamandır?"

"Uzun zamandır Jimin, çok uzun zamandır..."

Jimin, Jungkook'a kısa bir bakış atarak dolu gözlerini cama çevirdi. Kendini yorgun hissediyordu yol boyunca başını cama yaslayarak gözlerini kapattı.

Bir masal yazdım hep sahte kahramanlar vardı. Kader bu ya banada hep yalanlar kaldı.  Zaman geri dönse, ne geçmişi yaşamak isterdim, nede, 'geçmiş...' Bilmiyordum ve sanırım asla geçmişime dair hiçbir şey hatırlamayacaktım!  Geçmişimi hatırlamıyor, geleceğimi bilmiyordum...

Tanrım tanrım, bu iki kelime ile anlatılmaz...

...

Bölüm sonu.

ŞEHİR EŞKİYASI / JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin