Sabah uyanır uyanmaz banyoya girdim. Esir tutulduğum yerde çok nadir duş aldırıyorlardı. O da zaten kısıtlı bir zaman içerisindeydi.
Banyoya girip üstümü çıkardığımda sargılarımı unuttuğumu fark ettim. Sorun olmayacağını düşünerek sargılarımı çıkarttım ve küvete ılık suyu doldurdum, sıcak su daha da yakabilirdi. Belimin ve kolumun acısını umursamadan küvete girdim.
Bu rahatlığı en son ne zaman yaşadığımı düşünürken dün geceki olay geldi aklıma,
Onun sarılması...
Bunu düşündüğümde bütün vücudum gerilmişti.
Hayır Lix hayır, düşünmemelisin. Yanlızca rahatlamalısın.
Daha fazla oyalanmamak adına durulanıp çıktım. Bornozu üstüme alıp odaya geçtiğimde hiç kıyafetim olmadığı aklıma geldi...
Kirli kıyafetleri giymek pek doğru gelmemişti, bu nedenle Hyunjin'den istemeye karar vermiştim.
Üstümdeki bornozu unutmaya çalışarak evin içinde gezmeye başladım. Hyunjin ortalarda yoktu. Odası olduğunu düşündüğüm kapının önünde durdum ve üç kere tıklattım.
Bir ses gelmeyince tekrar tıklattım. Yine bir cevap gelmedi.
Son kez kapıyı çalarak içeri girerken konuşmaya başladım,
"Kapıyı birkaç defa çaldım ama duymadın sanırım, duş ald-"
Yatakta yeni uyanmış üstü çıplak uykulu bir Hyunjin görmemle lafım yarıda kesilmişti.
Anında arkamı dönüp özür dilemeye başlamıştım,
"Gerçekten özür dilerim, uyuduğunu düşünmemiştim!!"
Panikle ağzımdan ardı ardına saçma sapan cümleler dökülüyordu.
"Ne istiyorsun?"
sorduğu soruyla istemsizce arkamı dönmüştüm neyseki üstünu giymişti.
"Duş aldımda... Hiç kıyafetim yok, ödünç verir misin diyecektim..."
Mahçup ve utanç dolu bie ifade ile söylediğim şeye yüzünü ovuşturmuştu. Yüzüne bakmamaya çalışarak parmaklarımla oynuyordum. Arkasını dönüp odadaki banyo olduğunu düşündüğüm diğer odaya doğru ilerlemeye başladı,
"Dolaptan istediğini al."
Söylediği cümle ile kafamı kaldırıp ona baktığımda çoktan banyoya girmişti.
Büyük dolabın önüne geldiğimde derin bir nefes verip kapağını açtım. Neredeyse hepsi siyahtı. Siyah tişortlerin içerisinde parıldayan beyaz tişörtü gördüğümde gülümsemiştim. Bir tanede siyah şort alarak kendi odama doğru ilerledim.
Hyunjin'in tişörtü arasında kaybolmuştum. Seçtiğim şort, tişörtün aksine kısaydı. Tişört şortunda altındaydı. Umursamayarak dışarı çıktığımda gelen su sesinden Hyunjin'in hâla duşta olduğunu anlamıştım.
Kahvaltı hazırlamak için mutfağa yöneldim.
Lix kendine gel daha yumurta kırmayı bile bilmiyorsun?
İç sesimimle dalga geçerek konuşmuştum,
Teknoloji diye bir şey var seni cahil, Telefondan her şeye bakılıyor.
Kendi içsesime laf atarak telefonulime almıştım. Omlet yapmaya karar vererek tarifi açtım.
Yaklaşık 20 dakika sonra bütün sofra hazırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
raxeira ミ hyunlix
Fanfiction"Hyunjin.." "Güzelim..?" Zorlukla söyledikleri şeylerin son kelimeleri olduğunun ikiside farkındaydı. "Hyunjin, korkuyorum." Genç çocuk uzanıp sevgilisinin elini tuttu ve her zamanki sıcak gülümsemesini belkide son kez ona sundu. "Yanındayım güzelim...