20

34 3 0
                                    

SUGA

Geç kalktığım için acele ile hazırlanıp çantaları alarak evden çıktım, seokyun aramasaydı öğlen uyuyanırdım galiba.

Motora binerek çalıştırdım, ders'in başlamasına 5 dakika kalmıştı, koşturarak okula girdim, hoca tam giricekken "günaydın hocam"  diyerek kapıyı açtım, sırama baktığımda boştu, yoongi hoseok'un yanına oturmuş, seokyun da arkalarındaydı, yani en arka sıra duvar  kenarındaydı.

Yoongi'nin çantasını bırakarak seokyun'un yanına geçtim, sessizce "geç kaldın" dediğinde kafa sallayarak "alarmı kurmamışım bebeğim, aramsaydın öğlen gelirdim herhalde" dediğimde güldü "uykuya çok düşkünsün" dediğinde gülerek "sana olduğum kadar değil" dediğimde burnunu kırıştıdı.

Çok şirindi, gülerek ona dalmıştım, hoca'nın bağırması ile ona döndük, sınıftan birisini azarlıyordu, yine şu telefon konusuydu, telefon serbestti ama derslerde asla açılmasına izin yoktu, göz devirip kitabımı çıkarttım.

Sonunda sıkıcı ders bittiğinde bebeğime döndüm, etrafa boş boş bakıyordu, acıkmıştı, elimi yanağına koyarak "yemek yemedin değilmi" dediğimde kafasını iki yana salladı.

Kantine giderek tost, meyve suyu, kek alarak sınıfa geldim, eline tost'u verdim, meyve suyunu açarak uzattım.

Elindekilerini bitirince gözleri parıldadı, hoseok bize bakarak "baba ve çocuğu gibisiniz" dediğinde seokyun omuz silkti "olabilir" diyerek bana sarıldı, bende kollarımı beline sararak iyice kendime çektim.

Yoongi "bari okulda yapmayın" dediğinde anlamayarak baktım, eli ile sınıfı gösterdi, hepsi bize bakıyordu, sinir ile "neye bakıyorsunuz siz" dediğimde korkarak önlerine döndüler, sinirli olunca herkes korkuyordu ve girdiğim kavgalar ile okulda meşurdum, normaldi.

Yoongi göz devirip önüne döndü, hoseok şaşkınca sınıfa bakıyordu, başını göğüsüme koymuş, gözleri kapalı bebeğime bakarak saçlarını öptüm.

Çantamdaki şalı çıkartarak üstüne örttüm, onun için herşeyi çantama koyuyordum, hoseok "ciddimisin" diyerek şala baktı, yoongi'ye dönerek "40 fırın ekmek yemem gerekicek" dediğinde yoongi güldü.

Seokyun kafasını kaldırıp bana baktı "yorgunum" dediğinde kaşlarımı çattım "neden? " dediğimde omuz silkti "bilmiyorum, üstümde bir yorgunluk var" dediğinde elimi anlına koydum, ateşi yoktu.

"Dinlensen geçer belki, olmadı eve gider banyo yaparsın, sana çorba yaparım" dediğimde kafa salladı, dudaklarını öperek kafasını yeniden göğüsüme yasladım.

Sınav yaklaştığı için strese girdiğini biliyordum, uyku düzenide yoktu zaten, bazen az yiyordu ama bunların hepsini düzelticektik.

Yine zil çaldığında hoca girdi, seokyun'un kaldırdım, ceketimi çıkartarak sıranın üstüne koydum, kafasını üstüne koyarak uyudu.

Üç ders uyumuştu ve elimi bırakmamıştı, yoongi'ye kahve almasını istediğimde hoseok ile beraber gittiler.

Bende telefon ile oynuyordum, geldiklerinde seokyun'u kaldırdım, saçlarını düzelterek "kahve iç, iyi gelir" dediğimde alarak içmeye başladı.

(Ciddi ciddi halsiz olduğumda yada hasta hissettiğimde kahve içince geçiyo)

Bardağı bitirdiğinde  etrafa baktı "neden herkes bize bakıyo" dediğinde göz devirdim, bu sınıftan bir kaç kişiyi hastanelik edicektim sonunda.

Yanağını okşayarak "boşver sen o aptalları, nasılsın? " dediğimde "şuanlık iyiyim" dediğinde kafa sallayarak "eve gidince direkt ılık su ile banyo yap, saçlarını iyi kurut, kurutmadan yatma yoksa daha kötü olursun" dediğimde kafa salladı "tamaaam, merak etme hepsini yapıcam" dediğinde güldüm.

sope : ikizlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin