8.bölüm

359 20 18
                                    

Titriyordum.korkuyordum pusat benim babam dememle yanıma gelip yüzümü avuç içine alıp bir şeyler söyledi ama ben anlamadım çünkü algılayamadım zordu babam arkamdaki kapının önünde ve ben bütün duyularımı kaybetmiştim.pusat onu dinlemediğimi anlamış olacak ki tekrar konuşmaya başladı."sakin ol doğa sadece sakin ol ve içeri geç hadi ben konuşurum sonra sende şu cezaevini ara olur mu hadi içeri git ben oyalarım onu hadi doğa"dedi ama ben ayaklarımı hareket ettiremiyorum titremesi yüzünden

Gelmişti.

Yine

Öldürmek için

Onu o

Cezaevine hapsetirdiğim için gelmişti.korkuyordum pusat'a cevap vermem gerekiyordu.zar zor "y-ine geldi o bu sefer ben mi öleceğim sen ölme ölmeni istemiyorum git burdan pusat"dedim gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı böyle bir adam benim babam olamazdı arkamdaki kapı bir kere daha yumruklanmaya başladı.

sonra onun sesi"aç dedim sana öldüreceğim seni aynı annen gibisin sende aynı onun gibi öleceksin aç şu kapıyı"demesiyle irkilmem bir oldu.pusat yavaşça kollarımdan tutup ayağa kaldırdı.belimden tutup "sakin ol ben yanındayım"diye fısıldadı kapının tekrar yumruklanmasıyla ellerimle kulaklarımı kapatıp yere çöktüm.

Pusat,hemen belimden ve bacaklarımdan kollarını geçirip beni kucağına aldı ve odama doğru ilerledi.beni yatağıma yatırıp.alna bir öpücük kondurdu.ve konuşmaya başladı."ben gidip konuşacağım sende burada sakin ol ve korkma olur mu doğa"dedi sesi babamdan korkmamı engelleyecek kadar huzur doluydu.gözlerimi yavaşca açıp kapattım.pusat odadan çıktıktan sonra titremelerim devam etmeye başladı korkuyordum dış kapının açılmasıyla korkarak ayağa kalkıp koşarak dış kapıya ilerledim gelmesin istemiyorum.

girmesin evime pusat benim ayağa kalktığımı görmüş olacak ki ayaklarımın titremesinden dolayı yere düşmem bir oldu."aç-ma kapıyı gelmesin gelmesin! is-istemiyorum! açma kapıyı pusat"dedim zar zor pusat hemen yanıma çökerek "sadece konuşacağım girmeyecek eve söz veriyorum doğa ama istemiyorsan açmam da konuşmam da"dedi ve ellerimi tutup tekrar konuşmaya başladı."cezaevini ara"demesiyle kapı tekrar yumruklandı.pusat ayağa kalkarak"sadece konuşacağım "dedi ve kapıyı açtı.

Kapıda babamın sinirlenmiş yüz ifadesini görmemle gözlerimi sıkıca kapattım.pusat hemen konuşmaya başladı "kimsiniz ne için geldiniz ve kime bakmıştınız"dedi bilmiyormuş gibi yaparak babam sinirli bir şekilde konuşmaya başladı."sende kimsin doğa Korel!! nerede"diye bağırmasıyla hızla ayağa kalkıp kapıya ilerledim pusat beni görüp "git gelme doğa"diye fısıldadı ama ben kapının önene gelmiştim babamın beni görmesiyle"bu kim sen evine erkek mi alıyorsun! annen gibi öldüreceğim seni annen gibi kalp krizi geçirteceğim"demesiyle yanağımda bir acı hissettim.

pusat hemen sol kolunu önüme koyup bana bakarak konuşmaya başladı "iyimisin çok acıyor mu doğa"demsiyle bir eli yanağımı tutup okşamaya başladı.sonra babama dönüp"asıl sen kimsin! de bir kadına el kaldırıyorsun! şeref yoksunu!"deyip babamın yüzüne yumruk atmasıyla tekrar konuşmaya daha doğrusu bağırmaya başladı"o senin kızın lan o senin kızın! sen ona nasıl el kaldırabiliyorsun nasıl!"demesiyle bu sefer kafa atması bir oldu babam sersemleyerek kapının pervazına tutunup destek aldı ve pusat'a yumruk atması bir oldu pusat'ın dudağının patlamasıyla pusat'ın kolundan tutup kapıdan uzaklaştırdım ve babama bakıp yalvarırcasına "git n'olur git gelme ne yapıyorsan yap ama bana bulaşma bırak işte hayatımı yaşayım bırak zaten geçmişimi öldürdün bari geleceğimi elleme n'olur"deyip kapıyı sertçe yüzüne kapattım.

Pusat'ın kolundan tutup salona ilerletiyordum ki bacaklarımdaki güç çekilmiş gibi olunca hızla ellerimi omzuna tutundum ama ellerimin kaymasıyla dizlerimin yerle buluşması ve gözlerimin kapanması bir oldu son duyduğum sesi ise "doğa!"diye bir bağırış sonrası ise karanlık

PUSAT'IN ANLATIMIYLA
Korkuyordu yine ve yine normaldi yorgundu.her şey üst üste gelmişti onun için
Kedilerinin ölümü, babasının cezaevinden kaçması, babasının alacaklı gibi kapısına dayanıp tehdit etmesi bence hiç bir kızın altında kalkabileceği şeyler değildi özellikle geçmişi iyi değilse hiç iyi değildi. doğa'nın bayılmasıyla onu yatağına yatırıp salonuna geçip oturmaya başladım.dizlerime dirseklerimi koyup ellerimi alnıma bastırdım.yaşadıkları zordu ne yaşadı geçmişinde bir bilsem acısını

Babası neden cezaevindeydi.

Annesi neden babasının yüzünden kalp krizi geçirdi.

Peki neden tehdit ediyor babası

Anlamıyorum anlamıyorum sevdiğim kız acı çekiyor ve ben anlamıyorum tam iki yıldır bizim binada yaşıyordu.ve ben iki yıldır onu seviyordum.buradaki evim abime aitti ama ben doğa'yı abime geldiğimde gördüğüm için onu görmemle resmen kalbim yerinden çıkmak için yer arıyordu onu görmesiyle abimden evini bana vermesini isteyip eşyalarımı abimin evine taşıdım.abimde zaten çok uzağa taşınmamıştı.iki sokak arkadaki benim evime taşınmıştı.doğa için buraya gelmiştim aşıktım ama onun bana hislerinden güvenemiyordum o beni yeni tanıyordu.ama ben onu iki yıldır tanıyordum.acı çekmesi beni kahrediyordu,gözlerinin bir adam yüzünden dolması beni mahvediyordu.yorgun düşmesi geçmişi yüzünden yorgun düşmesi canımı yakıyordu.

Ellerimle ağrıyan başımı ovuşturup ayağa kalkıp doğa'nın odasına gittim.yatağında iki büklüm uznıyordu.birazdan ayıltacaktım uykusunu alması lazımdı zaten yorgundu.o yüzden şimdi ayıltsam zordu.çünkü herşey üst üste gelmişti ve altından kalması için uyuması lazımdı.yavaşça yatağın yanına çökerek yüzünü incelemeye başladım.hafif açık kumral olan teni gerçekten çok güzeldi
Ela ve yeşil karışımı gözleri vardı gerçekten bir insanı büyüleyebiliyordu.

BİR SAAT SONRA PUSAT'IN ANLATIMIYLA
Doğanın yanından kalkıp mutfağa gidip yemek hazırlamaya çalıştım. neredeyse bir saattir kek yapmaya çalışıyorum çünkü kıvamı olmuyor neredeyse unu bitirmek üzereyim.her taraf un olmuştu ve ben sinir olmaya başlamıştım.en sonunda sinir olup yaptığım harcı bir kaba koyup direkt fırına attım.fırını ayarladıktan saonra tezgahı temizlemeye başladım sinir olmuştum.hayır doğru yaptım ama olmuyo vıcık vıcık sulu sulu tezgahı temizledikten sonra doğa'nın odasına ilerleyip yatağına oturup başucundaki kolonyayı aldım.yarım saat önce onu ayıltmaya çalışmıştım,ama sadece küçük bir şekilde mırıldanmaya başlamıştı bende yarım saat sonra tekrar ayıltırım diye kolonyayı başucuna koymuştum.

Ellerime kolonyayı sürüp yavaşça doğa'nın burnuna koklattım biraz kıpırdanır gibi oldu ama uyanmadı.tekrar koklattım ve konuşmaya başladım"doğa hadi uyan "diyip tekrar kolonyayı koklattım doğa yavaşca gözlerini açıp konuşmaya başladı."ne oldu gitti değil mi gelmedi gelmesinde iyisin değil mi sana vurmuştu"demesiyle şok geçirdim daha yeni ayılmadı mı bu kız nasıl bukadar çabuk konuştu.sana vurmuştu demesiyle elim dudağımın kenarına gitti evet bana adi şeref yoksunu dudağımda küçük bir yara açmıştı."iyiyim gitti doğa bir daha gelemez gelmeyecek söz veriyorum gelirse bu sefer ben götüreceğim cezaevine bizzat hadi kalk kek yaptım"dedim ama burnuma yanık kokusu gelmeye başlamıştı bende tekrar konuşmaya başladım"yani yapmaya çalıştım"deyip koşarak mutfağa girip fırını kapattım.

doğa'da arkadan gelip merakla bana bakıyordu."sen ve kek yapmak yada çalışmak böyle marifetleriniz varmıydı pusat bey"deyip fırına göz attı.elime bir bez alıp fırındaki kabı almıştıma ama okadar sıcaktı ki resmen kabı tezgaha fırlattım.doğa hemen elimi tutup bana bakmaya başladı."çok acıdı mı yaktın değil mi yeni kapattın fırını öyle hemen alınır mı kap?gel buz tutalım çok acıyor mu"deyip yanan elimi ovalamaya başladı buzluktan buz torbası çıkarıp elime koydu.bende "acımadı sadece sızladı geçer birazdan zaten"deyip diğer elimle kolundan tutup salona ilerlettim "sen şimdi bir film aç bende kek ve çayları hazırlayıp getiririm"dedim doğa hayır anlamında kafasını sallasada ben umursamayıp mutfağa hızla geldim mutlu etmem lazımdı moralini yükseltmem lazımdı






Umarım beğenirsiniz yazım kuralları ve noktalama işaretleri yanlış olursa özür dilerim kusura bakmayın yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın lütfen çiçeklerim 🌸

KARŞI KOMŞUM (YARI TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin