New Orleans'ta bir gün daha başlamıştı. Caroline erkenden gözlerini açtı yeni güne. Yanında uyuyan Klaus'a bakıp iç geçirdi. Her ne kadar kötü şeyler de yaşıyor olsa onun yanında tüm dertlerini unutuyordu sanki. Bu kötü melezin onun için 1000 yıl önceden dünyaya gelmiş bir armağan olduğunu düşündü. Uyuyan sevgilisine masum bir öpücük kondurduktan sonra yataktan kalktı. Aynanın karşısında gördüğü şey ise çığlık atmasına sebep olmak üzereydi. Dün gece o kadar ağlamıştı ki beti benzi atmış, gözaltı torbaları şişmişti. Üstelik başı da delicesine ağrıyordu. Acilen kan takviyesine ihtiyacı vardı. Usulca Klaus'un yanına sokuldu ve kulağına fısıldadı.
Caroline: Ben acıktım.
Klaus yattığı yerde o kadar keyifliydi ki Caroline'ı alıp sarmaladı.
Klaus: Birazdan kahvaltı hazır olur aşkım.
Caroline: Tanrım. Kana ihtiyacım var diyorum.
Aynadaki halini gösterir.
Caroline: Şu halime bak. Sence bu kadının Caroline Forbes'a benzer bir hali mi var? Korkunç görünüyorum. Ve sen de bana yardım etmek yerine yatıyorsun.
Klaus hafif sırıtıp numaradan uyumaya devam ediyormuş gibi yapar. Caroline'ı sinirlendirmek hoşuna gidiyordur. Üstelik öyle tatlı sinirleniyordur ki gerçekten kötü bir melez olduğunu unutup sadece onun o tatlı anlarında kalmak istiyordur.
Caroline: Hey beni duymuyor musun sen? Anlaşıldı tamam. Sen kazandın ben de gidip Rebekah'dan isterim o zaman. Sana kötü rüyalar Klaus.
Klaus tek hamlede Caroline'ı yatağa çeker. Elini uzatıp.
Klaus: Rebekah'ın bayat kanlarından içmene gönlüm razı olmaz aşkım. Al bakalım sana en tazesinden bir melez kanı.
Caroline Klaus'a gülümser. Ama işleri biraz erotikleştirmede sakınca olmayacağını düşünür. Boynuna gömülüp;
Caroline: Peki burdan içmek istersem?
Klaus hipnoz olmuş gibidir. Nefesini üflercesine Caroline şöyle der;
Klaus: İstediğin her yerden içebilirsin. Sonuçta hepsinin sahibi sensin.
Caroline dişlerini Klaus'un boynuna geçirdiğinde ikisi de delicesine haz duyuyorlardır. Caroline yeterli kanı içtikten sonra kanlı dudaklarını Klaus'un dudaklarında gezdirip öpecekmiş gibi yapar. Nefesi Klaus'un dudaklarında dolaşıyordur Klaus ise Caroline'ın onu öpmesini bekliyordur. Ama Caroline aniden Klaus'un üzerinden kalkar.
Caroline: Lezzetliydi.
Klaus: Ne yani hepsi bu mu?
Caroline: Şimdilik bu kadar canım. Bu da beni süründürmenin cezası olsun.
Aynaya döner.
Caroline: Ahh tanrım sonunda kendimi kendim gibi hissediyorum. Teşekkürler.
Caroline'ın aynanın karşında kendisiyle konuşması Klaus'un çok hoşuna gitmiştir. En güzeli onu artık saatlerce izleyebilecek oluşudur. Ama o an çalan telefon tüm büyülü anı bozar. Arayan Bonnie'dir.
Caroline: Alo canım.
Bonnie: Caroline seni çok merak ettim iyi misin? Damon ile yaşananları duydum. Ve gerçekten Klaus'la birlikte olduğunu söyleme. Ayrıca Tyler, Hayley bunlar bir anda nasıl oldu aklım almıyor.
Caroline: Bonnie, lütfen nefes al önce. Evet Klaus'la birlikteyiz ve Damon konusunu şu anda konuşmak istemiyorum. Bildiğin şeyler. Tyler konusunu da canım almıyor. Hayley'de muamma.