Herkes duyduğu şeyler karşısında şok olmuştu. En çok da Klaus. Caroline'ın dolan göz pınarlarına baktığında Camille döndü ve sanki bir aslan edasıyla kükredi.
Klaus: Bu mümkün değil!
Camille: İnan ya da inanma. Bu çocuk senin.
Klaus: Biz seninle birlikte bile olmadık. Ayrıca ben bir melezim.
Camille'in boğazına yapıştı.
Klaus:Bana iftira atmaya nasıl cüret edersin seni küçük barmen.
Caroline duyduklarını sindirememişti ve usulca merdivenleri çıkıp odaya yöneldi. Klaus bunu görmüş olacak ki Camille'i ani bir şekilde yere serdi.
Klaus: Bu iş bitmedi. Bu oyunun arkasında ne var öğreneceğim. O zamana kadar arkanı iyi kolla. Yoksa bu oyunun arkasındaki kişi vermeden ben vereceğim kalbini eline.
Koşarak Caroline'ın yanına çıktı. Yatakta uzanmış hissiz Caroline'a baktı.
Caroline: Sana inanmıştım.
Klaus: Aşkım zaten o gece o bardaki kişi ben değildim. Lanet olsun o kadına dokunmadım bile. Çok büyük bir oyunun içindeyiz Caroline. Eğer elimi tutmazsan
Caroline'ın ellerini tuttu. Caroline ise çok hızlı bir şekilde ellerini çekti.
Caroline: Sen benim ellerimi çoktan bıraktın. Lanet olsun ne kadar aptalım. Tüm benliğimle sana yine teslim oldum. Ama bitti bundan sonra olmayacağım.
Klaus: Oyuna geliyorsun aşkım. Bir kere benim çocuğum olması imkansız. Ben bir melezim unuttun mu?
Caroline: Ama o bir insan. Belki de imkansız değildir.
Klaus: O da artık bir vampir
Caroline: Ne nasıl yani?
Klaus: Kendini dönüştürtmüş.
Caroline: Bu kadının sana yaranmak için neler yapabileceğini biliyordum. Sonunda oldu bir bebeğiniz olacak.
Klaus: Caroline, ona bir kere bile dokunmadım. Seni severken bunu nasıl yapabilirim? Lütfen bu kadar
Klaus durakladı
Caroline: Bitir. Bitir lafını. Ne olmayayım Klaus? Saf mı?
Klaus: Aşkım öyle demek istemedim.
Caroline: Bal gibi de öyle demek istedin.
Klaus: Sadece düşün Caroline. Bugünlerde yaşadığımız her şeyi düşün. Eminim o zaman sen de bu hikayedeki boşlukları farkedeceksin. Sen düşün. Ben de ortalıktan yok olayım. Beni görmek istemiyorsun zaten.
Klaus odayı terketti. O kadar çaresiz hissediyordu ki çaresizlikle karışık öfkenin acısını kapıdan çıkarmıştı. Aşağı indiğinde tüm aile bireyleri konuşmak için onu bekliyordu.
Klaus: Nerede o kadın bana attığı iftiranın hesabını verecek!
Rebekah: Nik! Kadın elinde ultrason fotoğrafıyla geldi bu bebek senin diye dolaşıyor. Gerçekten bunu yaptın mı?
Klaus: Saçmalama Rebekah! Nasıl böyle düşünebilirsin.
Kol: Normalde espri yapardım ama bu sefer Nik gerçekten haklı bence.
Klaus: Sonunda bana gerçekten inanan biri.
Kol: Bu işin arkasında Tyler'ın olduğunu düşünen yalnız ben miyim?
Rebekah: bu kadar ileri gidebilir mi gerçekten?
Stefan: kendini bu kadar aşmış olabileceğine inanamıyorum.