"Aslına bakarsan Hayley değilim."
Hayley'nin aynısı olan bu kişi Klaus dahil olmak üzere herkesi çok şaşırtmıştı. Peki Hayley değilse kimdi o zaman?
Klaus: Kimsin o zaman? Çabuk cevap ver yoksa
"Yoksa ne? beni yeniden mi öldürürsünüz?"
Caroline'a döndü ve şu cümleyi söyledi;
"Merhaba sevgilim."
Klaus: Ne dedin sen?
Caroline: Tyler.
Hayley kılığındaki bu kişi aslında Tyler'dı. Peki bu nasıl mümkün olabilirdi. Herkesin aklı allak bullak olmuşken Tyler devam etti.
Tyler: Ahhh Bonnie sağolsun Hayley'i buradan uzak tutmak isterken sanırım büyüleri karıştırdı. Ve kendimi bu bedenin içinde buldum. Ama aramızda kalsın bu kılıkla dolanmaktan hiç memnun değilim.
Klaus'a döndü
Tyler: Var mı senin bildiğin işinin ehli bir kaç cadı? Yakışıklı yapsalar beni çok iyi olur. Bu kadının bedeninde bir saniye bile yaşamak istemiyorum.
Klaus: Var tabi Tyler. Var. Ama benim cadılarım yakışıklı yapmıyorlar direkt kalbini söküyorlar. Anlayacağın dilden yani korkmana gerek yok.
Klaus'un Hayley kılığındaki Tyler'ı duvarla buluşturması bir oldu.
Klaus: Ya da hiç cadılara bırakmadan ben mi tamamlasam yarım kalan işini. Hazır bu kadının bedeninde bir saniye bile kalmak istemiyorken.
Klaus Tyler'ın kalbini sökmeye odaklanmışken Caroline bağırdı.
Caroline: Yeter.
Klaus'a döndü.
Caroline: İnan bana değmez. Hem anladığım kadarıyla artık ak meşe kazığı da yok. Endişelenmemizi gerektiren bir durum yok.
Sonra Tyler'a döndü.
Caroline: Seni bağışlamayı seçiyorum. Buraya gelmendeki özgüveni neye borçluyum bilmiyorum ama takdire şayan tebrikler. Artık bu kadar, bitti! Eğer ölmek istemiyorsan yol yakınken çıkıp gidersin. Ha gitmiyor musun
İkinci defa Klaus'a döndü.
Caroline: işte o zaman seni ben bile kurtaramam.
Klaus Caroline'ı başıyla onayladı ve Tyler'ı bir hışımda yere serdi.
Tyler: Tabiii gideceğim sevgilim. Tek bir şey var ama yapmam gereken.
Klaus sinirlenmişti.
Klaus: Ona bir daha sevgilim dersen.
Tyler ise hiç umursamadan hızla Caroline'ın boynunu ısırdı.
Tyler: ona sevgilim diyemezsem onu ısırırım Mikaelson.
Ve koşarak Mikealson malikanesinden uzaklaştı. Caroline ise olduğu yere yığıldı.
Klaus: Caroline. Aç gözünü.
Caroline duymuyordu. Melez ısırığı darbesinden dolayı oldukça sarsılmıştı. Klaus Caroline'ı kucaklayıp hemen kanepeye yatırdı. Yarası derin görünüyordu.
Klaus: Şimdi seni hemen iyileştireceğim aşkım. Merak etme.
Avucunu ısırıp Caroline'ı kendi kanıyla besledi. Caroline yavaş yavaş kendine geliyordu.
Rebekah: Caroline. Aman tanrım! Çok korkuttun bizi.
Klaus: Aşkım iyi misin?
Caroline: Ah! Sadece biraz canım yanıyor.