Caroline iç ses
New Orleans'ta yeni bir gün daha doğmuştu bile ailemden arkadaşlarımdan uzaktaydım. Onları çok özlemiştim. Ne olduğunu anlamadan böyle bi denklemin içinde buldum kendimi. Ben ne yaşıyordum. 1 hafta öncesine kadar sevgilim olan kişiyle aramızda neler geçmişti. Önce beni aldatıp yetmezmiş gibi sadece Klaus'tan intikam almak için beni öldürmeye çalışmıştı üstelik onca yaşadığımız şeyden sonra bunu bana yapabilecek kadar acımazsız olduğunu öğrendim. Ve Hayley meselesi var bir de. O olmasa şu anda hayatta bile değildim belki de. Üstelik onun da amacı beni öldürmekti. Hayatımı beni öldürmek isteyen bir kadına borçlu olduğuma inanamıyordum. Sevdiğim evet sevdiğimin adamın beni korumak için bana oyun oynaması ve canımın yanacağını bile bile bunu yapması bunca şeyden sonra. Her ne kadar beni korumaya çalıştığı için onu affetmek istesem de duygularımı bu denli incittiği için onu affedemiyorum. Buraya geleli yalnızca 2 gün oldu ama 10 yıl yaşlandım sanki, hissediyorum. Klaus yan odamda kalıyor her şeyden çok yanına gitmek istiyorum her şeyden çok dokunmak istiyorum ona ama yapamam. Onu affedemem. O umursamasa bile o kadının yanağına kondurduğu öpücük bile önemli benim için. Bu evde ne yaptığımı bile bilmiyorum doğru düzgün. Düşüncelerimin ardı arkası kesilmezken çalan kapının tıkırtısıyla irkildim.
"Gelebilir miyim?"
Bu ses Rebekah'ın sesinden başkası değildi.
Caroline: Gelme desem gidicek misin sanki
Rebekah: bak hayatım ikimiz de aynı şeyi istiyoruz,birbirimizi görmeyi bir an önce kesmeyi. Lafı uzatmayacağım buraya Nik için geldim.
Caroline: hiç şaşırmadım
Rebekah: şu an ona kızgın olabilirsin ki bir kadın olarak değerlendirdiğimde haklısın da
Caroline: doğrusu bana hak vermene şaşırdım
Rebekah: düşman da takılsak kadınız sonuçta bir yerde birbirimizi anlayabiliyoruz.
Caroline: doğru
Rebekah: neyse evet haklısın ama ben niki ilk defa bu kadar korkmuş gördüm. Hatta Tyler ak meşe kazığını alıp gittiğinde Elijah ve ben senden ayrılmanın en doğrusu olduğunu hayatımızın tehlikede olduğunu söyledim. Ama nik dinlemedi bizim hatta kendi canının pahasına senden vazgeçmedi ta ki
Caroline: odasındaki mektubu okuyana kadar
Rebekah: aynen öyle. Evet abim hata yapmış olabilir ve evet senden çok hoşlanmıyor olabilirim ama yine de onu yargılamadan önce biraz düşün olur mu çünkü umursadığı tek varlık sensin.
Caroline başını hafif eğdikten sonra Rebekah odadan çıkar.
Rebekah: hadi kahvaltıya gel
Caroline üzerine beyaz bir elbise geçirdikten sonra kahvaltıya iner.
Caroline: Günaydın
Elijah: Günaydın :) dün soramadım geç olmuştu daha iyi misin
Caroline: evet iyiyim teşekkür ederim. Benim için çok fazla şey yaptınız size borçlandım.
Elijah: olur mu sen niklausun kıymetlisisin aynı zamanda bizim.
Rebekah: abilerimi seninle paylaşmak zorunda olduğuma inanamıyorum sarışın
Rebekah ve Caroline birbirlerine karşılıklı tebessüm ederler.
Caroline çok beklemiştir ama Klaus aşağıya inmemiştir. Bir terslik olduğunu düşünür gururuna sormayı yediremese de sormak zorundadır.