Caroline iç ses
Sabaha kadar deli gibi ağlamıştım. Üstelik ne eve gidebiliyor ne de Mystic Falls'a geri dönebiliyordum. Klaus. Aşık olduğum adam beni bu sefer gerçekten aldatmıştı. Üstelik gözlerimle görmüştüm. Ah tanrım bir çıkış yolu olmalıydı. Olmasa bile en azından acımı dindirecek bu kabusa son verecek bir şeyler mutlaka olmalıydı. İşte yine o lanet zil sesi. Klaus'un bininci arayışıydı. Madem o kadını arzuluyordu hala niye benimle uğraşıyordu.Ondan nefret ediyordum. Midemi bulandırıyordu. Ne yapacağımı düşünürken aklıma tek gelen şey Stefan'ı aramak oldu. Elena'yla limoni gibiyiz Bonnie'yi de yok yere endişelendirmek istemiyorum. Stefan şu an beni en iyi anlayabilecek, yardımda bulunabilecek kişiydi. Cebimdeki telefona yöneldim.
Stefan: Selam Care. Nasılsın? Özledik açıkçası seni.
Caroline: Aslına bakarsan pek iyi değilim.
Stefan: Bir sorun yok değil mi?
Caroline: Bir sorun var ve ve ben oraya gelemiyorum.
İç çekip ağlamaya başladı.
Stefan: Bekle beni. Oraya geleceğim.
Telefonu kapattı.
Klaus iç ses
Caroline'a dün geceden beri ulaşamıyordum. Kahretsin Tyler olayını araştıramadan ortadan kaybolması çok kötü olmuştu. Belki de onu yeniden kaçırmıştı. Çıldırmak üzereydim. O sırada kapı çaldı Caroline'ın gelmiş olma ihtimaliyle hızla kapıya koştuğumda karşımda gördüğüm kişi Camille'den başkası değildi.
Klaus: Senin ne işin var burada?
Camille: Sinirlenme. Sakin ol. Buraya işine yarayabilecek bir şeyler söylemek için geldim.
Klaus: Neden bahsediyorsun? Açık konuş!
Camille: Caroline
Klaus Caroline'ın ismini duyunca çok heyecanlanmıştı aniden Camille'in boğazına yapıştı.
Klaus: Bana bak küçük barmen. İnan bana vaktim yok bir şey biliyor da beni oyalıyorsan. Sonu çok kötü olur.
Camille çok hızlı adeta bir vampir edasıyla Klaus'un ellerinden kurtuldu. Klaus şaşırmıştı.
Klaus: Nasıl yani sen?
Camille: Ben de artık bir vampirim ve inan bana bu tehditlerine boyun eğecek biri değilim artık. Nasıl olduğunu merak ediyorsun. Çok basit. Sana açılmadan önceki gece Marcel'e beni dönüştürmesini istedim. O da kabul etti. Büyük kötü melez Klaus Mikealson'ın yanına yaraşır olabilmek için yapmıştım. Oysa ki değmezmişsin.
Klaus: Ne istiyorsun?
Camille: Her ne kadar haketmesen de sana bir iyilik yapmaya geldim.
Klaus pür dikkat Camille'i dinliyordu.
Camille: Dün gece yanıma senin tıpa tıp kopyan biri geldi. Başta sen sandım.
Klaus: Ne demek bu?
Camille: Beni öptü. Çok güzel cümlelerde bulundu. Sabahki halinden sonra beni bu kadar sarıp sarmalaman o kadar hoşuma gitmişti ki o an hiç bitmesin istedim. Ta ki beni etki altına alana kadar. Tabii o kişi benim insan olduğumu dolayısıyla etki altına alınabileceğimi düşündü. Yanıldığı şey ise dönüşüm geçirmiş olmamdı. Ama sana üzücü bir haberim var. Caroline senin kılığındaki kişiyi beni öperken gördü.
Klaus: Ne! Nasıl? Ah kahretsin bu yüzden gitti ve aramalarıma dönmüyor. Kim bu lanet olası herif? Kim? İsmini söyledi mi?
Camille: Tyler'dı sanırım.