"Merhaba Riki. Nasılsın?"
Riki dalmış yürürken aniden yanında beliren Sunoo'ya baktı. Aslında onun Sunghoon olmasını isterdi.
"Ah, merhaba Sunoo. Seni Sunghoon hyung sandım."
Sunoo duyduğu isimle göz devirdi. Sormamıştı bile ama Riki direkt onun ismini söylemişti.
"Beğenmedin galiba beni. Tüh, bir Sunghoon olamadık. Gideyim bari."
"Hayır hayır. Gitmeni istemem. Sadece, biliyorsun ya..."
Konuşmasının başında Riki'nin gözlerinde oluşan panik ifadesine gülümsemişti Sunoo. Çünkü gitmesinden korktuğunu anlamıştı. Ancak sonradan söyledikleri canını sıkmıştı. Elbette biliyordu onun ne demek istediğini. Yine de bilmezlikten gelmek daha mantıklı olurdu.
"Neyi biliyorum Riki?"
Riki'nin ne söyleyeceğini biliyordu. Hatta söylemeden önce hafif kızardığını görmüştü. Hâlâ mı Sunghoon'u seviyordu bu aptal çocuk?
"Ah işte, Sunghoon hyung olsa... Yani, bilmiyorum ama sanırım hâlâ onu-"
"Gerçekten onu seviyor musun Riki? Yoksa bu bir takıntı mı?"
Riki, Sunoo'nun lafını kesmesine şaşırmıştı ancak belli etmedi. Yine de niye böyle yaptığını anlamamıştı.
"Sunoo, bunu ona söylemek istemiyorum ama sanırım sana söyleyebilirim. Ben onu uzun zamandır seviyorum. Ne yaptıysa yapsın onu silmem zor olmadı. Kendime saygım olmadığından falan değil. Onu gerçek anlamda seviyorum."
"Ben de seni gerçek anlamda seviyorum Riki. Ama biliyorsun ki o seni sevmiyor. O seni sevmiyor ve sevmeyecek. Bunu göz önünde bulundursan iyi edersin."
Riki artık Sunoo'nun amacını biliyordu. Yanına gelip konuşmaya başlamasının sebebini anlıyordu.
"Beni sevdiğin için teşekkür ederim, seni sevemeyeceğim için özür dilerim Sunoo. Dediğim gibi ben-"
"Pekala. Israr edemem beni sevmen için. Ama sen ona benzemeye başlıyorsun. Davranışlarından nefret ettiğin ona benzemeye başlıyorsun, bilgin olsun. Yine de sonradan seni seven beni değil de sana kötülük eden, seni sevmeyen onu seçtiğin için pişman olacaksın."
Riki ona verecek cevap bulmaya çalışırken arkasından bir ses işitti.
"Yalan söylemeni tavsiye etmem Sunoo. Hislerimi nereden bilip konuştuğunu da merak ediyorum doğrusu."
Sunoo yanlarına gelen Sunghoon'a baktı. Bir an için cevap vermeye niyetlenmiş gibi göründü ama göz devirmekle yetinip yanlarından ayrıldı. Yine de pek iyi bakmamıştı Sunghoon'a. O ayrıldıktan sonra Riki merakla Sunghoon'a baktı.
"Hyung, ne demek istedin?"
Sunghoon duyduğu soruyla birlikte sıkıntıyla ofladı. Ardından Riki'ye döndü. Bu kez cevapsız bırakmak yoktu o çocuğu.
"Okula gitmesek nasıl olur Riki? Biraz konuşalım."
Riki memnuniyetle ellerini çırpıp başını salladı. Bunun üzerine Sunghoon onun kolundan tuttu ve koşmaya başladı. Nereye gittiklerini o da bilmiyordu ama Riki ile koşmak güzeldi.
*****
"Buraya oturalım Riki, gel."
Riki Sunghoon'un dediğine uyup gösterdiği çimenlik alana doğru yürüdü. Üzerinin kirleneceği gerçeğini umursamadan direkt kendini attı yere. Ve Sunghoon'un yanına oturmasını bekledi. Sunghoon da yanına geldiğinde konuya girmesini bekliyordu artık.
"Ne sormak istiyorsun Riki? Ya şimdi sor ya da sonsuza kadar merak et."
"Başına ne düştüğünü merak ediyorum."
Bu çeşit bir soru beklemeyen Sunghoon şaşırmıştı. Hatta uzun bir süre anlamaya çalışmıştı Riki'nin cümlesini. Şu anlık beyin hücrelerinin çalışmadığını fark eden Riki açıklama gereği duydu ona.
"Yani hyung, ölümüne düşman gibi davranıyordun bana. Ne oldu da birden eski halimize döndük, hatta daha yakın olduk? Başına taş mı düştü?"
Sunghoon onun dediklerini anladıktan sonra suçlu hissetmeye başlamıştı. Bu saatten sonra bir zahmet suçlu hissetsindi. Bu yüzden utanarak konuşmaya girmişti.
"Riki, anlatacağım her şey sana mantıksız gelebilir. Ama o zamanlar kendi düşüncelerimin doğruluğuna inanıyordum. Yaptıklarımın sebebi buydu. Doğru olduğuna inandığım düşüncelerime gelirsek; eskiden Sunoo'yu ne kadar sevdiğimi biliyorsun değil mi? Onunla çıkmaya başladığın ana kadar ölüp bitiyordum Sunoo için. Ama onun bana karşı seni tercih ettiğini öğrendiğim gün nedense ona karşı bir soğukluk ve nefret hissettim. Sana karşı ise en ufak kötü düşüncem yoktu. Sadece, ben sinirliydim. Sinirimi senden çıkarmaya çalıştım. Beni sevdiğin için sinirimi senden çıkarmaya çalıştım. Ancak şimdi anlıyorum kötülük edeceğim son insanın sen olduğunu. Bu yüzden beni affetmeni istiyorum. Çünkü artık her şeyin farkındayım. Ne Sunoo, ne başkası. Yalnız sen varsın yanımda."
Riki hiçbir ifade taşımayan yüzüyle baktı Sunghoon'a. Dediklerini kafasında tartmak için bir süre sessiz kaldı. Onun sessizliğinden korkan Sunghoon paniklemişti.
"Riki-" Ancak bu kez söz kesen taraf Riki olmuştu.
"Hyung, ne desem bilmiyorum. Gerçekten seni affetmemi mi istiyorsun?"
"Her şeyden çok Riki." Ancak Riki sorgulamaya devam edecekti. Yaptıklarından sonra ona güvenmek kolay olmayacaktı. Sevmesine seviyordu elbette ama güven kolay kaybedilen bir şeydi.
"Neden seni affetmemi istiyorsun?"
Buna verecek cevabı yoktu Sunghoon'un. Onun sessizliğini kendince yorumlayan Riki ise kalkıp gitmeye yeltenmişti bile.
"Riki! Bak, seni hak ettiğin şekilde sevebiliyor muyum bilmiyorum. Hislerimi ne şekilde yorumlayacağımı da bilmiyorum. Ama seni yanımda istiyorum. Seninle olmak istediğimi biliyorum sadece. Bu yüzden beni affetmeni istiyorum."
Aldığı tek cevap, arkasını dönmüş gitmekte olan Riki'nin attığı bir bakış olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mixed Up~Hoonki
FanfictionHerkes sadece benim hakkımda konuşuyor. Ben bile anlamadan dedikoduların başrolü ben oldum... -Mixed up by Enhypen