Bir gün geçmişti.
Sunghoon'un o büyülü anları yaşadıktan sonra apar topar Riki'nin evinden ayrılmak zorunda kalmasından beri bir gün geçmişti.
İkili dakikalarca ayrılmamıştı birbirlerinden, ihtiyaç duydukları o anı bitirmek istemezcesine.
Ancak Riki'nin acilen cevaplaması gereken telefonu bozmuştu o atmosferi. Riki aceleyle evden çıkmış, çıkmadan önce bir kez bile Sunghoon'un yüzüne bakmamış, yalnızca gitmesi gerektiğini söylemişti. İşte Sunghoon'un kafasına takılan kısım buydu. Ancak utandığından olmasını umuyordu. Umalım ki öyle olsun Sunghoon.
Ayrıca tek sorun dünden beri en ufak iletişim kurmamış olmalarıydı.
Sunghoon en son kendini sıkıntıdan yemek yerine kafasını duvarlara vurmaya karar verdiğinde telefonunun çaldığını duydu. Sevinçten ayakları birbirine dolaşarak yattığı zeminden kalktı ve telefonuna koştu. Bu yolda beyin kanaması tehlikesi geçirmişti Sunghoon...
"A-alo?"
Aptal wattpad kızları gibi kekelediğine inanamıyordu Sunghoon. Hayır yani, bir insan neden kekeler? Heyecandan diyip geçti o an Sunghoon.
"Şey... Merhaba hyung."
"Merhaba Riki..."
Konuşma an itibariyle bitmişti. İkisi de herhangi bir laf etmiyordu. Önceki gün akıllara getirilirse, çekinmeleri doğaldı.
"Hyung şuan saçmalıyoruz farkında mısın?"
Sunghoon Riki'nin açıklıkla konuşmasına karşın tebessüm etmişti. Konuşmaya başladığında yüzünde hâlâ o tebessümün izi vardı.
"Haklısın Riki. Resmen saçmalıyoruz şuan."
"Buluşup konuşmaya ne dersin?"
"Evimdeyim, buraya gelebilirsin."
"Geliyorum hyung." Riki'nin sesinden onun da güldüğünü anlamıştı Sunghoon.
Telefonu kapattı ve etrafa göz geçirdi. Sunghoon 24 saattir depresyondaydı. Evi resmen bok götürüyordu.
Elindeki telefonu evin karanlık köşelerinden birine fırlatıp işe koyuldu. Riki'nin gözünde pasaklı biri olmak istemiyordu. Ancak şöyle bir sorun vardı. İkili 3 yıldan uzun zamandır arkadaştı. Birbirlerinin her türlü hallerine şahit olmuşlardı.
Ne yapacağını bilmediğinden olsa gerek, kuvvetli bir çığlık bıraktı eve doğru. Ardından bütün kalabalığı kucaklayıp muhtemelen Riki'nin girmeyeceği bir odaya bastı. Umalım Riki bu odaya girmesindi.
Evin içinde duyduğu zil sesiyle birkaç saniye kalakaldı Sunghoon. Bu sesi duymayalı uzun süre oluyordu.
Ellerinin titremesini önemsemeden dış kapıya doğru yürüdü. Kapıyı açınca neler olacağını bilmiyordu ama hazır olduğunu hissediyordu. Bu yüzden yüzüne en sahici gülümsemesini yerleştirip kapıyı açtı.
"Hoşgeldin Riki."
Riki gülümseyerek karşılık verip içeri girmişti. Sunghoon'un içi içine sığmıyordu, mutluydu.
Sessizce artık tertemiz olan oturma odasına geçip oturdular ve gündelik konulardan konuşmaya başladılar. Şimdilik 'o konu' üzerinde durmuyorlardı. Ancak Sunghoon sabırsız bir insandı.
"Riki. Dün olanlarla ilgili-"
"Hyung eğer pişman olduğunu söyleyeceksen bunu duymak istemiyorum. Lütfen pişman olduysan bile yalan söylemeyi tercih et. Pişmanlığını duymak istemiyorum. "
Riki'nin sertçe sözünü kesmesi üzerine şokla irkildi Sunghoon. Aslında sözünü kesmesi değil de sarf ettiği sözcüklerdi onu şaşırtan.
"Ben... sana yalan söylemeyeceğim Riki. Çünkü buna ihtiyacım yok. Dün olanların hiçbir şeyinden dolayı pişman olduğumu düşünmüyorum. Ben gayet mutluyum yaşananlardan dolayı."
Riki'nin ağzı açık kalmıştı. Muhtemelen yaşadıklarını, duyduklarını sorguluyordu. Sunghoon elini uzatarak nazikçe onun açık ağzını kapattı.
"Olanlardan dolayı şaşkın olmanı anlıyorum. Her şeyin acele geliştiğini düşünüyorsan haklısın. Eğer öyleyse bir kez daha söylemeye hazırım sana. Nasıl veya ne zaman olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. Ama seni nasıl sevdiğim konusunda en ince ayrıntısına kadar fikir sahibiyim ben Riki."
Sunghoon bunları söyledikten sonra Riki'ye doğru eğildi. Zaten yan yana oturdukları için aralarındaki mesafe daha da azalmıştı.
Sunghoon'un bu hareketinden dolayı Riki'nin adeta nefesi kesilmişti. Sunghoon ise bunu anlamış ve sırıtmıştı.
Sonrasında Sunghoon ellerinden tutup ayağa kaldırdı Riki'yi. Onun ellerini kendi boynuna, kendi ellerini onun beline doladı Sunghoon. Riki şok içerisinde kıvranırken Sunghoon mutlu bir şekilde sırıtıyordu hâlâ.
Sunghoon elleri ile Riki'yi kendine daha da yaklaştırdı. Ve artık dayanamayıp kapattı aralarındaki boşluğu. Riki karnında kelebekler uçuştuğunu hissediyordu.
Sunghoon onu doyasıya öptükten sonra ayrıldı ve gözlerinin içine baktı Riki'nin. İkisinin de gözlerinde görünüyordu mutluluğun ışıkları.
"Riki sana bir şey sormak istiyorum."
Riki o güzel anın verdiği etkisiyle konuşamadı ancak onaylar bir ifade ile başını aşağı yukarı salladı. Ondan onayı alan Sunghoon söze girdi.
"Beni çok sevdin Riki. Hem de benim hak etmediğim bir şekilde. Ancak ben sana o hak ettiğin sevgiyi vermeye hazırım artık. Elbette sen bunu kabul edersen. Yani varmak istediğim mesele şu: Benim sevgilim olur musun Riki?"
Sunghoon'un aldığı cevap sözlü olmak yerine o güzel dudakların tekrar birleşmesi olmuştu. Ancak bu ona göre en iyi cevaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mixed Up~Hoonki
Hayran KurguHerkes sadece benim hakkımda konuşuyor. Ben bile anlamadan dedikoduların başrolü ben oldum... -Mixed up by Enhypen