•39. BÖLÜM•

64 9 0
                                    

Felix Changbin ile olan konuşmasından beri odasında hiç durmadan ağlamıştı. Evin dışından gelen gürültü ile yatağından çıkıp cama yönelmişti.

Birkaç koruma elindeki içki şişesi olan Changbin'i tutmaya çalışıyordu. Felix hızlı adımlarla bahçeye inmişti.

F:"Changbin ne bu hâlin?"

Cb:"Ne varmış benim hâlimde?"

Felix Changbin'i tutan korumalara onu bırakmasını söylemişti ve Changbin'in kolunun altına girip ona destek olmuştu.

F:"Alın şu şişeyi elinden."

Adamları Felix'in emrini uygulayıp şişeyi Changbin'in elinden aldığında Felix eve doğru ilerlemeye başlamıştı.

İkili eve girdiklerinde Felix'in anne ve babası ile karşılaşmıştı.

"Changbin'in hâli ne böyle?"

F:"İçmiş biraz."

Cb:"Niye herkes aynı şeyi söyleyip duruyor. Her zamanki hâlim işte."

"Götür şunu odasına."

Felix annesinin emrini uygulamak üzereyken Changbin Felix'ten kurtulup karşısındaki adama doğru bir kaç adım atmıştı. Adamın gözlerine gözlerini dikip bakıyordu.

Cb:"Siz çok kötü bir insansınız."

Felix Changbin'i kolundan tutup götürecekken babası onu durdurmuştu. Changbin'in ona ne diyeceğini merak ediyordu.

Cb:"Felix nasıl sizin gibi birinin çocuğu olabilir. O çok masum, çok iyi kalpli biri. İnsanların kalbini kırmak yerine onları iyileştiriyor. Ama en sonunda ne oluyor biliyor musunuz? Gün geliyor ve iyileştirdiği o kalpler onun kalbini paramparça ediyor."

"Ben onun babasıyım. Onun kalbini kırdığım falan yok. Onu için en iyisini yapıyorum."

Cb:"Onu üzerek, sevdiği insanlardan kopararak mı onun için en iyisini yapıyorsunuz?"

Felix daha fazla dayanamayıp konuşmuştu.

F:"Changbin yeter! Odana geç artık."

Cb:"Burada senin için uğraşıyorum. Daha söyleyeceklerim bitmedi."

Changbin Felix'in gitmemesi için aklına gelen tek yolu dile getirmişti.

Cb:"Kovun beni."

"Ne?"

Cb:"Duydunuz. Kovun beni. Böylece Felix sevdiği insanlardan kopmak zorunda kalmaz."

Changbin'in karşısındaki adam sinirli yüz hatlarını rahatlamıştı.

"Bak Changbin. Bu dünyada karım ve çocuklarımdan sonra en çok sevdiğim, değer verdiğim insan sensin. Daha çok gençken geldin yanımıza. Yanlış hatırlamıyorsam ergenlik döneminin ortalarındaydın. İlk başlarda çok asabiydin. Daha o yaşında sana saygı duymaya başlamıştım. Bu yüzden seni kovamam. Felix'in gitmesi herkes için en iyisi olacak inan bana."

Changbin dizlerinin üzerine yere çökmüştü. Karşısındaki adamın resmen ayaklarına kapanmıştı.

Cb:"Bay Bang size yalvarıyorum. Lütfen Felix ile beni birbirimizden ayırmayın."

Changbin ayaklarına kapandığı bedenin omzunu tutup karşına çökmesiyle yere bakan gözlerini adamınkılerle birleştirmişti. Felix babasının ne yapacağını merak ediyordu.

"Changbin Felix'i gerçekten bu kadar çok seviyor musun?"

Changbin başını aşağı yukarı sallamıştı.

Adam ayağı kalkıp Felix'e yönelmişti.

"Onu odasına götür sonra da yanıma gel."

Felix Changbin'i yerden kaldırıp tekrar kolunun altına girmişti. Babası da annesinin yanına gidip ona uyumasını söylemişti.

Felix Changbin'i odasına götürmüştü. Onu yatağına yatıracakken Changbin'in ona sarılmasıyla Felix de Changbin ile yatağa düşmüştü.

F:"Changbin bırak beni."

Changbin kafasını iki yana sallamıştı.

Cb:"Özür dilerim. Seni sevmediğimi söylediğim için."

Felix'in kalbi deli gibi çarpıyordu.

Cb:"Seni çok seviyorum Lix."

Felix yüzüne zaten yakın olan yüze biraz daha yakınlaşmıştı. Dudağına bir buse kondurup Changbin'in üzerinden kalkacakken Changbin zaten beline sarılı olan kollarını sıkılaştırmıştı. Tek elini Felix'in belinden ensesine götürmüştü. Changbin küçüğünün dudaklarını kendi dudakları arasına almıştı. Changbin öpücüklerini hızlandırırken Felix babasının onu çağırdığını hatırlayıp ayrılmıştı. Changbin'in üzerinden kalkıp odadan çıkmıştı.

Felix tekrar babasının yanına gitmişti. Babasının yanına oturmuştu.

"Felix gitmen konusunda kararım hâlâ aynı."

F:"Ama baba-"

"Lafımı bitirmemi bekle. En azından okulunu orada oku. Eğer okulun bittiğinde hâlâ Changbin ile birlikte olmak istersen sana karşı gelmeyeceğim. Ama eğer orda onun yokluğuna alışabilirsen döndüğünde onun yüzünü bile görmene izin vermem."

F:"Gerçekten bize karşı gelmeyecek misin?"

"Sözümü tutmadığımı nerede gördün?"

F:"İki yıl sabredebilirim bence."

"O sana kalmış bir şey."

Felix yerinden kalkıp odadan çıkmıştı. Sayılı günün çabuk geçeceğine inanıp sorun çıkarmadan Avustralya'ya gidecekti.

.
.
.
.
.

[uzatmalara oynuyorum]

hazel

masterpiece/seungmin x bang chan/seungchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin