masterpiece/seungmin x bang chan/seungchan

•11. BÖLÜM•

Js:"Yemin ederim bu çocuğun arkasını toplamaktan bıktım. Sürekli bana iş çıkarıyor. Ben olmasam ne yapacak hiç bilm-"

Jisung çarptığı şey yüzünden durmuştu. Ama elindeki kutulardan dolayı neye çarptığını göremiyordu. En üstteki kutunun kucağından alınması ile hem yükü hafiflemiş hem de görüş açısı genişlemişti. Karşısında "jisungun ideal tipi" olarak adlandırabileceği bir adam vardı. Uzun boylu, yakışıklı, iyi vücutlu ve en önemlisi takım elbiseli bir bey. Jisung "aman tanrım" diye düşündü ve karşısındaki adam konuşmaya başladı.

M:"Yardıma ihtiyacın var gibi görünüyor."

Jisung "Yüzü gibi sesi de güzel." diye düşündü.

Js:"Artık yok buraya bırakacam zaten."

Konuştuktan sonra gözleri ile Seungmin'in kapısının önünü göstermişti.

M:"Seungmin'in arkadaşı olmalısın."

Js:"Evet öyleyim de siz kimsiniz? Sizin gibi birinden hiç bahsetmedi bize."

M:"Onunla az önce tanıştım. Arkadaşım ile buraya geldim."

Js:"Arkadaşınız?"

M:"Chan."

Js:"Haa şu Seungmin'in onun için heykel yaptığı adam değil mi o?"

Seungmin konuyu üstünkörü telefonda anlatmıştı onlara ama detayları bu gün oyun oynarken konuşacaktılar.

M:"Evet aynen o."

Js:"Anlıyorum."

Ellerindeki kutuları kapının önüne bırakmıştılar.

Js:"Sen neden kapıda bekliyorsun?"

M:"Chan hyung beni içeri almadı."

Minho bunu yapmacık üzüntülü bir ses tonu ile söylemişti.

Js:"Seni ne kadar da çok seviyormuş."

İkisinde gülümsemişti.

M:"Yaaa ne demezsin."

Aralarında garip bir sessizlik olmuştu. Minho bu sessizliği bozmak için konuşmuştu.

M:"Minho ben."

Bunu söylerken elini uzatmıştı karşısındakine.

Js:"Jisung ben de. Memnun oldum."

"Jisung mu? Bu ismi nerede duydum ben?" Biraz daha düşündükten sonra aklına gelen şeyle biraz sesli bir şekilde gülmüştü. Jisung ise anlamayan gözlerle ona bakıyordu.

[bisiklet olayını hatırladı]

Js:"Bir sorun mu var."

Minho o sıra fark etmişti hâlâ Jisung'un elini tuttuğunu. Fark etmesiyle de elini çekmişti zaten.

M:"Ha yok sadece aklıma bir şey geldi ondan şey oldu. Kusura bakma."

Jisung duvara yaslanıp kollarını bağlamıştı.

Js:"Ne zamandandır içerideler?"

M:"Çok olmadı."

Jisung anladığını belirtircesine başını sallamıştı.

M:"Buralarda kahve içebileceğim bir yer var mı?"

"Hade Jisung fırsat bu fırsat oğlum."

Js:"Var. İstersersen seni oraya götürebilirim"

Bu Minho'nun da işine gelmişti.

M:"Olur gidelim."

Minho asansöre yönelmişti. Jisung onu durduracaktı ki vazgeçmişti. Biraz heyecanın kimseye bir zararı olmazdı.

.
.
.
.
.

☄ hazel