Js:"Ne yaptılar acaba?"
S:"Bilmem."
Herkes susmuştu.
C:"Gitmiyor musunuz?"
M:"Ne?"
C:"Evinize diyorum gitmiyor musunuz?"
Js:"Bizi mi kovuyorsun şu an?"
M:"Sanki biraz öyle oldu."
Js:"İstenmediğim yerde durmam zaten."
Jisung bunu söyledikten sonra ayağa kalkmıştı. Minho da ardından ayağa kalkmıştı. İkili kapıya yönelince Seungmin ve Chan da arkalarından ilerlemiştiler.
S:"Biraz daha kalsaydınız."
Js:"Chan bizi kovmasaydı biraz daha kalırdık belki."
Seungmin Chan'e bakınca Chan ona "ne var ya?" bakışı atmıştı.
S:"Bir dahakine Chan'i evden kovup sizi öyle çağıracam."
Js:"İyi olur."
Jisung trip atıp merdivenlerden inmeye başlamıştı. Minho da onu takip etmişti.
Jisung ve Minho'nun gidişinin ardından Chan Seungmin'i içeri alıp kapıyı kapatmıştı.
S:"Hyung niye kovdun insanları?"
Chan Seungmin'i kapı ile arasına almıştı. Seungmin'in yüzüne yaklaşıp konuşmuştu.
C:"Çünkü seni özledim."
S:"Ne ara özledin hiç ayrılmadık ki?"
C:"Öyle bir özleme değil Seungmin."
Chan Seungmin'in dudaklarına kapanmıştı. Öpücükleri gittikçe sertleşiyordu. Seungmin işin sonunun nereye gideceğini az çok tahmin edip ayrılmıştı.
S:"Hadi uyuyalım. Geç oldu."
C:"Uykum gelmiyor ama."
Seungmin yalandan bir esneme ile konuşmuştu.
S:"Hmm benim uykum çok geliyor."
[yazarken beş kere esnedim]
[düzenlerken beş kere daha esnedim]
Chan arsız bir gülümseme ile konuşmuştu.
C:"Alayım mı uykunu?"
Seungmin Chan'in dudaklarına hafifçe vurmuştu.
S:"Hyung sen eskiden böyle değildin. Sana ne oldu yaa?"
Chan Seungmin'i tekrar öpmeye başlamıştı.
C:"Ne olmuş bana?"
S:"Utanmasan sabah akşam si-"
Seungmin söylemek üzere olduğu şeyi fark edip susmuştu.
C:"Sabah akşam ne Seungmin?"
Seungmin utanmıştı. Chan'den kurtulup odasına gitmişti. Chan yatağında uzanan Seungmin'in arkasına geçip kollarını beline sarmıştı. Seungmin rahat bir nefes aldığını düşünmüştü ama bu düşüncesi Chan'in ellerini tişörtünün içine koyması ile son bulmuştu. Seungmin'in hoşuna gidiyordu ve bunu belli etmemek için dudaklarını ısırıyordu.
C:"Uyudun mu?"
Seungmin cevap vermemişti.
Chan elini Seungmin'in tişörtünü içinde gezdirmeye devam ediyordu. Elleri yavaş yavaş Seungmin'in kasıklarına inmişti. Seungmin istemsizce hoşuna gittiğini belirten sesler çıkarıyordu.
Chan başını Seungmin'in boynuna gömüp konuşmuştu.
"Hani uyumuştun."
"Hmm izin verseydin uyurdum."
Chan Seungmin'i üzerine alıp bacaklarını kendine doğru çekmişti.
"Bence yalan söylediğin için cezalandırılmalısın."
Chan Seungmin'in dudaklarını ısırmaya başlamıştı. Kan tadını alabiliyordu. Nefes almak için ayrıldığında Seungmin'in şişmiş dudaklarına öpücükler bırakmaya başlamıştı.
En sonunda Seungmin'in yorgunlukla başını Chan'in göğsüne yaslanmıştı. Chan üzerinde uyuyan bedenin saçlarını okşamaya başlamıştı.
"Seungmin sen bana tanrının en büyük hediyesisin"
Seungmin'in duyduğu son cümle bu olmuştu sonrasında ise uykuya dalmıştı.
.
.
.
.
.[smut yazamadığım için beni zorbalamayın olmuyor işte]
☄hazel
ŞİMDİ OKUDUĞUN
masterpiece/seungmin x bang chan/seungchan
FanfikceChan bir süredir sadece uzaktan izlediği çocuk ile bu gün yüz yüze konuşmuştu hatta yemek bile yemişti. Bunlar ise sadece bir sanat eserinin eserini izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamaması yüzündendi.