Jisung evden gelen gürültülere daha fazla dayanamayıp yatağından kalkmıştı. Elini yüzünü yıkayıp mutfağa yönelmişti. Dolaptan su ve ağrı kesici alıp içmişti.
Js:"Anneee başım çok ağrıyor."
Jisung sızlanarak konuşuyordu.
"O kadar içersen zaten ağrır."
Jisung kafasını masada yemek yiyen annesine çevirmişti. Ama karşısında anne ve babasıyla kahvaltı yapan Minho'yu görmeyi hiç ama hiç beklemiyordu.
Js:"Minho hyung?"
Minho Jisung'un büyük sayılabilecek tişörtlerinden bir tane giymiş olmasına rağmen tüm kasları gözler önündeydi. Ve yeni uyandığı için saçları darmadağın olmuştu.
M:"Efendim Jisung."
Js:"Burada ne arıyorsun?"
Minho'ya yöneltilen soruya Han'ın annesi cevap vermişti.
"Adamın üstüne kustuğun için olabilir mi?"
Jisung hatırlamak için hafızasını zorluyodu. Ama hiç bir şey hatırlamıyordu.
M:"Boşver Jisung olan oldu."
Js:"Ben özür dilerim."
M:"Dert etme Jisung. Gel de kahvaltını yap."
Jisung "Çok saçma. Daha dün tanıştığım birine aşık olmam değil tabi. O kişinin şu an anne ve babamla birlikte yemek yiyor olması. VE BENİM KIYAFETLERİMİN İÇİNDE." diye düşündü.
M:"Herşey için çok teşekkür ederim. Ben artık gitsem iyi olur."
Minho Han ailesi ile vedalaştıktan sonra giyinmek için Jisung'un odasına çıktı. Önceki gün Jisung'un kusmasına rağmen şimdi tertemiz olan kıyafetlerini giydi. Sonra Jisung'un odasını incelemeye başladı. Onun ruhsuz odasına karşın tam bir ergen odasıydı. Cam dolabın içinde bir yığın anime figürü vardı. Duvarı kaplayan kitaplıkta ise sayısız manga. Odanın bir köşesine ağzı açık bir kutu vardı. Merakına yenik düşüp kutuya bakmaya gitti. Kutuda çok özel plaklar vardı. Bu kutuya bir kaç parça eklemeyi aklının bir köşesine yazdı. Daha fazla dikkat çekmemek için odadan ayrıldı.
Odadan çıktığında gözleri üzerinde hâlâ pijamaları olan Jisung'u buldu. Çok tatlı gözüküyordu.
M:"Ben gideyim artık."
Js:"Hyung biraz daha kalsaydın."
M:"Chan'e söz verdim biliyorsun. Ama yine görüşelim. Bu karttaki benim numaram istediğin zaman arayabilirsin."
Elindeki kartı önündeki bedene uzatmıştı. Jisung kartı alıp incelemeye başladığında Minho onun yanağından bir makas aldı ve "görüşürüz" deyip evden çıktı. Jisung ise hala olanların etkisindeydi.
"JİSUNG!"
Js:"Yah anne! Neden kulağımın dibinde bağırıyorsun?"
"Sabahtandir sana sesleniyorum ama cevap vermiyorsun."
Js:"Duymamışım."
"O adama aşıksın dimi?"
Js:"Ne alakası var anne ya?"
"Zangin ve yakışıklı olduğu için bir şey demiyorum."
Js:"Deme zaten."
"Çok konuşma da gel yardım et."
Js:"Tamamm~~"
.
.
.
.
.☄hazel
ŞİMDİ OKUDUĞUN
masterpiece/seungmin x bang chan/seungchan
FanficChan bir süredir sadece uzaktan izlediği çocuk ile bu gün yüz yüze konuşmuştu hatta yemek bile yemişti. Bunlar ise sadece bir sanat eserinin eserini izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamaması yüzündendi.