9 Bölüm: "Yalancı gülüşler"

46 23 2
                                    


"Yalancı gülüşler"

"Bazen mutlu olmak için pembe gözlükleri kasten giymek gerekir"
Aaishadarcy

Kitapların olduğu raflara baktı. Elini uzatıp birini alırken arada dönüp arkasına bakmayı da ihmal etmiyordu. İçini kemiren o soruyu sorup, aklındaki düşüncelerin sadece bir kuruntudan ibaret olduğunu anlamak istiyordu. Dudaklarını kemirerek ardına döndü. “Kızıl'la daha önceden tanıştığını neden söylemedin? Hastanedeyken onu neden tanımazdan geldin?” Gelebilecek cevaplardan korkarak yeniden kitaplara döndü. Kitabı aldığı yere bıraktı. Uzun süren sessizlik onu tedirgin etmeye başladığında Baver’e döndü yeniden.

Baver, kaşarını çatmış yüzüne bakıyordu. İlk önce gelen soru yüzünden sinirlendiğinde düşündü. Ama Baver konuşmaya başlayınca kendi kaşları da çatıldı. “Kızıl’ı daha önceden tanıdığımı nereden çıkarttın?” Baver’in arkasına baktı. Halada masanın başında oturan ve çok garip bir şekilde bakan Kızıl’ı buldu gözleri. “Burada sizinle beraber olmasında. Sonra dün babanın odasında onunda olmasından.” Baver  ardına dönüp yemek masasına baktı. “Kamel, iyi misin? İlaç falan alıyor musun?” Sesi tedirgin çıkmıştı. Gözlerine endişe yer edinirken uzanıp, Kamelya’nın elini ellerine aldı.

Kamelya, korkuyla titrek bir nefes aldı. Dudaklarını yalayıp masa başında oturan Kızıl’a baktı. Kendisinin de ona baktığını gördüğünde korkuyla dudakları aralandı. Korkunç bir şeklide gülümsüyordu. Az önce normal görünen yüzü, Kamelya’nın gözleri önünde çürümeye, derisinde delikler açılarak kurtlar dökülmeye başladı. Gördüğü manzarayla gözlerini sıkıca kapattı. Korkuyla derin nefesler alırken ona sarılan ve başını göğsüne bastıran adamı hissetti. Bunu bekliyormuşçasına hemen sardı kollarını güçlü bedene.

"Halüsinasyondu değil mi? Yine deliriyorum." dedi Kamelya. Korkuyordu. Son zamanlarda ruh sağlığı daha da kötüleşiyordu. Bir şeyler yapmalı, bu halden kurtulmalıydı. Boş boşuna Baver'e sinirlenmişti. Bir de neler neler kurmuştu kendi kafasında. "Sanarım." diye mırıldandı Baver. Kamelya'yı daha da sıkı kucakladı. Sonra elinden tutup, masaya doğru yürüdü. Kamelya, Baver'in peşiyle giderken, masaya bakamıyordu. Yeniden Kızıl'ın halüsinasyonunu görmek ona çok ürkütücü geliyordu.

Masaya geçtiklerinde diğerleride gelmişti. Önemli bir şey konuşulacağı belliydi. Baver teker teker herkese bakıp, izin aldı bakışlarıyla. Sanki anlatacakları hepsinin arasında olan, açılmaması gereken bir sırdı. "Vladimir Petroviç'i tanıyor musun?" Sorunun Kamelya'ya sorulduğu kesindi. "Evet! Ailem için yapılan katliamda Matvey'e yardım etmiş diye biliyorum." dedi nefret içeren bir sesle. Tanımaması mümkün müydü? Katliam günü oda oradaydı. O zaman kim olduğunu bilmiyordu. Sonradan babası avukatla konuşurken Vladimir'in de katliam sorumlularından birisi olduğunu duymuş, öğrenmişti. "O zaman düşmanımız aynı kişi!" dedi Rebekka. İlk defa sesi, Kamelya'ya karşı sinir barındırmıyordu. Kamel, şaşmadan edemedi.

"Yardımına ihtiyacımız var!" diyen Şahin'di. Sabırsızlıkla baktı herkese. Bu yardım isteğinin ve Vladimir'e olan düşmanlığın altında çok önemli bir sır yatıyordu ve Kamelya bu sırrı öğrenmek için can atıyordu. Baver oturduğu sandalyeyi çekerek daha da yaklaştı masaya. Öne eğildi. "Vladimir 20 yıla yakın bir süredir organ mafyalığı yapıyor. İlk defa Rusya'da başlayan bu caniliği Türkiye'de , Kazakistan'da ve Tacikistan'da da yaydı. Birkaç yetimhaneyi satın aldığı için gerektiğinde çok rahatça oradan orqan tedariki yapıyor. Çocukları ilk önce bir kazayla öldü ya da kaçtı olarak işaretliyorlar sonrada Vladimir'e teslim ediyorlar." Durdu bir süre. Önündeki masaya baktı. Dudaklarını ısırdı sonrada bakışlarını solunda oturan Kamelya'ya kaldırdı.

Kırmızı Kamelya [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin